04-05-2016, 06:23 AM
Buyun 3. Bölüm.
BÖLÜM 3
Motora "kedi kakasını yapıyor" ciddiyeti ile binmeyin, bu çok eğlenceli bir spordur, güzeldir, keyiflidir....Gülümseyin. Siz gülümsedikçe vücudunuz rahatlar ve "relax" (*) olur, böylelikle virajlar daha kolay alınır.
İçinizden keder, acı, iç karatıcı şeyler arabesk değil, neşeli şarkılar geçirin, mırıldanın. Motorcu adam canlıdır, hayata bağlıdır...motorunda Olumsuzdur...kafesçiler gibi bezgin adam-kadın olmayın. (bu kafesçi lafı ABD den ithal...otomobilcilere burada "cager", otomobile de "cage" (kafes) deniyor motorcu ağzında, ve ben de kullanıyorum.) Neyse sohbet yeter...
Gidonu sıkı tutmanın baslıca üç mahzuru vardır...
1- Viraj alma yarıçapınız gittikçe artar. (öyle iste...) Yani virajın içinde X bir sebepten gidona sımsıkı yapışırsanız görürsünüz ki is büsbütün moka sarıyor ve virajın dışına doğru kayıyorsunuz, yatış acınız azalıyor, hız düşüyor, gaz verme hassasiyeti kayboluyor, yalpalama başlıyor. Hele girişte, yani yatırmaya başlamadan evvel sıkı tutarsanız bir turlu zamanlamayı yapamazsınız....beyniniz ellerinizle birlikte kenetlenir....
İlaç=Gülümse, rahatla, kendine güven ve relax ol. (*)
2-Yorgunluk..."karpal tunel" problemleri, parmak eklemleri, el, dirsek ve on kolda ağrılar, "hala yeterince hakim değilmişsiniz" hissi, gerçektende daha az hakimiyet. Omuz, sırt ağrıları....endişe...korku...
3-Beynin yanlış bilgilendirilmesi... Deneyin...gidonu siki tuttukça daha hızlı gidiyor sanırsınız kendinizi, motordan daha çok vibrasyon, yoldan daha çok darbe alırsınız..."go to 2"
(*)
Relaks olmak gevşemek değildir, şöyle ki...kolunuzu yere paralel ileri uzatın, yumruğunuzu ve kol kaslarınızı sıkın, simdi sonuna kadar "gevşetin", kolunuz lap diye düşsün. İste bu "gevşeme" dır... Simdi de sıkılı kolunuzu yavaş yavaş gevşetin, öyle ki kolunuzun yere paralel hali bozulmayacak kadar. Dirsek ve omuz hafifçe düştü, eliniz de hafifçe aşağı sarktı ama kol genelde yere paralel..bir yandan da gülümseyin...iste istenilen budur.
Bir de su "çeneyle gidilecek yönü gösterme" tabirine ışık tutayım, soran olmadı madem...simdi vücudunuzu tam boynunuzdan mafsallı bir süpürge sopası gibi düşünün. Öyle ki bu üst parça (kafanız) altı ne kadar oynatsak yere dik duruyor. Simdi motorunuzun selesinde, seleye dik bir delik açalım (hayali tabii ve bu sopayı oraya sokalım. Motor virajayken, yatıkken yani, sopa da ayni motorun acısında yatacak ama mafsaldan yukarısı yere dik kalacak. İdeal pozisyon budur. Kafa daima yere paralel yada ekseni yere dik olmalıdır.
Gözleri birleştiren hayali çizgi yere paralel olmalıdır.
Virajda motoru yatırdığınızda sanki birine işaret ediyormuşçasına abartılı olarak alt çenenizi asfalta paralel tutup ileri-gitmek istediğiniz yöne- virajın çıkısına doğru uzatırsanız bu amaca kolayca ulaşırsınız. "Gözler yere paralel olmalı" tabiri yeterince olayı anlatmıyor bence, çok kimse bunu tam olarak anlayamıyor.
Deney - Virajda kafa pozisyonu: Arkalıklı bir sandalyede ters oturun, arkalık gidon olsun, relax olun yine, sandalyeyi düşmeyecek kadar sağa sola yatırıp karsı duvardaki hayali viraj çıkış noktalarına (45-60 derece sağa yada sola doğru) dediğim gibi bakmaya calisin. Bu arada gözlerinizi çevirmeden odayı geniş görüş acısı ile tarayın. TV nerede, ne oynuyor, duvardaki takvim, terliğinizin ucu, içerde kim var, ne yapıyor, ne yemek pişiyor-koku, dışarıdan ne tip bir araba geçti-ses...vb.
