03-19-2011, 09:35 AM
Not: Fatih Han'dan sonra padişah divanı hümayun kararlarına (tüm kararlara) karışmazdı bütün görüşmeleri bir perde arkasından izler, karar alındıktan sonra topkapı sarayında yetişen üst sınıf öğrenciler kararı kaleme alır, şeyhül islam aracılığıyla padişaha iletirler, padişahta onaylarsa kabul edilirdi.
Bu sistem bana, muhtemelen sizede, demokrasiyi hatırlatıyor, sanki meclis karar alıyor Cumhurbaşkanının onayına sunuluyor.
Evet arkadaşlar ceddimiz KaraMurat filmlerinde izlediğimiz gibi "tez kellesi alına" sözünü hiç kullanmadı, asla avrupadaki gibi monarşi olmadı evet demokrasi yoktu yönetimi halk seçmiyordu ama o devirde böyle adil yönetilen başka bir devlet yoktu.
Anlatacağım olay tam bir özet niteliğindedir;
Süleyman Han ölür ve defin töreninde vasiyeti okunur; Mimar Sinanın, Şeyhül islam Suud efendi ve Osmanlıyı cihan imparatorluğu haline getirmiş o muhteşem kadronun gösterildiği tek orjinal minyatürde'de görülebileceği üzere tabutu taşıyan heyetin önünde bir kişi tepesinde bir sandık taşır, padişah işte o sandıkla birlikte gömülmek ister, sandıkta ne mi vardır arkadaşlar; Suud efendinin verdiği fetvalar, Şeyhül islam; “Ah Koca Padişah ah!” der, “Sen kendini kurtardın Bakalım Ebussuud ne yapacak?”
Süleyman Han bu yüzden avrupada; The Incredible Süleyman diye anılır ve bizde hep Kanuni diye biliriz, şuanda tv de izlediğimiz onlarca bölüm geçmesine rağmen hala saraydan çıkamayan Süleyman yok arkadaşlar,dedesi Murat Hanın "atınızdan imneyesüz, kılıcınızı kınına sokmayasız" vasiyetiyle yaşayan, 70 yaşında dahi atına binemeyecek kadar hasta olduğu halde atına bağlanıp sefere çıkan ve o seferde hayatını kaybeden üstelik Ölü haliyle bile kale fetheden kumandan olarak ta anlan, kendi tabiriyle (ki bir millet için yapılan yüceltmede kibir yapılabilir) Ben ki sultanlar sultanı ,hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yer yüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin Ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han var.
Bkz. Talha Uğurluel.
Bu sistem bana, muhtemelen sizede, demokrasiyi hatırlatıyor, sanki meclis karar alıyor Cumhurbaşkanının onayına sunuluyor.
Evet arkadaşlar ceddimiz KaraMurat filmlerinde izlediğimiz gibi "tez kellesi alına" sözünü hiç kullanmadı, asla avrupadaki gibi monarşi olmadı evet demokrasi yoktu yönetimi halk seçmiyordu ama o devirde böyle adil yönetilen başka bir devlet yoktu.
Anlatacağım olay tam bir özet niteliğindedir;
Süleyman Han ölür ve defin töreninde vasiyeti okunur; Mimar Sinanın, Şeyhül islam Suud efendi ve Osmanlıyı cihan imparatorluğu haline getirmiş o muhteşem kadronun gösterildiği tek orjinal minyatürde'de görülebileceği üzere tabutu taşıyan heyetin önünde bir kişi tepesinde bir sandık taşır, padişah işte o sandıkla birlikte gömülmek ister, sandıkta ne mi vardır arkadaşlar; Suud efendinin verdiği fetvalar, Şeyhül islam; “Ah Koca Padişah ah!” der, “Sen kendini kurtardın Bakalım Ebussuud ne yapacak?”
Süleyman Han bu yüzden avrupada; The Incredible Süleyman diye anılır ve bizde hep Kanuni diye biliriz, şuanda tv de izlediğimiz onlarca bölüm geçmesine rağmen hala saraydan çıkamayan Süleyman yok arkadaşlar,dedesi Murat Hanın "atınızdan imneyesüz, kılıcınızı kınına sokmayasız" vasiyetiyle yaşayan, 70 yaşında dahi atına binemeyecek kadar hasta olduğu halde atına bağlanıp sefere çıkan ve o seferde hayatını kaybeden üstelik Ölü haliyle bile kale fetheden kumandan olarak ta anlan, kendi tabiriyle (ki bir millet için yapılan yüceltmede kibir yapılabilir) Ben ki sultanlar sultanı ,hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yer yüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin Ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han var.
Bkz. Talha Uğurluel.