01-06-2013, 08:15 PM
ATATÜRK Köşesi
01-06-2013, 09:45 PM
forumda öğretmen olduğumu bilen arkadaşlar vardır, her fırsatta öğrencilerime Atatürk'ü, Atatürk ilkelerini düşüncelerini, resimlerini,çalışmalarını vs. aktarmaya çalışıyorum. Düzenli olarak belirli aralıklarla dersimi Atatürk ile ilgili sohbete ayırıyorum. Belli kalıplaşmış cümleleri dayatmak yerine sohbet havasında olunca emin olun daha çok ilgi uyandırıyor. Yine bir Atatürk konulu dersimde bir öğrencimin kurduğu cümle beni çok etkiledi.
''Hocam bu öğretmenler neden Atatürk'ü bu kadar çok seviyor.'' :hö:
Ya Atamızı onun ilke ve düşüncelerini "sadece" biz öğretmenlerden duyuyor, yada çevresinde bahsedenler sevgiyle bahsetmiyorlar. Her iki açıdanda bakınca durum içler acısı. Arkadaşlar Atamızı unutturmaya çalışanlara karşı hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor.
kendi adıma bütün kalbimle söyleyebilirim ki "Atam"ızı unutmadım, unutturmayacağım...
''Hocam bu öğretmenler neden Atatürk'ü bu kadar çok seviyor.'' :hö:
Ya Atamızı onun ilke ve düşüncelerini "sadece" biz öğretmenlerden duyuyor, yada çevresinde bahsedenler sevgiyle bahsetmiyorlar. Her iki açıdanda bakınca durum içler acısı. Arkadaşlar Atamızı unutturmaya çalışanlara karşı hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor.
kendi adıma bütün kalbimle söyleyebilirim ki "Atam"ızı unutmadım, unutturmayacağım...
01-07-2013, 07:59 AM
Malesef ki öyle. Ben bu konuda kötü örneklerle karşılaştım. Ailelerden bazıları kendi kapalı görüş ve yargılarını çocuklarına aktarmakta zarar görmüyor. Bu konuda onların ufkunu açmak ve farklı bakış açıları kazandırmakta siz öğretmenlerimize ve çevredeki duyarlı insanlara düşüyor.
01-07-2013, 08:03 AM
(01-06-2013, 09:45 PM)ares Adlı Kullanıcıdan Alıntı: forumda öğretmen olduğumu bilen arkadaşlar vardır, her fırsatta öğrencilerime Atatürk'ü, Atatürk ilkelerini düşüncelerini, resimlerini,çalışmalarını vs. aktarmaya çalışıyorum. Düzenli olarak belirli aralıklarla dersimi Atatürk ile ilgili sohbete ayırıyorum. Belli kalıplaşmış cümleleri dayatmak yerine sohbet havasında olunca emin olun daha çok ilgi uyandırıyor. Yine bir Atatürk konulu dersimde bir öğrencimin kurduğu cümle beni çok etkiledi.
''Hocam bu öğretmenler neden Atatürk'ü bu kadar çok seviyor.'' :hö:
Ya Atamızı onun ilke ve düşüncelerini "sadece" biz öğretmenlerden duyuyor, yada çevresinde bahsedenler sevgiyle bahsetmiyorlar. Her iki açıdanda bakınca durum içler acısı. Arkadaşlar Atamızı unutturmaya çalışanlara karşı hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor.
kendi adıma bütün kalbimle söyleyebilirim ki "Atam"ızı unutmadım, unutturmayacağım...
Örrtmenimm
o halde Atatürk köşemize yazılarınızı bekliyoruz :çiçek:
01-07-2013, 10:37 AM
Atatürkün yaptığı devrimsel yenilikleri hatırlayalım arkadaşlar..
1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
2. Toplumsal Devrimler
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)
3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)
4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler
5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu’nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları’nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934′de TBMM’nce Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi.
Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk’ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.
Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye’yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.
15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet’in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku’nu okudu.
Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923′de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.
1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli Türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox’a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı.
1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
2. Toplumsal Devrimler
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)
3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)
4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler
5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu’nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları’nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934′de TBMM’nce Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi.
Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk’ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.
Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye’yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.
15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet’in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku’nu okudu.
Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923′de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.
1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli Türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox’a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı.
01-08-2013, 05:09 PM
(01-07-2013, 08:03 AM)VeYSeL Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Örrtmenimm
o halde Atatürk köşemize yazılarınızı bekliyoruz :çiçek:
tabiki de başkanım görevimiz :tamam:
Dünya Liderlerinin Atamız hakkında söylediklerinden alıntı:
Haiti Cumhurbaşkanı vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği
metinde diyor ki:
"Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm" :alkış:
01-09-2013, 12:56 PM
.
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir."
.
.
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir."
.
.
01-09-2013, 01:16 PM
Şimdi belki bazılarına göre aykırı birşeyler yazacağım.
