02-26-2019, 10:39 AM
Dostlarım, bir kaç hafta önce "hadi bir kamp patlatalım" cümlesiyle başlayan ve umduğumuzdan çok daha muhteşem geçirdiğimiz, geçen hafta sonu gerçekleşen bu kamp organizasyonunu buradan kelimelere dökmeye çalışacağım. Umarım yaşadığımız bu güzel deneyimi bir nebze de olsa size hissettirebiliriz. Çünkü biz çok eğlendik.
Kamp günü yaklaştıkça hava durumunu gün gün kontrol edip durduk. Günler yaklaştıkça hava daha da kötüye gidiyordu. Son hafta yaptığımız çarşamba toplantısında hafta sonu kar gösteriyordu. Acaba ertelesek mi diye düşünmeden edemiyorduk. Ama bir türlü de vazgeçemiyorduk kamp yapmaktan. Neyse o gün geldi çattı. Hava durumu iki gün kar var diyordu. Neyse Öncü birlik olarak Erkan abi ve Kadir çıktı yola ve kamp alanına vardıklarında yanlarına Yasin'de katılmıştı. Ortalık çamur hava yağmurlu ama bizim kulübemiz vardı. Sırtımız yere gelmeyecekti.

Resimde de gördüğünüz gibi yerler baya kötü. Çadırları kurmadan önce kulübemize girip bi plan yapmalıyız. Ama manzara muhteşem. Kim aksini söyleyebilir ki?

Sobamız tütmeye başladı, çayı demledik derken baya baya alıştık ortama. Sanki sanırsınız bu kulübe hep bizimmiş. Arada bir gelip gidiyormuşuz. O kadar benimsedik.

Eşyaları yerleştirdikten sonra, yorgunluğumuzu atmak için çayımızı demledik. İyice acıkmadan önce bisküvi, kraker eşliğinde çayımızı yudumladık.

Keyfimiz tıkırınıda. Herşey olması gerektiğinden daha da iyi giderken dedik ki onca yiyecek aldık hadi başlayalım birinden dedik. Hem ana yemekten önceki kıyıntımızı gideririz deyip sac tavayı oturttuk sobanın üzerine.

Kokuyu alan köpek camın dibine koyduğumuz piknik masasının üstüne çıkıp içeriyi gözetledi. Hayvan da maşşallah biraz irice. Kafası demlikten büyük.

Akşama doğru hava yağmurdan kar yağışına döndü. Yerler ufak ufak tutmaya başladı. Heh dedik şimdi asıl eğlence başlıyor.

Köfteleri yedikten sonra, aldığımız güzel haber ile, Sebahattin abi'nin de bize katılacağını öğrendik. Keyfimiz iyice yerine geldi. Yoksa sac tavayı kim yapacaktı? Adamın sac tava konusunda tez yazdığı bile söylentiler arasında. Sağolsun Sebahattin abi'yi motor üstünde gelmekten kurtaran Ersin'de sac tavadan nasibini aldı tabi.
Bu arada kar yağışı aynı şekilde devam ediyordu. Ortam git gide daha da güzel görünmeye başladı. Manzara harika.

İlerleyen saatlerde Ercan'da aramıza katıldı. Aslında Sac Tavaya bekliyorduk ama yetişemedi. Sağlık olsun bir daha kine inşallah. Tabi bu Ercan'ı aç bıratık anlamına gelmez. Herşeyimiz var çok şükür.

Ayak üstü atıştırdıktan sonra muhabbete devam. Böyle bolluk nerede var? Çay isteyene çay. Sıcak su isteyen ayrı, bir de filtre kahve. Ooooohhh miiiiissss.

Herkesin keyfi yerinde. Sohbet muhabbet muhteşem. Kulübemiz de sıcacık.

Acaba dışarıda durum nasıl? Kar var mı kar?

Kafayı dışarı çıkarttık bir baktık her yer bembeyaz. Hava okadar güzel ki, attık kendimizi dışarı. Hadi biraz yürüyüş yapalım dedik.
Saat olmuş 11 biz hala dışarıdayız. Eğlencenin böylesi uzun zamandır yaşanmamıştır bu mekanda.

Muhteşem manzaralar yakaladık bütün gece dışarıda. Bu da onlardan birisi.

Tabi ki de G.M.K. aklımızdan bir an olsun çıkmadı. Adını dağlara yazmak isterdik ama artık piknik masası daha müsaitti.

