03-10-2011, 03:56 PM
İç kamalar bizim müdahale edip tedaviye yardımcı olacağımız bir konu olmadığı halde hakkında bilgi edinilmesi çok ama çok önemlidir. Hayat kurtarır.
Arkadaşımız yada biz bir kaza geçiririz, ciddi bir düşüş vaya çarpışma olabilir, bakarız üst başımız sağlam eh elimiz kolumuzda oynuyor yani kırık veya kanama yok, ucuz atlattık deyip ya devam ederiz veya moral bozukluğu ile eve döneriz. Hepimiz bu konularda uzmanızya bir bakışta muayenemizi yaptık hatta röntgen filmimize bile çektik yok birşeyimiz işte kalıp sağlam. Sorunda bundan sonra başlar aslında, veya başlayabilir. İç kanama geçiriyor olabilirsiniz ve belirtilerini bir iki saat sonra görür çok geç kalabilirsiniz.
Şunu unutmamak lazım insan vücutu büyük hızlarda seyretmeye çok büyük negatif ve pozitif ivmelere dayanacak şekilde dizayn edilmemiştir. Bu ani ivmelenmelere ya yumurtanın kabuğunun çatlaması gibi görünüşte tepkiler verir (kırıklar, deformasyonlar) veya daha şiddetlisinde yumurtanın sarısınında parçalanması gibi organ ve doku yırtılma ve damar patlamalarıyla. Emin olun en sinsice ölüm getirende bunlardır.
Peki biz bu durumda ne yapacağız?
Çok basit bilinçli bir şekilde kendimizi ve daha önemlisi arkadaşımızı gözlemleyeceğiz. Tabi ilk yapacağımız şey derhal geri dönmek ve bir sağlık kuruluşuna gidip başımızdan geçeni anlatmaktır.
(Aslında tek yapmamız gereken bu)
Peki gözlem ne işe yarayacak?
Tamam karar verdik geri dönüyoruz fakat kaza geçiren motoru hala sürüyor. Ya da çok inatçı bir zat arkadaş ve ikna edemediniz devam diyor inatla.
İç kanamalar bazı dış belirtiler verirler.
1- Basit bir nabız kontrolü yaparız. Hızlı ve zayıf nabız bir acil sinyali olabilir. (Kan volümü düşmesi sonucu kalp daha hızlı pompalamaya çalışır fakat völüm azaldığı için kan debisi azdır)
2-Sıvı kaybı ve yerine tamamlama isteğinden dolayı hasta susuzluk hissetmeye başlar ve huzursuzlanır.
3-Cilt soğuk, yapışkan ve nemli görünüm alır. (Kan periferden yani kılcal damarlardan çekilip içerideki hayati organlara pompalanıyor)
4-Bulantı ve kusma başladı vaya isteği uyanıyor.
5-Hemen bir göz bebeği testi yapıyoruz. Göz bebekleri (tam ortadaki siyah alan) büyük ve ışığa geç veya az refleks veriyor. (bir fener tut, ayna ile güneş ışığı yansıt, çakmak çak, elini göz üzerine kapat aç vs.)
6-Nefes alış verişleri hızlanmıştır. Çünkü azalan kan hücresi sebebiyle yeterli oksijen taşınamamaktadır.
7-İleri safhada sarhoşluk hissi, baş dönmesi, bulanık görme, denge kuramama ve bayılma.
Eğer vücut dışında ciddi ezik morarma çürük görürsek yine iç kanama riskinin olduğunu aklımıza getirebiliriz. En azından o bölgede doku altında kanama var demektir. Zaten kanama olmasa morarma olmaz.
Dışa açık yolu olan organlardaki kanamalar daha kolay belirti verebilir. Akciğer, böbrek, mide gibi.
Ağızdan kan gelmesi, kusma sırasında temiz kan görülmesi, idrar renginin kanla karışıp kırmızıya dönmesi gibi, makattan kan gelmesi. Fakat vücut içine akan kanamalar ne yazıkki fiziksel bir belirti vermezler.
