05-23-2014, 01:12 AM
Motosiklet Kıyafetlerinde Malzemelerin Seçimi
Motosiklet kıyafetleri sizi sadece kazalardan değil hava koşullarından da korur!
Enduro motor ve kamçılık malzemelerinin birçok ortak yönleri var. Her ikisinde de hava şartlarıyla uyumluluk işin zevkli yapılabilmesi açısından gerekli. Yine her ikisinde de taşıma yeri kısıtlı olduğu için hacim çok önemli. Bu bilgileri verirken marka öncelikli değil işlevselliği ön planda tutmaya çalıştım ama genellikle bu ikisi paralel gidiyor. Fakat bazı ürünlerde sırf marka imajından dolayı aynı sınıftaki ve hatta daha az işlevsel bir ürün diğer ürünlerden daha pahalıya da çıkabiliyor. Bu durumda satın alan kişinin kendi ihtiyaçlarını en iyi şekilde değerlendirip bütçesine göre seçim yapması gerekiyor. Ama bence bir malı sadece ucuz olduğu için almak ileride ihtiyaçlara cevap veremeyince yeniden daha iyisini almayı gerektirecek. Böyle daha fazla para harcayıp ta üstüne üstlük para vererek cefa çekmektense bir kere alıp onu uzun süre zevkle kullanmak daha doğru olacaktır.
Hepimizin altında minimum değeri 2 milyardan başlayan motorlar var. Ki bu rakam 30-40 milyarlara kadar çıkabiliyor. Eğer bu parayı verip de sonra benim 50-100 milyona aldığım kıyafet ve malzeme de 500 milyonluk malzeme kadar iş görür ne gerek var diyorsanız o zaman siz bu kadar para vererek zevk almak için yaptığınız bir işin zevkini de öldürüyorsunuz demektir. Üstelikte parayla ölçülemeyecek bir değer olan sağlığınızı ve hatta hayatınızı tehlikeye atarak. Bence yerinde kullanılmamış bir 100 milyon da yeterince fazla bir para. Zaten işe yaramasaydı bu pahalı malzemeleri üretenler çoktan iflas etmişlerdi çünkü hiç kimse aynı hatayı iki kere yapmak istemez ve ciddi üreticiler herkes bir kere alsa bana yeter mantığıyla gitmedikleri için bugün halen aynı malı aynı değerden satabiliyor.
Bütün bu laf kalabalığında lütfen yanlış anlaşılmasın, anlatmak istediğim en pahalı malzeme en iyisidir demek değil. Biz mal alırken sağlığımızı da düşünerek bilinçli seçim yapabilmeli ve bütçemize uyan en iyi malzemeyi en ucuz fiyata alabilmeliyiz.
Türkiye de bilinçli motorculuk oldukça yeni sayılır. Eskiden beri motora binilse de bilinçsizlik yüzünden motor halk arasında ayaklı tabut olarak görülüyordu. Bunda en önemli faktör günlük hayatımızda kullandığımız giysilerin motorda da yeterli olabileceğinin düşünülmesi.
Halen yollarda birçok kasksız veya kışlık kıyafetleriyle motora binmeye çalışan arkadaşlar görüyoruz. Bu kişilerin sağlıklarını ilk ciddi düşmelerine kadar koruyabileceklerini düşünmek bile iyimserlik olur çünkü hiçbir kaza yapmasalar bile ya romatizmadan, veya sinüzitten yada zatüreden kısa zamanda telef olacaklar. Yazın sıcağında bile kasksız gezip rüzgardan yüz felci geçiren arkadaşlarla karşılaşabiliyoruz bazen.
