Gebze Motosiklet Kulübü Forumları

Tam Versiyon: Günümüz Tehlikesi GDO
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Sayfa: 1 2
Ambalajlı sütte bizi bu tehlikeler bekliyor ise, başka bir tehlike de ambalajsız ürünlerde bizi bekliyor olamaz mı? Örneğin günlük ve açıkta satılan süt daha mı az risk taşır?

Açık sütün kaynağını iyi sorgulamak durumundayız. Bugün artık teknoloji gelişti, herkesin fotoğraf makineli cep telefonu var. Tüketici açık süt satıcısından en azından hayvanlarıyla çekilmiş bir fotoğrafını isteyebilir, hatta mandırasını pikniğe açan üreticiler de oldu. Ambalajlı ürünün anlattığım sakıncalarının yanında “enfeksiyon riski” inanın marjinal kalır. Bunun yöntemi sütün kaynatılmasıdır. Brusella ve diğer olası bakteriler kaynatmayla zaten ölür, Anadolu’daki aslı sorun kaynatılmamış sütten hazırlanan “taze” peynir. Peynir olgunlaştığında bu risk de ortadan kalkar. Sokakta satılan sütlerin mikroorganizma olasılığı hep vardır, asgari hijyene dikkat edilip kaynatılarak ortadan kalkar. Biz de bu sütle büyüdük, salgın hastalık mı vardı? Bu “mikrop histerisi” endüstrinin küçük üreticiyi boyunduruğu altına almasının bir yöntemi. Aynı yöntemi bol bol satmaya çalıştıkları temizlik malzemelerinde de uyguluyorlar.

GDO’lu ürünlerle beslenen hayvanlar. Ve o hayvanlardan yiyecek olarak fayda sağlayan bizler. Bu tehlikeli bir döngüye işaret.

Soya, mısır hayvan yemi olarak geniş kullanım alanına sahip. Ülkemize ithalatı da Biyogüvenlik Kurulu’nun raporlarına dayanılarak serbest bırakıldı. Tavuk yemlerinin yüzde 98’inde GDO soya kullanılıyor; Sabancı Üniversitesi’nden dostumuz Prof. Dr. Selim Çetiner’in bir öğrencisine yaptırdığı tez bu durumu açıkça ortaya koydu ki, bunun üzerinden en az beş yıl geçti, yani Biyogüvenlik Kurulu kararları öncesinde de vardı. Oysa Arjantin’den yapılan çalışmalar bu ilacın gelişmekte olan embriyolarda anomaliye neden olduğunu göstermekte.
‘GDO’ların ve beraberinde kullanılan ilaçların yıllardır uygulanmasına karşılık, bu etkilerin yeni ortaya çıkıyor olmasının gerekçesi ise, patent korumaları nedeniyle araştırılmaların patent sahibi firmaya ait olmasıdır.’

Anomali nedir? Bunu biraz açabilir miyiz?
Anomaliler “orta hat bölünme bozuklukları” tanımlanmakta, örneğin gözü etkilemekte. Embriyoların sinir sistemleri etkileniyor, sinir dokusunun oluşumu bozuluyor. Kafa orta hat bozuklukları saptanıyor, aynı şey sırt bölgesindeki sinir dokusunun (omurga ve omurilik) kapanmasında da ortaya çıkıyor. Bu tarımın yapıldığı bölgelerde çok sayıda düşük ve doğum anomalisi saptandığı da bilinen gerçekler arasında. Bu ilaçlar memeli hücrelerinin döngüsünü de değiştirmekte, yani insan hücrelerinde de etkisi olduğu kesin. GDO’ların ve beraberinde kullanılan ilaçların yıllardır uygulanmasına karşılık, bu etkilerin yeni ortaya çıkıyor olmasının gerekçesi ise, patent korumaları nedeniyle araştırılmaların patent sahibi firmaya ait olmasıdır. GDO’ların çevre etkileri ve beslenmede yaygın kullanımları durumunda nasıl bir sonuca yol açacakları bağımsız bilimsel kuruluşlar tarafında ancak yakın zamanda incelenmeye başlandı. Dünya bu konuda bedeli ağır bir sürprize hazır olmalı.
‘Endüstriyel tavukların bütünü GDO’lu yemle besleniyor. GDO’lu soya ve mısır bütün bisküvi endüstrisinde, meşrubat endüstrisinde kullanılıyor. Bizim riskimiz diğer ülkelerle karşılaştırılamaz, aşırı yüksek.’

