Gebze Motosiklet Kulübü Forumları

Tam Versiyon: ATATÜRK Köşesi
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Sayfa: 1 2 3 4 5 6 7 8
Mustafa Kemal ATATÜRK Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Ey Türk Gençliği!

Birinci ödevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli güven kaynağıdır. Gelecekte de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyen kötücüller bulunacaktır. Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan; ödeve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler. Zorla ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hainlik de yapabilirler. Daha kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.

Ey Türk geleceğinin gençliği!

İşte, bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Bunun için gereken güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!

Söylev' den 20 Ekim 1927
Anlaşıldı Başkanım sen bugün TV lerde reklamları seyretmişsin. Ve benim gibi sinir olmuşsun :kızgın:

Biz eski Gençler olarak bu söyleve yürekten cevap verdik vede hala veriyoruz ancaaakk...
İnsan Silivri'yi ve hükümleri görünce biraz ilkilsede bizleri ATATÜRK'ün yolundan ve izinden ayırmaya hiçbir % bilmem kaç alı koyamaz...
İnadına Cumhuriyet ,inadına laiklik..
Gün gelir aynı mahkemede ve aynı kanunlarla birileride yargılanır.:tamam:
Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır;
rejimi ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir.
Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır.

Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.

Genç, "polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır.

Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: "Demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!"

Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayrılmasını istemeyecek.

Diyecek ki,
"Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım.
Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!"

İste benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!
"
Atatürk'e hakaretten sanık bir köylü hakkında takibat yapılıyordu. Durumu Atatürk'e arz ettiler,
- Mahkemeye veriyoruz, dediler, size küfür etmiş.
Atatürk sordu:
- Ben ne yapmışım ona?
Evrakı tetkik edenler açıkladılar:
- Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuşta ondan.
Atatürk'e bunu söyleyen bir milletvekilidir. Atatürk sormuş,
- Siz hiç gazete kağıdıyla sigara içtiniz mi?
- Hayır...
- Ben Trablus'tayken içmiştim, bilirim. Pek berbat bir şey. Köylü bana az küfretmiş. Siz bunun için onu mahkemeye vereceğinize, ona insan gibi sigara içmeyi sağlanıyız"

* Atatürk'ün Nükteleri / Fıkraları / Hatıraları, Hilmi Yücebaş, Sayfa 87
Helal başkan:+1:
Güzel paylaşımların olabileceği güzel bir başlık.
Sonuna geliyoruz demiyorum çoktan geldik bile ;

YÖK de Atatürk'ü siliyor

YÖK'ün "Türkiye'nin yeni vizyonu yeni bir yükseköğretim sistemini zorunlu kılıyor"
mantığı ile başlattığı yeni yükseköğretim yasası çalışmaları tamamlandı.

Devamı için tıklayınız...
Atatürk bunları iyi ...miş belli. Varları yokları Laikliği -Atatürk ilkelerini yıkmaya çalışmak. Acaba yapabilecek olsalar ne b..k yicekler. Sağda solda yalamalık yapacaklar.

Bekir Coşkun

10 Yıldır Şu Cumhuriyeti Yıkamadın Gitti...
İlk on yılda:
Saltanat kaldırıldı...
Ankara başkent oldu..
Cumhuriyet ilan edildi...
İlk anayasa yapıldı...
Medeni Kanun ilan edildi...
Birden fazla kadınla evlenme yasaklandı...
Mirasta ve boşanmada kadın-erkek eşitliği geldi...
8 Mayıs 1928’de Borçlar Kanunu...
10 Mayıs 1928’de Ticaret Kanunu, 1 Temmuz 1928’de Ceza Kanunu yürürlüğe girdi...
Eğitim öğretim laikleştirildi.
Bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.
Medreseler kapatıldı...
Latin alfabesi kabul edildi...
Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu kuruldu...
Topkapı Sarayı müze haline getirildi.
Etnografya Müzesi ve Güzel Sanatlar Akademisi, İstanbul Üniversitesi ve Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi açıldı.
“Şapka Kanunu” çıkarıldı...
Tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı...
Hicri ve Rumi takvimler kaldırılarak Miladi takvim kabul edildi...
Okka, arşın yerine kilo, metre ve litre gibi ölçümlere geçildi...
Hafta sonu tatili cumadan pazar gününe alındı...
Soyadı sistemine geçildi...
Türk kadınına siyasi haklar tanındı...
İlk “Beş Yıllık Kalkınma Planı”nın uygulanmasına başlandı...
Köylünün durumunu düzeltmek için aşar (öşür) vergisi kaldırıldı...
Çiftçiye damızlık hayvan, tohum, fidan, borç para verildi...
Sümerbank, Etibank, MTA, Demir Çelik Fabrikaları, İş Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri, Denizbank, TCDD kuruldu...
4078 kilometre demiryolu...
22 bin kilometre karayolu yapıldı...
Bakırköy Bez Fabrikası, Keçiborlu Kükürt Fabrikası, Kayseri Bez Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası, Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası, Çubuk Baraj, İzmit Birinci Kâğıt Fabrikası, Nazilli Basma Fabrikası, Ereğli Bez Fabrikası, Gemlik Suni İpek Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası, Divriği Demir Madeni İşletmesi açıldı...
*
Ne sayayım, sığmaz buralara...
Savaştan çıkmış, yoksul, aç, çıplak...
Her şeyini kaybetmiş bir millet, on yılda bağımsız, laik, çağdaş, saygın, başı dik, özgür bir cumhuriyet kurdu size...
Daha ne olsun?..
*
Son on yıldır:
Yıkamadın gitti...

http://cumhuriyet.com.tr/?hn=376612
Sayfa: 1 2 3 4 5 6 7 8