Bütün motor malzemeleri bu işi yapanların ihtiyaçlarına göre geliştirilmiştir. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok eğer bu ürünler motora eskiden beri binen kişiler tarafından denemiş ve kullanılıyorsa bizimde yapmamız gereken onların tecrübelerine saygı gösterip ihtiyaçlarımıza ve kesemize göre bu malzemeleri almamızdır. Türkiye piyasasında özellikle İstanbul’da sirkeci piyasasında dünyada gelişmiş ülkelerde adı bile duyulmamış bazı ürünler var. Bunları pazarlayanların da savundukları taraf genelde aynı : Niye aynı işe yarayan bir mala daha fazla para vereceksin ki ?. Bunu söyleyenler aslında bana ‘bütün dünya aptal bir akıllı ben varım sende benim gibi akıllı ol, pahalı malları yapanlar ve satanlar, satın alanları kazıklıyor,’ demek istiyorlar sanki. Bu tür bir satıcının samimiyetine ve malının kalitesine güvenmek yanlış olur diye düşünüyorum. Ama adam şunu savunabilir. ‘Benim malımın özellikleri bu fiyatı da bu’ işine geliyorsa al. O zaman en azından bu adamın size karşı dürüst olduğunu düşünebilirsiniz. Bu malların bir kısmının gerçek değeri satış bedellerini çok altında ve görüntüleri dışında diğer bilindik mallarla bir benzerlikleri yok. Ne yazık ki ülkemizde bu malların güvenlik standartlarına uygunluğunu denetleyecek bir kurum da yok. Bu yüzden biz canlı denek olarak bunları test edip onaylıyoruz yada tam tersi.
Giysilerin ve kullandığımız malzemelerin amacı bizi dış şartlardan etkilenmeden mümkün olduğunca uzun bir süre motora binmemizi sağlamak. Eğer bunu sağlayamıyorlarsa bu bizim yanlış yada eksik seçim yaptığımızı gösterir. Biraz daha bilinçli bir seçim yapabilmek için gerekmedikçe ticari marka belirtmeden, aşağıdaki yazıyı derlemeye çalıştım. Konunun profesyoneli olmadığım için hatalı anlatım kullandıysam affınıza sığınıyorum.
Motosiklet Giysileri ve Özellikleri:
Motora binerken eğer doğru giyinmemişseniz dış etkilere karşı çıplak gezmekten daha korunaklı sayılmazsınız. Burada seçeceğimiz giysilerin bizler için 3 önemli amacı vardır.
Hava şartlarından etkilenmememizi sağlamak. Bu durum rüzgar, yağmur olabildiği gibi güneşte olabilir.
Bizi olası bir kaza anındaki darbe ve sürtünmelerden korumak.
3- Sürüş anında rahat hissetmemizi ve böylece yol, motor ve çevre ile ilgilenmemizi sağlamak.
Giysi seçerken aşağıdaki hususlara dikkat etmeliyiz.
Çok katlı giyinmek : Tek bir kalın giysi yerine iki ayrı ince giysi her zaman daha sıcak tutar ve aynı zamanda da kalınlık olarak daha az yer kaplayarak daha rahat hareket etmemizi sağlar.
Nefes alabilirlik : Vücudumuzda oluşan nemin dışarı atılabilmesi ile kuru kalarak üşümeden dolayı enerjimizi kaybetmemek
Giysileri giyinme sırasına göre 4 ana gurupta toplayabiliriz.
Motosiklet içlikleri ve iç giysiler :
Tenimize giydiğimiz bu katın en önemli görevi vücut nemini üst giysilere iletirken kendisinin mümkün olabildiğince kuru kalabilmesidir. Dokusunda en çok kullanılan kumaşlar pamuklu, ipek ve sentetiklerdir. Pamuklu kumaş kuruyken oldukça konforlu bir his verir. Fakat ter emme oranı yüksek olduğu için özellikle normalden fazla enerji harcandığında vücudumuzun üzerinde ıslak olarak durur ve bu da vücudun ciddi ısı ve enerji kaybetmesine sebep olur. Kuruması da uzun zaman alır ki bu da konforu bozan bir unsurdur. Bu nedenle özellikle soğuk havalarda yapılan aktivitelerde iç kat giysisi olarak tavsiye edilmez. İpek çok konforlu ve istene özelliklere sahip bir iç giysidir. Kötü yanı ise diğer giysilerden daha hassas ve yıpranması fazla olup temizlenmesi ve kurutulması özel bakım ister.