Deney - Geniş Görüş Alanı: Ayakta durun ve kollarınızı açabildiğiniz kadar geriye doğru acın. İlerde göz hizanızda bir yere bakin, ellerinizi görmüyor olmalısınız. Simdi kollarınızı yavaş yavaş kapayın, ellerinizi gördüğünüz noktada durun. İste görüş alanınız. Neredeyse 120 - 140 derece !
Bu alan içinde bazı noktalar belirleyin ve gözlerinizi hızla oradan oraya götürerek bakin o noktalara...
Simdi gözlerinizle sadece karsıya bakarak, ama düşüncenizi o noktalarda toplayarak birinden birine atlayın. Göreceksiniz ki hiçbir şey düşünce hızından daha hızlı yol kat edemez..."Geniş görüş alanı ile taramak" budur kısaca...
Hey, kollarınızı indirebilirsiniz artik ... :)
Counter balancing/ kontra dengeleme yada öz Türkçesi “Düşük Hızda Dönüş”.
Düşük hızlarda “counter balancing” - Tersine Dengeleme / Kontra Dengeleme tekniği kullanıyoruz. Kontra Viraj İle Karıştırmayın
Bu teknikte gidonu dönmek istediğiniz tarafa döndürüp ağırlığınızı selenin üstünde hafifçe aksi yöne kaydırmanız yeterli olacaktır. Kritik kelime “Gitmek İstediğin Yöne Basını Cevir ve BAK” tir.
Biraz antrenman …
Trafiğin olmadığı bir yerde;
Yola dik olarak durun. Yani mesela arka tekerlek kaldırıma dik ve değiyor gibi, yada bir dört yol ağzındasınız gibi.
Sol ayak yerde, vites 1 de, sağ ayak frende ....esas duruştayız.
Gidonu tamamen sola dondurun. (sonuna kadar / döndüğü kadar)
Kafanızı tamamen sola dondurun ( sonuna kadar / döndüğü kadar)
Motoru bu vaziyette kaldırın, 90 Derecelik bir dönüsü sıfır dan başlayarak yapmış olacaksınız.
Bunu smooth/ pürüzsüz yapana kadar dura kalka, aceleye getirmeden calisin.
Sonra sağa calisin.--------------------
her ikisi de pürüzsüz olduktan sonra, motorla yavaşça bir kavşağa gelin (hayali bir kavsak da olabilir),
Sanki duracak kadar yavaşlayın, ayağınızı yere koymak üzereyken kafanızı ve gidonu sonuna kadar çevirip gaz verip 90 derece dönüş yapın. Motoru düşürmeyin tabii, ille gerekiyorsa koyun ayağınızı yere...çalışa çalışa ayağınızı koymadan dönmeyi öğreneceksiniz. ACELE YOK !
Sağa dönüsün daha keskin ve zor olduğunu görüyorsunuz…demek ki önce sola dönüş öğrenilecek, sonra sağa…
Bütün mesele
1 - Kafayı çevirmek, dönülecek yere bakmak. (virajın içine değil sonuna /çıkısına - göz değil kafanı cevir)
2- Gidonu cevir,
3- Vücudunu sağa sola yatırma, dik-rahat - relaks otur.
4- Korkma, tekniğe güven !
Bunları güzel öğrenmeden slalom vs. çalışmayın. Tekniği bozarsınız. İsin temeli 90 derece dönmeyi öğrenmektir. Slalom un farkı ağırlığınızı (kicinizi) hafifçe viraj dışına kaydırmaktır.
Kontra tekniğine donelim yine… Bu üsttekinden Farklı. Kontra Viraj Tekniği
Bu tekniğin en zor tarafı, aslında çok basit olmasından kaynaklanıyor. Özellikle tecrübeli motorculara bunu teoride anlatmakta oldukça zorlanmışımdır. Tabii bir kez deneyince bütün bildiklerini bir tarafa bırakıp kontra tekniğine yöneliyorlar oda başka... Bu problemi bir ara eski motorculara on fren tekniğini anlatanlar çekmiştir. Eski inanış, "aman sakin on freni çok gerekmedikçe kullanma" idi, sonra görüldü ki motor arka freni olmadan da kullanılabiliyor...
