09-29-2015, 05:41 AM
Selam GMK Ailesi,
Bayramdanönce işyerinden aldığım izin ile 9 günlük bir seyahat planı yaptım.
Planım en başta cumartesi Gebze den yola çıkıp Mersin Taşucu-Kaş-Bozcaada- Avşa Adası-Gebze şeklindeydi.
Fakat evdeki plan çarşıya uymadı ?
Forumda Sünnet düğünü organizasyonunu görünce, bu gezi kaçmaz deyip planımı değiştirdim.

Cumartesi Adapazarına sünnet e gittik, Pazar dönüşte yoğun bir yağmur altında ekipten ayrılarak Antalya istikametine döndüm.
Aklımdaki yeni plan geceyi Karaman da ananem in yanında geçirip Pazartesi sabah erkenden Antalya ya geçmekti.
Fakat yolda yine fikir değiştirerek direk Antalya-Olympos a gitmeye karar verdim.
Bozüyük e gelene kadar yağmur altında harika bir sürüş keyfi yaşadım.
Yolda benzin almak dışında mola vermedim, saat 14.30 çıktığım Adapazarı ndan 23.00 da Antalya ya giriş yaptım.
Verdiğim yemek molasının ardından yola devam ettim 00:30 da Olympos Kadir's Tree House a giriş yaptım.
Tesisdeki arkadaşlar inatla motosikletimi kamp alanına sokmama izin vermediler, yasakmış(içeride 5-6 adet motosiklet ve bir adet da araba vardı ama bunlar kendilerine aitmiş, komik buldum).
Çadırımı kurup eşyalarımı yerleştirdikten sonra soğuk bir duş alıp direk uyudum.
Konakladığım Olympos şehri iki dağın arasında bir kanyon vadi.
Bundan dolayı güneş ancak sabah 8-9 gibi çadırımı ısıttı ve uyunamaz bir hale geldi. Bu uyuyamama da horozların etkisi de çok fazla, nerelerinden çıkıyor o desibelde bir ses anlamış değilim.
Sabah güzel bir kahvaltının ardından sırt çantamı alıp şehri dolaşmaya koyuldum.
Sahilde yüzebilmek için müze yapılmış bir antik kentin içinden geçmek gerekiyor. Burada çok eski dönemlere ait tapınak kalıntıları mevcut.
Müzeyi gezdikten sonra sahile indim, deniz muhteşem görünüyordu gün boyu güneşlenip bol bol denize girdim.



Bir akşam da motosiklet ile Yanartaş denen bir mevkiiye gittim. Burada taşların kenarlarından durmaksızın bir gaz sızıntısı var ve sönmeden yanıyor.


Kaş-Kalkan arasında muhteşem güzellikte doğa ve deniz eşliğinde ve o tatlı virajlarda motosiklet kullanmak paha biçilemez.
Kaputaj plajını daha önceden duymuştum fakat görmek ve burada denize girmek bugüne kısmetmiş. Gerçekten yok böyle bir renk cümbüşü, denizde maske ile baktığımda 30 mt dip göründüğünü tahmin ediyorum.


Konaklamayı planladığım ikinci yer Bozcaada idi. Fethiye ye geldiğimde saat 17:00 civarıydı ve şehir merkezine girmeden yola devam etme kararı aldım ve deniz kenarı yerine daha hızlı varacağım düşüncesiyle Denizli,Burdur a gidonu çevirdim.

Yol Burdur'dan sonra tek gidiş ve tek gelişe düştü. Gece karalığında ufak bir mübadele atlattım, verilmiş sadakamız varmış ki bir hasar almadım.
Akşam yemek yerken tekrar yollara baktım. Bozcada ya olan son feribotu yakalayamayacağımı anlayınca Kapıdağ a doğru gaz çevirdim. Kapıdağ camping e vardığımda 00:30 idi. Sabaha kadar konaklayacağımı ve sabah çıkacağımı söyledim sağolsunlar bana çadır bile kurdurmadılar. Kendilerine ait olan bir çadırda geceyi geçirdim.
Sabah Erdek de güzel bir kahvaltının ardından Avşa Adasına feribot ile geçtim.






Avşa Adasında kamp yapmak yasakmış !!! Dolayısıyla çadır kuramadım.
Bir otele yerleştim. Adada konaklamak aşırı pahalı hem de sezon kapanmış olmasına rağmen. Burada 3 gecelik ödeme yaptım. Ama aşırı sıkıldım ve cumartesi dönüş yaptım.
More coming soon :)
İlk gün eşyalarımı odama yerleştirip motosiklet ile ada turuna çıktım. Heryer çok güzel.




