Gebze Motosiklet Kulübü Forumları

Tam Versiyon: TRAFİKTE ÖFKE
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Alıntı:Altın Elbiseli Adam

TRAFİKTE ÖFKE

Üstünüze kırdılar, inip dövüşmeli mi yoksa yola devam mı etmeli?

Ana caddede giderken aniden önümüze bir otomobil fırladı, ya da biz orta şeritte motor sürerken, en soldan en sağa hamle edip, bizi hem tehlikeye attı, hem de sıkıştırdı. Bize göre, bu adam(ya da kadın) yanlış. Ne yapmalıyız?

Yol 1, Barko'nun yolu: “Sokakta Adaleti Ben Sağlarım”

Barko, “Eğer biri yolunuzu keserse onlara yanlış bir şey yaptıklarını belirtmeliyiz. Bunun için sıkı bir korna, el kol hareketleri iyi olur. Yoksa bu yanlışı yapmaya devam ederler” der. Fakat biliyoruz ki, bu tepkimize böyle bir ibişlik yapan sürücü de tepkiyle cevap verecektir (tüm eşekliğine rağmen). “Bir daha ki sefere aynı haltı yemeden önce bir daha düşünecektir” (midir?). Büyük şehirlerde, “hem suçlu, hem güçlü” nüfusunun, azalmayıp, arttığı gerçeği de aşikardır. Her sağduyu sahibi sürücü gibi, şunu da biliyoruz ki, araçtan inip çatışmaya girmek, yolunu kesmek, ve sair anlık öfke patlamaları, bizi, karşımızdakini veya çoğunlukla her iki tarafı da felakete götürecektir. Ayrıca, “Dövüşe kalkışınca üzerimizdeki motosiklet kıyafeti bir çok darbeden bizi büyük oranda korur. Fakat tabii ki daima bir psikopata çatma ihtimaliniz var. Ancak unutmayın, siz motor sürüyorsunuz. Rakip çok iri veya silahlı veya hem iri hem de silahlıysa, gazlayıp kaçın”diye de ekler Barko. Elbette biz bunu önermiyoruz, bu sadece başka bir şahsın görüşü.

Yol 2, Sağduyunun Sesi

Elbette konuştuğumuz tüm trafik görevlileri aynı şeyi söylemektedir: “Trafikte asla kimseyle dalaşmayın, itişmeyin, kakışmayın.” Motosiklet sürmek kendi başına zaten yeterince tehlikelidir. Bir de bu tür ek faaliyetlerle riski daha arttırmanın bir anlamı yok. Dikkatimizi aracımızı sürmeye vermeliyiz, intikam almak için yollar aramaya değil. Eğer biri üzerimize kırarsa en iyisi, onu ve sürdüğü aracı görebileceğimiz bir yerde tutmak ve uzaktan takip etmektir. Böylece, bize daha fazla zarar veremez. Elbette yapılan hareket kötüdür ancak, bu canlıya ders vermeye çalışmanın anlamı yoktur. Kötü şoförler, bizden hiçbir şey öğrenmez ve küçük bir hadise çok büyük bir vukuata dönüşebilir. Biz araç sürerken sinirlenince, alabileceğimiz risk miktarı da artar. Bu durumda normalde yapmayacağımız şeyleri yapmaya başlar, motorumuzu sürmeyeceğimiz şekilde sürmeye başlarız. Bize bu densizliği yapan sürücüye, biz tepki gösterince, o da karşılık verir. Ve birden bire, kendimizi çok ciddi bir kavganın ortasında buluveririz.
Oysa tepki vermek yerine, olayı/karşımızdakini kabul edelim. Dikkat edelim; bu kabullenmek değildir. Çünkü kabullenmek, şartların bize zorladığı hadisedir. Misal, kayın validemiz bize bir tablo hediye ederse, beğenmesek de duvara asarız. İşte kabullenme budur. Oysa kabul ederken, inisiyatif bizdedir. Kabulü kendi isteğimizle yaparız. Karşımızdakini kabul etmeye gönüllü olursak, o anı atlatmak için ilk ve en zor adımı atmış oluruz. Biliyoruz ki, kötü sürücüler, yanlış hiçbir şey yapmadıklarını düşünüyordur. İnsanlar hata yapabilirler. Hatta bazıları gerçekten akılsız olabilir. Bizi gerçekten çok büyük tehlikeye attıklarını düşünüyorsak plakasını alıp polise bildirelim. Eğer şahit yoksa, onun sözüne karşı bizim sözümüz pek bir çözüm getirmeyebilir. Varsın getirmesin, en azından, avanak gibi otomobil sürmenin sonucunda, gününün belirli bir kısmını karakolda geçirmek ona da iyi gelecektir.