Dön dön bitmiyor bu köşe...daha da bitmeyecek aslında, siz kullandıkça tecrübeniz arttıkça yeni yeni öğretiler keşfedeceksiniz, ve isin eğlencesinin bu olduğunu göreceksiniz. Her viraj yeni bir kombinasyondur ve zaman içinde şartları değişir durur. Ömrü boyunca otomobil kullanmış, ve kullanacak olan ölümlüler bunu hiç bir zaman anlayamayacaklar..
Relax olarak TARA dik, çıkış noktamıza doğru BAK tik, YAT tik, katiyen fren yapmadık, GAZ Ladik hafiften isi bitirdik, relax pozisyonumuzu hiç bozmadık, ağzımız kulaklarımızda ööle gidiyoruz... Yeni bir viraj geliyor ve bu kez başka bir şeylere daha dikkat edeceğiz...
Biliyorsunuz otomobillerin tekerlek izinden kullanmanızı tavsiye etmiştim...viraja gelirken virajın dışındaki tekerlek izinden gelin. Görüş acınız daha geniş olacaktır. Virajın CIKISINI GORDUKTEN SONRA, ve eğer iki otomobil tekerlek izi arası temizse iç tekerlek izine doğru yatışınızı artırıp hattınızı değiştirebilirsiniz.
Devam, Virajın çıkısını görmeden içe girerseniz, en büyük ve ölümcül tehlike sizi bekliyor. Hızınızı kontrol edemez, karsı seride geçersiniz. Tabii daha önce "TARA"maya fırsatınız olmayan bir bölgeye girmiş oluyorsunuz o da cabası. Bir çukur, kamyondan düşmüş bir buzdolabı (!), dökülmüş yağ, yan yana giden iki bisikletli, daha sayayım mi ? Peki tecrübelerimden iki örnek daha "sonbaharda dökülmüş yapraklar" asfalt kuru, hava güneşli...bu yaprakların altı ıslak ve vıcık vıcık...! Geyik...eh Türkiye' de geyik kalmadı şükürler olsun, kahraman avcılarımız nesillerini tüketmeye muvaffak oldular ama iki ayaklı geyikler var, turlu çeşitli orman-çiftlik hayvani var.
ABD de verilen örneklerin arasında "karsıdan gelen ayni sizin hatayı yapmış bir motosiklet" de vardır ama bizde böyle bir örnekle karsılaşma sansı çok düşük olmalı...
Hani virajda gaz veriyorduk ya, yavaş yavaş ama korkmadan artırarak...iste bu prosedürü virajın çıkısını görmeden doğru dürüst yapmanız imkansızdır. Viraj içinde kalırsanız, hız düştükçe dengenizi kaybettiğiniz için gazlamak zorunda kalırsınız, gazladıkça dışa açılır, şeritler yetmez olur ve kendinizi karsı şeritte yada bariyerlerde bulursunuz.
Kendiniz keşfedeceksiniz..."gaz vermenin hızı" var. Eğer viraj gittikçe kapanıyorsa (yarıçapı azalıyorsa) çok yavaş yada hiç gaz veriyorsunuz, acılıyorsa daha "hızlı" gaz veriyorsunuz. Dikkat edin gittikçe hızlanıyorsunuz demiyorum !..
Niye?
(*) Çünkü motosiklet, ayni kayak, bisiklet, paten gibi virajda yavaşlar.
(Aerodinamik, ve sürtünmenin artısı, yatay(yanlamasına) kuvvet vektörünün işe karışması) Sabit gazla saatte 40 km ile viraja girin 35 kmh ile çıkarsınız (mesela-viraja bağlı tabii)..."biraz" gaz vererek hızınızı korumanız gerekir. Viraj uzun, ve bu + güçler fazla ise yavaşlama tehlikeli (arkadaki araçların sizi sıkıştırması) boyuta gidebilir.
1-Yatış acısını artırıp daha fazla gaz verebilirsiniz,
2-Yatış acısı çok artıyorsa yavaş yavaş virajın içine doğru hat değiştirip ayni yatış acısıyla daha fazla gaz verebilirsiniz.
VIRAJDA mecbur kalmadıkça SERIT DEGISTIRMEYIN, bu anlattıklarım hep kendi şeridiniz içindedir.