Bayramdanönce işyerinden aldığım izin ile 9 günlük bir seyahat planı yaptım.
Planım en başta cumartesi Gebze den yola çıkıp Mersin Taşucu-Kaş-Bozcaada- Avşa Adası-Gebze şeklindeydi.
Fakat evdeki plan çarşıya uymadı ?
Forumda Sünnet düğünü organizasyonunu görünce, bu gezi kaçmaz deyip planımı değiştirdim.

Cumartesi Adapazarına sünnet e gittik, Pazar dönüşte yoğun bir yağmur altında ekipten ayrılarak Antalya istikametine döndüm.
Aklımdaki yeni plan geceyi Karaman da ananem in yanında geçirip Pazartesi sabah erkenden Antalya ya geçmekti.
Fakat yolda yine fikir değiştirerek direk Antalya-Olympos a gitmeye karar verdim.
Bozüyük e gelene kadar yağmur altında harika bir sürüş keyfi yaşadım.
Yolda benzin almak dışında mola vermedim, saat 14.30 çıktığım Adapazarı ndan 23.00 da Antalya ya giriş yaptım.
Verdiğim yemek molasının ardından yola devam ettim 00:30 da Olympos Kadir's Tree House a giriş yaptım.
Tesisdeki arkadaşlar inatla motosikletimi kamp alanına sokmama izin vermediler, yasakmış(içeride 5-6 adet motosiklet ve bir adet da araba vardı ama bunlar kendilerine aitmiş, komik buldum).
Çadırımı kurup eşyalarımı yerleştirdikten sonra soğuk bir duş alıp direk uyudum.
Konakladığım Olympos şehri iki dağın arasında bir kanyon vadi.
Bundan dolayı güneş ancak sabah 8-9 gibi çadırımı ısıttı ve uyunamaz bir hale geldi. Bu uyuyamama da horozların etkisi de çok fazla, nerelerinden çıkıyor o desibelde bir ses anlamış değilim.
Sabah güzel bir kahvaltının ardından sırt çantamı alıp şehri dolaşmaya koyuldum.
Sahilde yüzebilmek için müze yapılmış bir antik kentin içinden geçmek gerekiyor. Burada çok eski dönemlere ait tapınak kalıntıları mevcut.
Müzeyi gezdikten sonra sahile indim, deniz muhteşem görünüyordu gün boyu güneşlenip bol bol denize girdim.



Bir akşam da motosiklet ile Yanartaş denen bir mevkiiye gittim. Burada taşların kenarlarından durmaksızın bir gaz sızıntısı var ve sönmeden yanıyor.



Kaş-Kalkan arasında muhteşem güzellikte doğa ve deniz eşliğinde ve o tatlı virajlarda motosiklet kullanmak paha biçilemez.
Kaputaj plajını daha önceden duymuştum fakat görmek ve burada denize girmek bugüne kısmetmiş. Gerçekten yok böyle bir renk cümbüşü, denizde maske ile baktığımda 30 mt dip göründüğünü tahmin ediyorum.


Konaklamayı planladığım ikinci yer Bozcaada idi. Fethiye ye geldiğimde saat 17:00 civarıydı ve şehir merkezine girmeden yola devam etme kararı aldım ve deniz kenarı yerine daha hızlı varacağım düşüncesiyle Denizli,Burdur a gidonu çevirdim.

Yol Burdur'dan sonra tek gidiş ve tek gelişe düştü. Gece karalığında ufak bir mübadele atlattım, verilmiş sadakamız varmış ki bir hasar almadım.
Akşam yemek yerken tekrar yollara baktım. Bozcada ya olan son feribotu yakalayamayacağımı anlayınca Kapıdağ a doğru gaz çevirdim. Kapıdağ camping e vardığımda 00:30 idi. Sabaha kadar konaklayacağımı ve sabah çıkacağımı söyledim sağolsunlar bana çadır bile kurdurmadılar. Kendilerine ait olan bir çadırda geceyi geçirdim.
Sabah Erdek de güzel bir kahvaltının ardından Avşa Adasına feribot ile geçtim.






Avşa Adasında kamp yapmak yasakmış !!! Dolayısıyla çadır kuramadım.
Bir otele yerleştim. Adada konaklamak aşırı pahalı hem de sezon kapanmış olmasına rağmen. Burada 3 gecelik ödeme yaptım. Ama aşırı sıkıldım ve cumartesi dönüş yaptım.
More coming soon :)
İlk gün eşyalarımı odama yerleştirip motosiklet ile ada turuna çıktım. Heryer çok güzel.





"Zaman sessiz bir testeredir." Immanuel Kant