Atatürk'ü antidemokratik uygulamalarından ve tek adamlığından dolayı da eleştiriler.
Eleştirenler arasında yeni Osmanlıcılarda var ki bu çelişki zaten ne gariptir.
Neyse diyeceğim şu, şimdiki yönetim biçimi demokrasiyse böyle demokrasinin içine...
Atatürk gibi bir adam çıksın aynı ilke ve düşüncelerle tek adam olsun ben kölesi olmaya razıyım.
Atatürk'ü antidemokratik uygulamalarından ve tek adamlığından dolayı da eleştiriler.
Eleştirenler arasında yeni Osmanlıcılarda var ki bu çelişki zaten ne gariptir.
Neyse diyeceğim şu, şimdiki yönetim biçimi demokrasiyse böyle demokrasinin içine...
Atatürk gibi bir adam çıksın aynı ilke ve düşüncelerle tek adam olsun ben kölesi olmaya razıyım.
01-09-2013, 01:59 PM
Atamızın anti demokratikliğini eleştirme hakkını kendinde gören kişiler önce kendinizi eleştirmeye ne dersiniz?
Evet Atatürk'ün antidemokratik uygulamaları olabilir, ama önemli olan nokta varlığını yokluğunu tartışmak yerine nedenlerini sonuçlarını tartışmaktır. Hangimiz hayatımızın her alanında demokratik davrandık. Özellikle anne ve baba olan üyelerimiz çocuklarınıza karşı her zaman demokratik davrandım diyebilir misiniz? kaç kişi iş yerlerinde veya arkadaş gruplarında işime gelse de gelmese de her daim demokratiktim diyebilir? bütün samimiyetimle ben varım diyen biri var ise helal olsun der ayakta alkışlarım!
bazen çocuklarımıza antidemokratik davranıyoruz, bunu kabulleniyoruz sonunda da kurduğumuz cümle: ben onların iyiliği için yapıyorum, oluyor.
Her şeye rağmen milyonlarca kişiyi karşısına alarak doğruları adına milli değerleri adına savaş vermiş biri olarak Atamın cesaretine hayranım.
lafım herkese değil tabi ama küçücük bir toplulukta bile çoğu zaman kendi düşüncelerini söylemekten aciz insanlar var, bu düşüncemi söylersem bana nasıl tepki verirler beni dışlarlar mı vs. gibi düşüncelerle kendini unutan, bir gruba kendini kabul ettirmek için kendi olmaktan çıkan insanlar... küçücük bir gruba bile karşı duramayan bu kişiler dünyayı karşısına alan Atamızı eleştirme haklarını nasıl olur da kendilerinde görüyorlar şaşıyorum.
Atamız ki ne yapmış olursa olsun birçok dünya liderinin saygısını kazanmış -saygıdeğer- bir insandır...
Evet Atatürk'ün antidemokratik uygulamaları olabilir, ama önemli olan nokta varlığını yokluğunu tartışmak yerine nedenlerini sonuçlarını tartışmaktır. Hangimiz hayatımızın her alanında demokratik davrandık. Özellikle anne ve baba olan üyelerimiz çocuklarınıza karşı her zaman demokratik davrandım diyebilir misiniz? kaç kişi iş yerlerinde veya arkadaş gruplarında işime gelse de gelmese de her daim demokratiktim diyebilir? bütün samimiyetimle ben varım diyen biri var ise helal olsun der ayakta alkışlarım!
bazen çocuklarımıza antidemokratik davranıyoruz, bunu kabulleniyoruz sonunda da kurduğumuz cümle: ben onların iyiliği için yapıyorum, oluyor.
Her şeye rağmen milyonlarca kişiyi karşısına alarak doğruları adına milli değerleri adına savaş vermiş biri olarak Atamın cesaretine hayranım.
lafım herkese değil tabi ama küçücük bir toplulukta bile çoğu zaman kendi düşüncelerini söylemekten aciz insanlar var, bu düşüncemi söylersem bana nasıl tepki verirler beni dışlarlar mı vs. gibi düşüncelerle kendini unutan, bir gruba kendini kabul ettirmek için kendi olmaktan çıkan insanlar... küçücük bir gruba bile karşı duramayan bu kişiler dünyayı karşısına alan Atamızı eleştirme haklarını nasıl olur da kendilerinde görüyorlar şaşıyorum.
Atamız ki ne yapmış olursa olsun birçok dünya liderinin saygısını kazanmış -saygıdeğer- bir insandır...
01-09-2013, 02:15 PM
Ben öyle anti demokratikliği öper sırtımda taşırım.
Şimdi yaptıkları demokratlıksa bu kelimeyi değiştirip başka bir isim bulmalılar.
Şimdi yaptıkları demokratlıksa bu kelimeyi değiştirip başka bir isim bulmalılar.
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
Benzer Konular...
Konu: / Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 7 Ziyaretçi