05-14-2012, 11:10 AM
Vakitin birinde
Hazinenin altınları azalmış. Devlet gecim derdine düşmek üzereymiş. Vezir-i Azam, Padişaha gelir arttırıcı bir önlem olarak şehrin meydanındaki köprüden geçenlerden 1 akçe bedel alınmasını böylece hazineyi zenginleştirmeyi önermiş.
Padişah : "olur mu vezirim, devletin görevi yol, köprü suyu vatandaşına ücretsiz olarak sağlamaktır. Biz zaten aldığımız vergilerle bunların bedelini alıyoruz, halk isyan eder, ne hesap veririm, ne cevap veririm halka" demiş.
Vezir : "Hünkarım, bişey olmaaaz bana güvenin siz, körüye girenden 1 akçe almaya başlayalım" diyerek padişahı ikna etmiş.
Haber gelmiş köprüden, halk gıkını çıkarmadan köprüye girerken 1 akçeyi ödüyormuş.
Vezir: "Hünkarım bakın şimdi bi de köprüye girerken 1 akçe, çıkarken 1 akçe isteyelim halktan" demiş.
Padişah :"yahu vezirim, sen halkın güvenini kaybetmeme sebep olacaksın, öyle şey olur mu, zaten köprüden bir bedel almamamız gerekirken bir de hem girişte hem çıkışta bedel istersek, halk bu sefer kesin ayaklanır" demiş.
Vezirin ısrarları üzerine giriş ve çıkış bedel uygulamasına başlamışlar. Halkta tık yok. Herkes paşa paşa ödüyor bedeli.
Vezir sınırları sorlayarak; "hünkarım geçen hafta köprünün başında, ortasında ve sonunda 1'er akçe bedel toplatmaya başladım, halk mis gibi ödüyor parasını, ben diyorumki; köprünün çıkışına iki tane eli sopali adam koyalım, çıkışta 1 akçeyi ödedikten sonra, köprüden çıkanı bi de sopayla dövelim" demiş.
Padişah, olanları hayretle izlerken, bir yandan da merak etmiş, aceba bu işin sonunda ne olacak diye. Talimatı vermişler.
Köprüden haber gelmiş, köprünün üzerinde halk, binlerce insan, herkes bağırıyor.
Padişah : "yaktın beni Vezir, bak gördün mü halk ayaklandı en sonunda"
Vezir: Sakin olun Hünkarım, hele bi bölgeye intikal edelim bakalım ne durumdalar, gereken izahatı halka veririz" demiş. ve birlikte köprü başına gitmişler. Bakmışlar ki hakkaten de binlerce insan, herkes bağrışıyor, sesler yükseliyor.
"hadi be kardeşim dövecekseniz çabuk dövün işimiz gücümüz var geç kalıyoruz" nidaları.. Eli sopalı iki kişi halkı sopalamaya yetişemiyor ve bekletiyorlarmış ve bu sebeple bizim köprülerdeki gibi uzuuuun uzun sıralar oluşmuş.
Kıssadan Hisse : Koyun olursan, güdenin bol olur.
Hazinenin altınları azalmış. Devlet gecim derdine düşmek üzereymiş. Vezir-i Azam, Padişaha gelir arttırıcı bir önlem olarak şehrin meydanındaki köprüden geçenlerden 1 akçe bedel alınmasını böylece hazineyi zenginleştirmeyi önermiş.
Padişah : "olur mu vezirim, devletin görevi yol, köprü suyu vatandaşına ücretsiz olarak sağlamaktır. Biz zaten aldığımız vergilerle bunların bedelini alıyoruz, halk isyan eder, ne hesap veririm, ne cevap veririm halka" demiş.
Vezir : "Hünkarım, bişey olmaaaz bana güvenin siz, körüye girenden 1 akçe almaya başlayalım" diyerek padişahı ikna etmiş.
Haber gelmiş köprüden, halk gıkını çıkarmadan köprüye girerken 1 akçeyi ödüyormuş.
Vezir: "Hünkarım bakın şimdi bi de köprüye girerken 1 akçe, çıkarken 1 akçe isteyelim halktan" demiş.
Padişah :"yahu vezirim, sen halkın güvenini kaybetmeme sebep olacaksın, öyle şey olur mu, zaten köprüden bir bedel almamamız gerekirken bir de hem girişte hem çıkışta bedel istersek, halk bu sefer kesin ayaklanır" demiş.
Vezirin ısrarları üzerine giriş ve çıkış bedel uygulamasına başlamışlar. Halkta tık yok. Herkes paşa paşa ödüyor bedeli.
Vezir sınırları sorlayarak; "hünkarım geçen hafta köprünün başında, ortasında ve sonunda 1'er akçe bedel toplatmaya başladım, halk mis gibi ödüyor parasını, ben diyorumki; köprünün çıkışına iki tane eli sopali adam koyalım, çıkışta 1 akçeyi ödedikten sonra, köprüden çıkanı bi de sopayla dövelim" demiş.
Padişah, olanları hayretle izlerken, bir yandan da merak etmiş, aceba bu işin sonunda ne olacak diye. Talimatı vermişler.
Köprüden haber gelmiş, köprünün üzerinde halk, binlerce insan, herkes bağırıyor.
Padişah : "yaktın beni Vezir, bak gördün mü halk ayaklandı en sonunda"
Vezir: Sakin olun Hünkarım, hele bi bölgeye intikal edelim bakalım ne durumdalar, gereken izahatı halka veririz" demiş. ve birlikte köprü başına gitmişler. Bakmışlar ki hakkaten de binlerce insan, herkes bağrışıyor, sesler yükseliyor.
"hadi be kardeşim dövecekseniz çabuk dövün işimiz gücümüz var geç kalıyoruz" nidaları.. Eli sopalı iki kişi halkı sopalamaya yetişemiyor ve bekletiyorlarmış ve bu sebeple bizim köprülerdeki gibi uzuuuun uzun sıralar oluşmuş.
Kıssadan Hisse : Koyun olursan, güdenin bol olur.
Ceyhan Bursa Fatsa 1:kalp::kalp::kalp: Hayat hONDA