Unutmayın YARISCI DEGILSINIZ ve kimseyle başka motor , otomobil vs, sidik yarıştırmıyorsunuz...Amacınız mesela 50 km ile girdiğiniz virajda 50 km i korumak ve 50kmh ile o virajdan alnınızın akıyla çıkmaktır.
DIKKAT --- SOL virajda, virajın içine ASIRI girerseniz motor sizin şeridinizde olsa bile yatış acısı sebebiyle vücudunuzun üst kısmi karsı trafik şeridine geçer...
Ve bu maalesef nadir bir kaza turu değildir.
Köse dönme sanatı buraya kadar...soru cevap kısmi ile devamı var... soru, görüş, katkı ve eleştirilerle katilin lütfen sizde...emi? Gerisi sizin pratiğinize kalıyor...
Aşağıda çok hoşuma giden ve genellikle karşılaşılan sorulardan iki seçmece ve cevaplarım var... Sizin sorularınızı da beklerim.
SORU:
> Ben bu maddeyi anlayamadım, açıklayabilir misiniz?
Sağa dönmek için sağ elimi ileri itmem demek, gidonu sola çevirmem mi demek?
CEVAP: Ben kelimelerin üzerinde önemle duruyorum, belki dikkat ediyorsunuz çünkü insan beyni kelimelerle düşünür...yani aklınızdan bir düşünce geçirin..fark ettiniz mi Türkçe kelimelerle düşündüğünüzü..evet.., iste bu kelimeler beyinde belli bölgelere belli komutlar yolluyor ve vücudunuzu "kullanırken" bu formüllerle "kalibre" ediyorsunuz davranışınızı. Mesela "abanmak" ile "yaslanmak" arasindaki fark gibi, ilk bakışta ayni imiş gibi geliyor ama vücudunuza emir verirken farklı basınç ve davranış kalıbı söz konusudur. Yine gagam düştü...ama inanın gerekli bunlar. Simdi , sağa dönüşte ben size özellikle "gidonu sola çevirin" demedim, evet haklisiniz, sol elciği ittiğinizde gidon sağa döner, ama bu "gidonu sağa çevirme" aksiyonu ile bambaşka sonuçlar doğurur..kısaca ayni şey değildir…
Bitti. Finish. Fin. Finito. Falan Filan işte :D
BÖLÜM 3
Motora "kedi kakasını yapıyor" ciddiyeti ile binmeyin, bu çok eğlenceli bir spordur, güzeldir, keyiflidir....Gülümseyin. Siz gülümsedikçe vücudunuz rahatlar ve "relax" (*) olur, böylelikle virajlar daha kolay alınır.
İçinizden keder, acı, iç karatıcı şeyler arabesk değil, neşeli şarkılar geçirin, mırıldanın. Motorcu adam canlıdır, hayata bağlıdır...motorunda Olumsuzdur...kafesçiler gibi bezgin adam-kadın olmayın. (bu kafesçi lafı ABD den ithal...otomobilcilere burada "cager", otomobile de "cage" (kafes) deniyor motorcu ağzında, ve ben de kullanıyorum.) Neyse sohbet yeter...
Gidonu sıkı tutmanın baslıca üç mahzuru vardır...
1- Viraj alma yarıçapınız gittikçe artar. (öyle iste...) Yani virajın içinde X bir sebepten gidona sımsıkı yapışırsanız görürsünüz ki is büsbütün moka sarıyor ve virajın dışına doğru kayıyorsunuz, yatış acınız azalıyor, hız düşüyor, gaz verme hassasiyeti kayboluyor, yalpalama başlıyor. Hele girişte, yani yatırmaya başlamadan evvel sıkı tutarsanız bir turlu zamanlamayı yapamazsınız....beyniniz ellerinizle birlikte kenetlenir....
İlaç=Gülümse, rahatla, kendine güven ve relax ol. (*)
2-Yorgunluk..."karpal tunel" problemleri, parmak eklemleri, el, dirsek ve on kolda ağrılar, "hala yeterince hakim değilmişsiniz" hissi, gerçektende daha az hakimiyet. Omuz, sırt ağrıları....endişe...korku...