Sentetikler: İç giysi olarak özel üretilmiş sentetik kumaşlar (polypropylene, capilene, coolmax, vs) ilk versiyonlarında konfor açısından pamukla karışık olarak dokunmuşlardır. Hava şartlarına göre çeşitli kalınlıkları bulunur. Yeni versiyon sentetiklerde ise liflerinin farklı işlemlerden geçirilmesiyle eskilerde bulunan koku yapma gibi dezavantajları ortadan kaldırılmış ve nemin kumaş tarafından emilmeden hızla buharlaşması sağlanmıştır.
Orta kat giysileri :
Bunlar günlük kullandığımız şort, tişört, ince pantolon, uzun kollu tişört ve gömlek gibi giysilerdir. Orta katın amacı temel bir ısı izolasyonu sağlamaktır. Sıcak ve ılıman havalarda tek başlarına da giyilebilirler. Seçerken rahat, hafif, ve dayanıklı olmalarına öncelik vermek gerekir. Pamuk, nylon, sentetik veya yün liflerden imal edilebilirler. Pamuklu kumaşlar iç giysilerde bahsi geçen avantaj ve daha da çok dezavantajlara sahip olduklarından yalnızca ılık havalarda ( kısmen çabuk kuruyabildiğinden) kullanımı tavsiye edilir.
Nylon lifleri hafif ve sağlamdır. Emiciliği yoktur. Bazı sentetikler ve pamuklularla bu avantajlarını değerlendirmek için beraber olarak da imal edilirler. Sentetikler : İç kat giysilerinde de kullanılan kumaşların farklı kalınlıklarda imal edilmiş olanları orta kat giysisi olarak da kullanıma uygundur. Yün iyi bir doğal ısı izolatörüdür. Soğuk havalarda uygundur. Tüylenmesi , hacimli ve ağir olması dezavantajlarıdır.
Isı dengeleyici katman:
Bunlar iç ve orta kat giysilerinin yeterince sıcak tutamadığı hava şartlarında kullanılır. Sıcak, hafif, kabarık olamayan, ter ve fazla vücut ısısını dışarı atabilecek şekilde seçilmelidir. Yünlüler, fleece (yani bildiğimiz adıyla polar) ençok kullanılan kumaşlardır. Yün yukarıdaki özelliklerinin dışında aynı zamanda ıslak olmasına rağmen ısı izolasyonu fazla bozulmayan bir kumaştır. Kuruma süresi uzundur. Polar kumaşlar günümüzün en popüler ısı tutucu giysileridir.
Çeşitli kalınlıklarda imal edilirler. Hafif ve ince gözenekli yapıları ıslak olsa bile konforlu bir sıcaklık sağlar. Ateşten bir naylon torba gibi çok çabuk etkilenirler ve çıplak tende ciddi yanıklar bırakabilirler ( Bu söylediğim kampta ateş başında sıçrayan kıvılcımlarla veya motorun eksozuna değdiğinde hemen anlaşılabilir). Normalde rüzgar geçirgenlikleri çok fazladır ama ama bu sayede de çok iyi bir ventilasyon sağlarlar. yeni teknolojilerle bu gereken şartlarda kumaş içine entegre edilmiş membranla (Gore® Windstopper) ortadan kaldırılmıştır. Bu ürün normal bir polar kumaşa göre 2,5 kat daha rüzgara karşı dirençlidir ve hemen hemen aynı nem geçirgenliğine sahiptir. Ama bir su geçirmez katman olarak düşünülemez.
Dış kat giysiler :
Bunlar bizi rügar, yağmur gibi dış etkilerden korurken iç katlardan gelen nem ve sıcaklığın dışarı atılabilmesini sağlamalıdırlar. Korumalarında üzerlerine entegre edilmesiyle motorsiklette de kullanıma uygun hale getirilmiştir. Bu korumaları ayrı bir bölümde inceleyeceğiz.