Birkaç İpucu

Tehlikeli bir durumda kaldığımızda ilk yolu tercih etmek isteyebiliriz. Ancak mantığımız bir kervana binip uzaaak diyarlara gitmeden, ikinci yolu aklımızın bir köşesinde tutalım. Gerçekten kötü süren şoförleri kabul etmek zor olabilir. Fakat, bir de işin şu kısmı var: Eğer mütemadiyen birileri bizi tehlikeye atıyorsa, acaba bizim sürüşümüzde de bir yanlışlık olabilir mi? (Ki kabul etmesi en zor olan da budur). Misal: Trafikten o kadar daha hızlı sürüyoruz ki, otomobil sürücüleri bizi fark edemiyor, ya da tepki verecek (kaçacak) vakit bulamıyorlar. Unutmayalım, bir çok otomobil sürücüsü için, motosikletin sürati hiç bilmedikleri/anlamadıkları bir kavramdır. Eğer biz onları yüksek süratle taciz edersek, onlar da bize her buldukları fırsatta dert çıkarmak için daha da kararlı hale gelebilirler.
Asla, sizi gördüklerini veya otomobil sürücülerinin mantıklı süreceğini var saymayalım. Keko'nun birinin önümüze kırabileceği durumları ön görmeye çalışalım. Eğer yapacakları acayiplikleri tahmin edebilirsek, daha az öfkelenme ihtimalimiz vardır.
Bu bağlamda, öfkemizi kontrol altında tutmak için uygulanabilecek bir başka teknik de, karşımızdakine, ağzımıza gelen en ağır küfürleri saymak yerine, en çocuksu hitapları sarf etmek olabilir. Ana-avrat düz gitmek yerine, “bal kabağı”, “keko”, “ibiş”, “düdük” gibi laflar, kulağa çocukça gelebilir. Fakat, öfkemizin taşıp köpürmesini de engeller.
Aynı şekilde, büyük şehir trafiğinde gerildiğimizi hissediyorsak, motor sürerken, dilimizi dişlerimizin arasında kavrayalım. Ne zaman dilimiz acımaya başlıyorsa fazla gerildik demektir. Durup dinlenmekte, gevşemekte fayda vardır. Hah ama kavgaya gireceksek, o zaman dilimizi dişlerin arasından kurtaralım.

Dövüşsüz sürüşler dilerim,
Barkın Bayoğlu

Eğlenceli ve faydalı bir yazı.
Erdem sende oku :çiçek:
Cihan abi tamda Erdem için yazılmış haklısın abi :tamam:
Sabah okudum şimdide okuyorum gerçekten güzel ve faydalı.
Trafikte dikkatli ve sabırlı olalım, dövüşsüz sürüşler.
(10-27-2011, 09:12 AM)MaRaNtZz Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Cihan abi tamda Erdem için yazılmış haklısın abi :tamam:

Bence kask ile kaş patlatan arkadaşlar için yazılmış.:]
Diikat ve sonrasında dövüşsüz sürüşler diliyorum arkadaşlar herkese.