Kulübemize geri döndük. Havanın yumuşak oluşu bizi cesaretlendirdi. Hadi dedik çadırda kalalım. Hemen kurduk çadırlarımızı. Karın üstüne çadırları kurduğumuz için çamurda olmadılar. Bütün ekipmanlarımız karda çadırda geceyi geçirebilecek şekilde hazırdı zaten. Bize hiç bir şey engel olamaz artık. Geceyi çadırlarımız da geçireceğiz.
Bir sürprizde gecenin bir yarısı çıkıp gelen Engin abimizden geldi. Sağ olsun oda bizi ziyarete gelip çayımızı içti. Hatta Sac Tavada kendisine ufak bir ikramımız bile oldu. Gece gece nereden çıktıysa yine aramızda acıkanlar oldu. Hadi dedik bir posta daha yiyelim. Ve yedik te.
Ve sonra sabah oldu...

Herkesin gecesi çok iyi geçti. Ekipmanlar görevini fazlasıyla yerine getirdiler. Bize de uyandığımız bu manzarayı fotoğraflayarak paylaşmak düştü.

Her yer o kadar muhteşem görünüyor ki anlatılmaz yaşanır denilen şey tekrar başıma geldi. Muhteşem bir kare daha.

Ercan yanımızdan erken ayrıldı ve arabayı çıkarırken biraz zorlandı. Bizi de bir korku saldı. Dedik ki bu deli zor çıktıysa biz burda kaldık. Baksanıza yağan kara.

Ama birşeyler yapalım dedik. Arabaları yola bir çıkaralım ondan sonra rahat oturur çayımızı içeriz dedik. Hadi bakalım ittirin.. Bir , kiiii , üüüüüüçç. ver gazı ver gazııı. durma durma durmaaaa...

Arabaları neyseki ufak bir uğraşla yola çıkarmayı başardık. Hadi artık güzel bir çay demleyip kahvaltı hazırlıklarına başlayalım.

Dönüş yolunda ki bu kare, nereye gidersek gidelim yanımızda G.M.K.'yı hep götürmenin gururunu yaşayacağımızı bize hatırlatıyordu.

Hazırlıklara başladık. Derken Ercan aradı. Ben geliyorum bensiz başlamayın dedi. Bu sürpriz bizi iyice keyiflendirdi. Çayımızı demledik. Domates, salatalık, biber, zeytin , peynir ve sucuklu yumurtaaaaa. Karla kaplı bir kulübenin içinde muhteşem insanlarla muhteşem bir kahvaltı keyfi yaptık. Muhabbet, sohbet hiç bitmedi.

Bu hafta sonu hiç bitmesin istedik. Ayrılırken herkesin muhteşem anılar biriktirdiği yüzünden okunuyordu. Anlatılacak daha o kadar çok şey var ki, bu sayfalara sığdırmak biraz zor olur. Umarım bir daha ki organizasyonumuza sizlerde gelirsiniz de, bu muhteşem ortamın bir parçası da siz olursunuz. Gelebilen herkese, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler ederim. Bir daha ki sefere görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.
Kamp günü yaklaştıkça hava durumunu gün gün kontrol edip durduk. Günler yaklaştıkça hava daha da kötüye gidiyordu. Son hafta yaptığımız çarşamba toplantısında hafta sonu kar gösteriyordu. Acaba ertelesek mi diye düşünmeden edemiyorduk. Ama bir türlü de vazgeçemiyorduk kamp yapmaktan. Neyse o gün geldi çattı. Hava durumu iki gün kar var diyordu. Neyse Öncü birlik olarak Erkan abi ve Kadir çıktı yola ve kamp alanına vardıklarında yanlarına Yasin'de katılmıştı. Ortalık çamur hava yağmurlu ama bizim kulübemiz vardı. Sırtımız yere gelmeyecekti.

Resimde de gördüğünüz gibi yerler baya kötü. Çadırları kurmadan önce kulübemize girip bi plan yapmalıyız. Ama manzara muhteşem. Kim aksini söyleyebilir ki?

Sobamız tütmeye başladı, çayı demledik derken baya baya alıştık ortama. Sanki sanırsınız bu kulübe hep bizimmiş. Arada bir gelip gidiyormuşuz. O kadar benimsedik.

Eşyaları yerleştirdikten sonra, yorgunluğumuzu atmak için çayımızı demledik. İyice acıkmadan önce bisküvi, kraker eşliğinde çayımızı yudumladık.

Keyfimiz tıkırınıda. Herşey olması gerektiğinden daha da iyi giderken dedik ki onca yiyecek aldık hadi başlayalım birinden dedik. Hem ana yemekten önceki kıyıntımızı gideririz deyip sac tavayı oturttuk sobanın üzerine.

Kokuyu alan köpek camın dibine koyduğumuz piknik masasının üstüne çıkıp içeriyi gözetledi. Hayvan da maşşallah biraz irice. Kafası demlikten büyük.

Akşama doğru hava yağmurdan kar yağışına döndü. Yerler ufak ufak tutmaya başladı. Heh dedik şimdi asıl eğlence başlıyor.