Farklı koşullarda kullanılmak üzere üç ana guruba ayırabiliriz.
Su tutmaz (emmez) , nefes alabilir ( hava geçirgen) kumaşlar rüzgara karşı yeterli direnç oluştururken içerideki nemin hızla dışarı atılabilmesini sağlarlar. Su geçirmezlikleri çok kısıtlı olduğundan uzun süreli yağmurda içeri su geçirirler fakat kolay kururlar. Yağmur ihtimalinin minimum olduğu havalarda konforlu bir kullanım sunarlar.
Su geçirmez, nefes almayan kumaşlar Dikiş noktaları da iyi izole edilmişse kesinlikle su geçirmezler. Fiyatları diğer guruplara göre çok daha uygundur. Nefes alabilirliği yok denecek kadar az olduğundan efor sarf edilen aktivitelerde nemi içeriden dışarıya yeterince atamadıklarından konforsuz olurlar. Genelde içerideki nemin iç katlarla temas etmeden dışarı atılabilmesi için bol kesimli imal edilirler ve/veya havalandırma açıklıkları vardır.
Su geçirmez, nefes alabilen kumaşlar: Kesinlikle su geçirmez olup aynı zamanda içeride oluşan vücut nemini buhar olarak dışarı atabilirler.
Goretex bu özellikteki zarı ilk olarak istenilen nitelikte üreten Gore firmasının imalatıdır. Çok ince dokuda (mikron seviyesinde) üretilmiştir. Üzerindeki delikler su moleküllerinden daha ufak fakat su buharı moleküllerinden daha geniş bir yapıdadır. Dolayısıyla diğer su geçirmez olarak bilinen kumaşlar en fazla 3 psi basınca kadar özelliklerini korurken, Goretex 65 psi ye kadar dayanabilmektedir. Sıcak havanın(buharın) genleşerek elbiseden dışarı çıkması prensibiyle çalışan bu sistemin geçirgenliği , vücut ısısının dış ortam sıcaklığına yakın olduğu ortamlarda azalır. Dolayısıyla çok sıcak havalarda fonksiyonunu tam olarak yerine getiremez.
Bu döngüyü daha basitleştirmek gerekirse derimizin işlevi gibi düşünebiliriz. Vücudumuzun içerisinde bulunan su yalnızca vücut sıcaklığının dengelenmesi gerektiğinde ter (buhar halinde) olarak dış yüzeye çıkarlar. Fakat aynı şekilde biz denize girdiğimizde veya banyo yaparken derimizin içerisine su girmez.
Rüzgar geçirmezliği de aynı küçük gözenekli yapıdan dolayı çok iyidir.
Goretex ve benzeri zarlar asla bir ısı izolasyonu sağlayan malzeme değildir. Çoğu zaman kumaşın iç kısmına lamine edildiklerinden giysiye dışardan bakıldığında görülemezler. Çok ince ve hassas yapıda olduklarından dış etkilerden korumalı olarak 2 ayrı şekilde imal edilmiştir.
2 katlı Goretex : Burada zar dış kumaşa lamine edilmiştir. İç yüzeyde ise mekanik teması engelleyen koruyucu bir astar tabaka vardır. Daha yumuşak ve konforludur. Fakat sağlamlığı dış yüzey kumaşına bağımlı olduğu için daha dayanıksızdır.
3 katlı Goretex : Dış kumaşla iç astar arasına boşluklu olarak tutturulmuştur. Bu yöntemle diş kumaş yırtılsa bile su izolasyonu devam eder. Dış kumaşın zardan bağımsız olması farklı özelliklerde imal edilebilmesine olanak tanır.
Gore firması bu ürünü sadece imal etmek ve pazarlamakla kalmayıp aynı zamanda bu zarı kendi ürünlerinde kullanan firmalarda imalat aşamasında da sıkı kontroller yaparak ürünün piyasadaki liderliğini korumaktadır.