3-Beynin yanlış bilgilendirilmesi... Deneyin...gidonu siki tuttukça daha hızlı gidiyor sanırsınız kendinizi, motordan daha çok vibrasyon, yoldan daha çok darbe alırsınız..."go to 2"
(*)
Relaks olmak gevşemek değildir, şöyle ki...kolunuzu yere paralel ileri uzatın, yumruğunuzu ve kol kaslarınızı sıkın, simdi sonuna kadar "gevşetin", kolunuz lap diye düşsün. İste bu "gevşeme" dır... Simdi de sıkılı kolunuzu yavaş yavaş gevşetin, öyle ki kolunuzun yere paralel hali bozulmayacak kadar. Dirsek ve omuz hafifçe düştü, eliniz de hafifçe aşağı sarktı ama kol genelde yere paralel..bir yandan da gülümseyin...iste istenilen budur.
Bir de su "çeneyle gidilecek yönü gösterme" tabirine ışık tutayım, soran olmadı madem...simdi vücudunuzu tam boynunuzdan mafsallı bir süpürge sopası gibi düşünün. Öyle ki bu üst parça (kafanız) altı ne kadar oynatsak yere dik duruyor. Simdi motorunuzun selesinde, seleye dik bir delik açalım (hayali tabii ve bu sopayı oraya sokalım. Motor virajayken, yatıkken yani, sopa da ayni motorun acısında yatacak ama mafsaldan yukarısı yere dik kalacak. İdeal pozisyon budur. Kafa daima yere paralel yada ekseni yere dik olmalıdır.
Gözleri birleştiren hayali çizgi yere paralel olmalıdır.
Virajda motoru yatırdığınızda sanki birine işaret ediyormuşçasına abartılı olarak alt çenenizi asfalta paralel tutup ileri-gitmek istediğiniz yöne- virajın çıkısına doğru uzatırsanız bu amaca kolayca ulaşırsınız. "Gözler yere paralel olmalı" tabiri yeterince olayı anlatmıyor bence, çok kimse bunu tam olarak anlayamıyor.
Deney - Virajda kafa pozisyonu: Arkalıklı bir sandalyede ters oturun, arkalık gidon olsun, relax olun yine, sandalyeyi düşmeyecek kadar sağa sola yatırıp karsı duvardaki hayali viraj çıkış noktalarına (45-60 derece sağa yada sola doğru) dediğim gibi bakmaya calisin. Bu arada gözlerinizi çevirmeden odayı geniş görüş acısı ile tarayın. TV nerede, ne oynuyor, duvardaki takvim, terliğinizin ucu, içerde kim var, ne yapıyor, ne yemek pişiyor-koku, dışarıdan ne tip bir araba geçti-ses...vb.
Deney - Geniş Görüş Alanı: Ayakta durun ve kollarınızı açabildiğiniz kadar geriye doğru acın. İlerde göz hizanızda bir yere bakin, ellerinizi görmüyor olmalısınız. Simdi kollarınızı yavaş yavaş kapayın, ellerinizi gördüğünüz noktada durun. İste görüş alanınız. Neredeyse 120 - 140 derece !
Bu alan içinde bazı noktalar belirleyin ve gözlerinizi hızla oradan oraya götürerek bakin o noktalara...
Simdi gözlerinizle sadece karsıya bakarak, ama düşüncenizi o noktalarda toplayarak birinden birine atlayın. Göreceksiniz ki hiçbir şey düşünce hızından daha hızlı yol kat edemez..."Geniş görüş alanı ile taramak" budur kısaca...
Hey, kollarınızı indirebilirsiniz artik ... :)
Counter balancing/ kontra dengeleme yada öz Türkçesi “Düşük Hızda Dönüş”.
Düşük hızlarda “counter balancing” - Tersine Dengeleme / Kontra Dengeleme tekniği kullanıyoruz. Kontra Viraj İle Karıştırmayın
Bu teknikte gidonu dönmek istediğiniz tarafa döndürüp ağırlığınızı selenin üstünde hafifçe aksi yöne kaydırmanız yeterli olacaktır. Kritik kelime “Gitmek İstediğin Yöne Basını Cevir ve BAK” tir.
Biraz antrenman …
Trafiğin olmadığı bir yerde;
Yola dik olarak durun. Yani mesela arka tekerlek kaldırıma dik ve değiyor gibi, yada bir dört yol ağzındasınız gibi.
Sol ayak yerde, vites 1 de, sağ ayak frende ....esas duruştayız.
Gidonu tamamen sola dondurun. (sonuna kadar / döndüğü kadar)
Kafanızı tamamen sola dondurun ( sonuna kadar / döndüğü kadar)
Motoru bu vaziyette kaldırın, 90 Derecelik bir dönüsü sıfır dan başlayarak yapmış olacaksınız.