Köfteleri yedikten sonra, aldığımız güzel haber ile, Sebahattin abi'nin de bize katılacağını öğrendik. Keyfimiz iyice yerine geldi. Yoksa sac tavayı kim yapacaktı? Adamın sac tava konusunda tez yazdığı bile söylentiler arasında. Sağolsun Sebahattin abi'yi motor üstünde gelmekten kurtaran Ersin'de sac tavadan nasibini aldı tabi.
Bu arada kar yağışı aynı şekilde devam ediyordu. Ortam git gide daha da güzel görünmeye başladı. Manzara harika.

İlerleyen saatlerde Ercan'da aramıza katıldı. Aslında Sac Tavaya bekliyorduk ama yetişemedi. Sağlık olsun bir daha kine inşallah. Tabi bu Ercan'ı aç bıratık anlamına gelmez. Herşeyimiz var çok şükür.

Ayak üstü atıştırdıktan sonra muhabbete devam. Böyle bolluk nerede var? Çay isteyene çay. Sıcak su isteyen ayrı, bir de filtre kahve. Ooooohhh miiiiissss.

Herkesin keyfi yerinde. Sohbet muhabbet muhteşem. Kulübemiz de sıcacık.

Acaba dışarıda durum nasıl? Kar var mı kar?

Kafayı dışarı çıkarttık bir baktık her yer bembeyaz. Hava okadar güzel ki, attık kendimizi dışarı. Hadi biraz yürüyüş yapalım dedik.

Saat olmuş 11 biz hala dışarıdayız. Eğlencenin böylesi uzun zamandır yaşanmamıştır bu mekanda.

Muhteşem manzaralar yakaladık bütün gece dışarıda. Bu da onlardan birisi.

Tabi ki de G.M.K. aklımızdan bir an olsun çıkmadı. Adını dağlara yazmak isterdik ama artık piknik masası daha müsaitti.

Kulübemize geri döndük. Havanın yumuşak oluşu bizi cesaretlendirdi. Hadi dedik çadırda kalalım. Hemen kurduk çadırlarımızı. Karın üstüne çadırları kurduğumuz için çamurda olmadılar. Bütün ekipmanlarımız karda çadırda geceyi geçirebilecek şekilde hazırdı zaten. Bize hiç bir şey engel olamaz artık. Geceyi çadırlarımız da geçireceğiz.
Bir sürprizde gecenin bir yarısı çıkıp gelen Engin abimizden geldi. Sağ olsun oda bizi ziyarete gelip çayımızı içti. Hatta Sac Tavada kendisine ufak bir ikramımız bile oldu. Gece gece nereden çıktıysa yine aramızda acıkanlar oldu. Hadi dedik bir posta daha yiyelim. Ve yedik te.
Ve sonra sabah oldu...

Herkesin gecesi çok iyi geçti. Ekipmanlar görevini fazlasıyla yerine getirdiler. Bize de uyandığımız bu manzarayı fotoğraflayarak paylaşmak düştü.

Her yer o kadar muhteşem görünüyor ki anlatılmaz yaşanır denilen şey tekrar başıma geldi. Muhteşem bir kare daha.

Ercan yanımızdan erken ayrıldı ve arabayı çıkarırken biraz zorlandı. Bizi de bir korku saldı. Dedik ki bu deli zor çıktıysa biz burda kaldık. Baksanıza yağan kara.

Ama birşeyler yapalım dedik. Arabaları yola bir çıkaralım ondan sonra rahat oturur çayımızı içeriz dedik. Hadi bakalım ittirin.. Bir , kiiii , üüüüüüçç. ver gazı ver gazııı. durma durma durmaaaa...

Arabaları neyseki ufak bir uğraşla yola çıkarmayı başardık. Hadi artık güzel bir çay demleyip kahvaltı hazırlıklarına başlayalım.

Dönüş yolunda ki bu kare, nereye gidersek gidelim yanımızda G.M.K.'yı hep götürmenin gururunu yaşayacağımızı bize hatırlatıyordu.

Hazırlıklara başladık. Derken Ercan aradı. Ben geliyorum bensiz başlamayın dedi. Bu sürpriz bizi iyice keyiflendirdi. Çayımızı demledik. Domates, salatalık, biber, zeytin , peynir ve sucuklu yumurtaaaaa. Karla kaplı bir kulübenin içinde muhteşem insanlarla muhteşem bir kahvaltı keyfi yaptık. Muhabbet, sohbet hiç bitmedi.

Bu hafta sonu hiç bitmesin istedik. Ayrılırken herkesin muhteşem anılar biriktirdiği yüzünden okunuyordu. Anlatılacak daha o kadar çok şey var ki, bu sayfalara sığdırmak biraz zor olur. Umarım bir daha ki organizasyonumuza sizlerde gelirsiniz de, bu muhteşem ortamın bir parçası da siz olursunuz. Gelebilen herkese, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler ederim. Bir daha ki sefere görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.