Hem sağlığımız için hem de bir bilinç uyandırabilmek adına neler yapabiliriz?

Doğrusunu isterseniz bir genellemeye giderek aşırı endüstriyel işlemden geçmiş bütün gıdalardan uzak durmalıyız. Organik olanlar, organik pazarlardan alınabilecekler tercih edilmeli. UHT süt ve ekşimeyen yoğurtlar, endüstriyel tavuklar, tarım ilacı kullanımının ne boyut olduğu bilinmeyen sebzeler ve meyvelerden uzak durulmalı. Her şey mevsiminde tüketilmek zorunda, çünkü biz de aynı mevsimlerin etkisi altında yaşıyoruz, bu bizim dışına çıkamayacağımız bir düzen. Hububat (buğday, darı vb.) ve bakliyat (yeşil mercimek, nohut ve fasulye) öncelikli tercih edilmesi gerekenler. Sütü pastörize almalıyız, gerekiyor, çünkü bakteriler bizim vücudumuzun zaten doğal, olması gereken bir parçası. Onların dengesi ve sağlığı bozulursa, bizlerin de sağlığı gider.

Ve elbette bunu herkesle paylaşmak zorundayız, toplumsal bilincin güçlenmesi gerekir. Teslimiyetçi bir yaklaşımla bu işin içinden çıkabilmemiz mümkün değil.


http://indigodergisi.com/2012/08/yavuz-d...ve-kanser/
Başımıza ne geliyorsa teknoloji belasından geliyor.
Süt , yogurt , yumurta , sebze ve meyve ihtiyaçlarınızı mümkünse köylerden temin edin. Evinizin bahcesi varsa hormonsuz fidan alıp ekin.
Erdem bilgilendirme için teşekkürler..
Artık zor bir dünyada yaşıyoruz. Köyde yaşama şansım olsa arkama bile bakmadan giderim..
Duyduklarıma göre en çok Genetiği değiştirilmiş ürünler

Tane Mısırlar ..
Soya (günümüzde bolca tüketilen çakma çiğ köfteler de oldukça fazla kullanılıyor.)

bunları bilmediğiniz yerlerden alıp tüketmemenizi tavsiye ederim..
UHT süt ve Yoğurlar felaket. çocuklara falan içirmeyin. 10 dakikada pişen tavuklar...
Atatürk Orman Çiftliği ürünlerini şiddetle tavsiye ederim.
Ayranının içtiğiniz, yoğurdunu yediğiniz anda ne kadar doğal olduğunu anlayacaksınız. Peyniri de var. Diğer marka ayranlar günlerce dolapta dururken AOÇ ürünlerini ikinci günde tüketmezseniz hemen ekşir.
Darıca'lılar; Ziraat Bankasının yanında ki şarküteride var.
Genlerimiz o kadar değiştiki artık kalp krizi ve kanserlerin yaş oranı çok düştü..
(04-16-2013, 11:39 AM)Batuhan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Atatürk Orman Çiftliği ürünlerini şiddetle tavsiye ederim.
Ayranının içtiğiniz, yoğurdunu yediğiniz anda ne kadar doğal olduğunu anlayacaksınız. Peyniri de var. Diğer marka ayranlar günlerce dolapta dururken AOÇ ürünlerini ikinci günde tüketmezseniz hemen ekşir.
Darıca'lılar; Ziraat Bankasının yanında ki şarküteride var.

Teşekkürler Batuhan
Arkadaşlar arayıp sordum gebzede de satış noktası burası

http://gebzeziraat.com/

Teşekkürler Batuhan. Bu ürünlerden haberdar değildim...
(04-16-2013, 11:39 AM)Batuhan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Atatürk Orman Çiftliği ürünlerini şiddetle tavsiye ederim.
Ayranının içtiğiniz, yoğurdunu yediğiniz anda ne kadar doğal olduğunu anlayacaksınız. Peyniri de var. Diğer marka ayranlar günlerce dolapta dururken AOÇ ürünlerini ikinci günde tüketmezseniz hemen ekşir.
Darıca'lılar; Ziraat Bankasının yanında ki şarküteride var.

Teşekkürler Batuhan, doğru tercih gerçekten ..
Sayfa: 1 2