Bunu smooth/ pürüzsüz yapana kadar dura kalka, aceleye getirmeden calisin.
Sonra sağa calisin.--------------------
her ikisi de pürüzsüz olduktan sonra, motorla yavaşça bir kavşağa gelin (hayali bir kavsak da olabilir),
Sanki duracak kadar yavaşlayın, ayağınızı yere koymak üzereyken kafanızı ve gidonu sonuna kadar çevirip gaz verip 90 derece dönüş yapın. Motoru düşürmeyin tabii, ille gerekiyorsa koyun ayağınızı yere...çalışa çalışa ayağınızı koymadan dönmeyi öğreneceksiniz. ACELE YOK !
Sağa dönüsün daha keskin ve zor olduğunu görüyorsunuz…demek ki önce sola dönüş öğrenilecek, sonra sağa…
Bütün mesele
1 - Kafayı çevirmek, dönülecek yere bakmak. (virajın içine değil sonuna /çıkısına - göz değil kafanı cevir)
2- Gidonu cevir,
3- Vücudunu sağa sola yatırma, dik-rahat - relaks otur.
4- Korkma, tekniğe güven !
Bunları güzel öğrenmeden slalom vs. çalışmayın. Tekniği bozarsınız. İsin temeli 90 derece dönmeyi öğrenmektir. Slalom un farkı ağırlığınızı (kicinizi) hafifçe viraj dışına kaydırmaktır.
Kontra tekniğine donelim yine… Bu üsttekinden Farklı. Kontra Viraj Tekniği
Bu tekniğin en zor tarafı, aslında çok basit olmasından kaynaklanıyor. Özellikle tecrübeli motorculara bunu teoride anlatmakta oldukça zorlanmışımdır. Tabii bir kez deneyince bütün bildiklerini bir tarafa bırakıp kontra tekniğine yöneliyorlar oda başka... Bu problemi bir ara eski motorculara on fren tekniğini anlatanlar çekmiştir. Eski inanış, "aman sakin on freni çok gerekmedikçe kullanma" idi, sonra görüldü ki motor arka freni olmadan da kullanılabiliyor...
Dön dön bitmiyor bu köşe...daha da bitmeyecek aslında, siz kullandıkça tecrübeniz arttıkça yeni yeni öğretiler keşfedeceksiniz, ve isin eğlencesinin bu olduğunu göreceksiniz. Her viraj yeni bir kombinasyondur ve zaman içinde şartları değişir durur. Ömrü boyunca otomobil kullanmış, ve kullanacak olan ölümlüler bunu hiç bir zaman anlayamayacaklar..
Relax olarak TARA dik, çıkış noktamıza doğru BAK tik, YAT tik, katiyen fren yapmadık, GAZ Ladik hafiften isi bitirdik, relax pozisyonumuzu hiç bozmadık, ağzımız kulaklarımızda ööle gidiyoruz... Yeni bir viraj geliyor ve bu kez başka bir şeylere daha dikkat edeceğiz...
Biliyorsunuz otomobillerin tekerlek izinden kullanmanızı tavsiye etmiştim...viraja gelirken virajın dışındaki tekerlek izinden gelin. Görüş acınız daha geniş olacaktır. Virajın CIKISINI GORDUKTEN SONRA, ve eğer iki otomobil tekerlek izi arası temizse iç tekerlek izine doğru yatışınızı artırıp hattınızı değiştirebilirsiniz.
Devam, Virajın çıkısını görmeden içe girerseniz, en büyük ve ölümcül tehlike sizi bekliyor. Hızınızı kontrol edemez, karsı seride geçersiniz. Tabii daha önce "TARA"maya fırsatınız olmayan bir bölgeye girmiş oluyorsunuz o da cabası. Bir çukur, kamyondan düşmüş bir buzdolabı (!), dökülmüş yağ, yan yana giden iki bisikletli, daha sayayım mi ? Peki tecrübelerimden iki örnek daha "sonbaharda dökülmüş yapraklar" asfalt kuru, hava güneşli...bu yaprakların altı ıslak ve vıcık vıcık...! Geyik...eh Türkiye' de geyik kalmadı şükürler olsun, kahraman avcılarımız nesillerini tüketmeye muvaffak oldular ama iki ayaklı geyikler var, turlu çeşitli orman-çiftlik hayvani var.