Cihan abi paylaşım için teşekkür ederim, ellerine sağlık..
(10-27-2011, 09:37 AM)emomen Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Sabah okudum şimdide okuyorum gerçekten güzel ve faydalı.
Trafikte dikkatli ve sabırlı olalım, dövüşsüz sürüşler.
(10-27-2011, 09:12 AM)MaRaNtZz Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Cihan abi tamda Erdem için yazılmış haklısın abi :tamam:

Bence kask ile kaş patlatan arkadaşlar için yazılmış.:]

Bu tarz durumlarda çok sabırlıyımdır ama oda bir yere kadar :boks:
Hatalı sollama, makasa girme, seyir halinde yolun hakettiğinden fazla sürat yapma,emniyet şeridini sıkça kullanma, trafik ışıklarında araçların arasından sıkışa sıkışa en öne ilerlemeye çalışma.
Arkadaşlar; aynı zamandan tecrübeli bir araç sürücüsü olarak söylüyorum. Motor kullanıcılarının çok sıklıkla yaptığı hareketler bunlar.
Doğru oturup doğru konuşalım.
"Emniyet şeridini yoldan ayıran çizgi aynı zamanda insanı hayvandan ayıran çizgidir." demişti bir arkadaşım. Biz önce kendimizi düzeltelim. Yakın çevremizi bu konuda bilgilendirip uyarmayı üzerimize vazife bilelim. Çok gerekirse yolda trafik ekiplerinden yardım alalım.
25'li yaşlarımdayken çok sefer minibüs sürücüleriyle dalaştım, durdurup indirdiğimde oldu. Ama şimdi düşünüyorum da geçliğimde yaptığım cahilce hareketlermiş bunlar.
Arabada yada motorsiklet üzerinde öfkemizi yenemezsek, pamuk ipliğine bağlı nefes alışımız beş para etmez biri yüzünden sevenlerimize acı vermekten öteye gitmez.

Son söz: Pehlivan güreş meydanlarında tuttuğunu koparan değil, öfkesine hakim olandır.
Burda butün yazılanlar doğru ve uygulamamız gereken şeyler. Fakat trafikte olaylar bu kadar ılımlı gelişmiyor. İstemeden bir anlık ofkemıze kapılabiliyoruz. Genelde karayolunda bu sayılan olaylar gibi şeyler başımıza geldıgınde doğal olarak kendimızi haklı göruyoruz çünkü adam bizi görerek önümüze kırdıgını göruyoruz. Birde üstüne el kol hareketi yapınca ya da size sen beni görmuyomusun dediğinde haklı olan öfkemiz kontrol dışı patlama yapıyor. Önemli olan buna hakim olmak ama bu herzaman kolay olmuyor. Kendi adıma bazı arkadaşlarımdan ve aılemden arac kullanırken , ''ne kadar sakin kullanıyosun, adam önüne kırıyo kızmıyosun bile'' şeklinde yorumlar duymusumdur. Bu birazda içinde bulunduğun durumla alakalı.Birde motosiklette savunmasız oldugumuz için, bilinçaltımızda bize saygı gösterilmesi ve önemsenmesi gerektiği düşüncesi var. ''Senin altında demir yıgını var, ben et ve kemik. Bu senin sorunun değil ama benimde trafikte senin gibi 1 arabalık yerim var. Buna saygın olsun.'' Motosikleti misket oynamakla karıştıran bir zihniyete sahip insanlardan trafiktemilyonlarca olduğu için, bu hassasiyeti insanların kafasına işlemek çok ama çok zaman alacak birşey.
Yazıdaki gibi en güzeli bulaşmayıp gideceksin. Yahut sözlü uyarını yapacaksın. Baktın devam ediyo biber gazını arabanın içine sıkıp gideceksin. Şahsıma bu tip olaylara 2, 3 defa girdim ve bu sayılan örneklerin hepsinide yaşadım. Tasvip etmiyorum. Biber gazınız yanınızda olsun.
ah biber gazı, benim hayatımı kurtarmıştı :)
ayrıcana biber gazının farklı bir kullanım şeklini anlatmak istiyorum.
biber gazının tüpünün dibi müthiş kafa yarıyor. bizzat eşiyle ist. trafiğinde motorla giden kuzenim (hatun kişi) tarafından denenmiş ve sonuçları görülmüştür.

Üstad Reşat Arbaş'ın dediği gibi. Relaks. Karpal tünel sendromuna girmeden, sürekli sırıtın.