Bizim yapacağımız şey kaza geçireni izlemek ve en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırmak veya çağırmaktır.
Arkadaşımız yada biz bir kaza geçiririz, ciddi bir düşüş vaya çarpışma olabilir, bakarız üst başımız sağlam eh elimiz kolumuzda oynuyor yani kırık veya kanama yok, ucuz atlattık deyip ya devam ederiz veya moral bozukluğu ile eve döneriz. Hepimiz bu konularda uzmanızya bir bakışta muayenemizi yaptık hatta röntgen filmimize bile çektik yok birşeyimiz işte kalıp sağlam. Sorunda bundan sonra başlar aslında, veya başlayabilir. İç kanama geçiriyor olabilirsiniz ve belirtilerini bir iki saat sonra görür çok geç kalabilirsiniz.
Şunu unutmamak lazım insan vücutu büyük hızlarda seyretmeye çok büyük negatif ve pozitif ivmelere dayanacak şekilde dizayn edilmemiştir. Bu ani ivmelenmelere ya yumurtanın kabuğunun çatlaması gibi görünüşte tepkiler verir (kırıklar, deformasyonlar) veya daha şiddetlisinde yumurtanın sarısınında parçalanması gibi organ ve doku yırtılma ve damar patlamalarıyla. Emin olun en sinsice ölüm getirende bunlardır.
Peki biz bu durumda ne yapacağız?
Çok basit bilinçli bir şekilde kendimizi ve daha önemlisi arkadaşımızı gözlemleyeceğiz. Tabi ilk yapacağımız şey derhal geri dönmek ve bir sağlık kuruluşuna gidip başımızdan geçeni anlatmaktır.
(Aslında tek yapmamız gereken bu)
Peki gözlem ne işe yarayacak?
Tamam karar verdik geri dönüyoruz fakat kaza geçiren motoru hala sürüyor. Ya da çok inatçı bir zat arkadaş ve ikna edemediniz devam diyor inatla.
İç kanamalar bazı dış belirtiler verirler.
1- Basit bir nabız kontrolü yaparız. Hızlı ve zayıf nabız bir acil sinyali olabilir. (Kan volümü düşmesi sonucu kalp daha hızlı pompalamaya çalışır fakat völüm azaldığı için kan debisi azdır)
2-Sıvı kaybı ve yerine tamamlama isteğinden dolayı hasta susuzluk hissetmeye başlar ve huzursuzlanır.
3-Cilt soğuk, yapışkan ve nemli görünüm alır. (Kan periferden yani kılcal damarlardan çekilip içerideki hayati organlara pompalanıyor)
4-Bulantı ve kusma başladı vaya isteği uyanıyor.
5-Hemen bir göz bebeği testi yapıyoruz. Göz bebekleri (tam ortadaki siyah alan) büyük ve ışığa geç veya az refleks veriyor. (bir fener tut, ayna ile güneş ışığı yansıt, çakmak çak, elini göz üzerine kapat aç vs.)
6-Nefes alış verişleri hızlanmıştır. Çünkü azalan kan hücresi sebebiyle yeterli oksijen taşınamamaktadır.
7-İleri safhada sarhoşluk hissi, baş dönmesi, bulanık görme, denge kuramama ve bayılma.
Eğer vücut dışında ciddi ezik morarma çürük görürsek yine iç kanama riskinin olduğunu aklımıza getirebiliriz. En azından o bölgede doku altında kanama var demektir. Zaten kanama olmasa morarma olmaz.
Dışa açık yolu olan organlardaki kanamalar daha kolay belirti verebilir. Akciğer, böbrek, mide gibi.
Ağızdan kan gelmesi, kusma sırasında temiz kan görülmesi, idrar renginin kanla karışıp kırmızıya dönmesi gibi, makattan kan gelmesi. Fakat vücut içine akan kanamalar ne yazıkki fiziksel bir belirti vermezler.
Bizim yapacağımız şey kaza geçireni izlemek ve en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırmak veya çağırmaktır.