ABD de verilen örneklerin arasında "karsıdan gelen ayni sizin hatayı yapmış bir motosiklet" de vardır ama bizde böyle bir örnekle karsılaşma sansı çok düşük olmalı...
Hani virajda gaz veriyorduk ya, yavaş yavaş ama korkmadan artırarak...iste bu prosedürü virajın çıkısını görmeden doğru dürüst yapmanız imkansızdır. Viraj içinde kalırsanız, hız düştükçe dengenizi kaybettiğiniz için gazlamak zorunda kalırsınız, gazladıkça dışa açılır, şeritler yetmez olur ve kendinizi karsı şeritte yada bariyerlerde bulursunuz.
Kendiniz keşfedeceksiniz..."gaz vermenin hızı" var. Eğer viraj gittikçe kapanıyorsa (yarıçapı azalıyorsa) çok yavaş yada hiç gaz veriyorsunuz, acılıyorsa daha "hızlı" gaz veriyorsunuz. Dikkat edin gittikçe hızlanıyorsunuz demiyorum !..
Niye?
(*) Çünkü motosiklet, ayni kayak, bisiklet, paten gibi virajda yavaşlar.
(Aerodinamik, ve sürtünmenin artısı, yatay(yanlamasına) kuvvet vektörünün işe karışması) Sabit gazla saatte 40 km ile viraja girin 35 kmh ile çıkarsınız (mesela-viraja bağlı tabii)..."biraz" gaz vererek hızınızı korumanız gerekir. Viraj uzun, ve bu + güçler fazla ise yavaşlama tehlikeli (arkadaki araçların sizi sıkıştırması) boyuta gidebilir.
1-Yatış acısını artırıp daha fazla gaz verebilirsiniz,
2-Yatış acısı çok artıyorsa yavaş yavaş virajın içine doğru hat değiştirip ayni yatış acısıyla daha fazla gaz verebilirsiniz.
VIRAJDA mecbur kalmadıkça SERIT DEGISTIRMEYIN, bu anlattıklarım hep kendi şeridiniz içindedir.
Unutmayın YARISCI DEGILSINIZ ve kimseyle başka motor , otomobil vs, sidik yarıştırmıyorsunuz...Amacınız mesela 50 km ile girdiğiniz virajda 50 km i korumak ve 50kmh ile o virajdan alnınızın akıyla çıkmaktır.
DIKKAT --- SOL virajda, virajın içine ASIRI girerseniz motor sizin şeridinizde olsa bile yatış acısı sebebiyle vücudunuzun üst kısmi karsı trafik şeridine geçer...
Ve bu maalesef nadir bir kaza turu değildir.
Köse dönme sanatı buraya kadar...soru cevap kısmi ile devamı var... soru, görüş, katkı ve eleştirilerle katilin lütfen sizde...emi? Gerisi sizin pratiğinize kalıyor...
Aşağıda çok hoşuma giden ve genellikle karşılaşılan sorulardan iki seçmece ve cevaplarım var... Sizin sorularınızı da beklerim.
SORU:
> Ben bu maddeyi anlayamadım, açıklayabilir misiniz?
Sağa dönmek için sağ elimi ileri itmem demek, gidonu sola çevirmem mi demek?
CEVAP: Ben kelimelerin üzerinde önemle duruyorum, belki dikkat ediyorsunuz çünkü insan beyni kelimelerle düşünür...yani aklınızdan bir düşünce geçirin..fark ettiniz mi Türkçe kelimelerle düşündüğünüzü..evet.., iste bu kelimeler beyinde belli bölgelere belli komutlar yolluyor ve vücudunuzu "kullanırken" bu formüllerle "kalibre" ediyorsunuz davranışınızı. Mesela "abanmak" ile "yaslanmak" arasindaki fark gibi, ilk bakışta ayni imiş gibi geliyor ama vücudunuza emir verirken farklı basınç ve davranış kalıbı söz konusudur. Yine gagam düştü...ama inanın gerekli bunlar. Simdi , sağa dönüşte ben size özellikle "gidonu sola çevirin" demedim, evet haklisiniz, sol elciği ittiğinizde gidon sağa döner, ama bu "gidonu sağa çevirme" aksiyonu ile bambaşka sonuçlar doğurur..kısaca ayni şey değildir…
Bitti. Finish. Fin. Finito. Falan Filan işte :D