Sympatex ise aynı prensiple çalışmasına ve su geçirmezlikte benzer başarıyı yakalamış olmasına rağmen nefes alabilirlikte çok az da olsa farklılıklar gösterdiğinden pazarda ikinci sırada olmaktan kurtulamamıştır. Fakat eldiven ve ayakkabılarda kullanılan tek parça membranlar sayesinde daha ucuz bir işçilikle imal edilebilir olup kullanan firmaların işçilikten doğan hatalarını minimuma indirmiş ve fiyat/performans açısından iyi bir noktaya ulaşmıştır.Diğer aynı özellikte olan ve farklı ticari isimlere sahip nefesalabilir/sugeçirmez membranlar ise üretici firmaların teknolojileri ve kalite kontrol ciddiyetleri ölçüsünde bu guruptaki sıralamalarda yerlerini almışlardır.
Burada bi motorsiklet kullanıcıları için küçük bir not düşmek istiyorum. Montlarda çok başarılı olan bu memranlarla donatılmış kumaşlar, pantalonlarda aynı başarıyı yakalayamayabiliyor. Sağnak yağmurda ağ kısımlarında su sele ile pantolon arasında kaldığından ve selenin oturulan bölümü ile iç bölge arasında sıcaklık farklılığı yok denecek kadar az olduğundan buhar dışarı çıkma eğilimini gösteremiyor ve hatta dışarıdaki su buhar olarak içeri girebiliyor.dolayısıyla çok azda olsa bir nemlenme hissi olabiliyor. Bu da ürünün küçük bir dezavantajı sayılabilir. İlk otururken selenin kuru olmasına dikkat etmek ve montu mümkünse önde ağ kısmının bitimine kadar indirmek olayı biraz daha azaltabiliyor.
Dış kıyafetlerin üzerinde gördüğümüz Kevlar, Teflon veya 3m yazıları ise kumaşın su geçirmezligi ile alakası olmayıp darbe, sürtünme, ısı dayanıklılığı, su ve leke tutmazlığı, reflektiflik (gece parlak bir şekilde görülebilirlik) gibi farklı amaçlar için kumaşa entegre edilmiş ürünlerdir.
Motosiklet kıyafetleri sizi sadece kazalardan değil hava koşullarından da korur!
Enduro motor ve kamçılık malzemelerinin birçok ortak yönleri var. Her ikisinde de hava şartlarıyla uyumluluk işin zevkli yapılabilmesi açısından gerekli. Yine her ikisinde de taşıma yeri kısıtlı olduğu için hacim çok önemli. Bu bilgileri verirken marka öncelikli değil işlevselliği ön planda tutmaya çalıştım ama genellikle bu ikisi paralel gidiyor. Fakat bazı ürünlerde sırf marka imajından dolayı aynı sınıftaki ve hatta daha az işlevsel bir ürün diğer ürünlerden daha pahalıya da çıkabiliyor. Bu durumda satın alan kişinin kendi ihtiyaçlarını en iyi şekilde değerlendirip bütçesine göre seçim yapması gerekiyor. Ama bence bir malı sadece ucuz olduğu için almak ileride ihtiyaçlara cevap veremeyince yeniden daha iyisini almayı gerektirecek. Böyle daha fazla para harcayıp ta üstüne üstlük para vererek cefa çekmektense bir kere alıp onu uzun süre zevkle kullanmak daha doğru olacaktır.
Hepimizin altında minimum değeri 2 milyardan başlayan motorlar var. Ki bu rakam 30-40 milyarlara kadar çıkabiliyor. Eğer bu parayı verip de sonra benim 50-100 milyona aldığım kıyafet ve malzeme de 500 milyonluk malzeme kadar iş görür ne gerek var diyorsanız o zaman siz bu kadar para vererek zevk almak için yaptığınız bir işin zevkini de öldürüyorsunuz demektir. Üstelikte parayla ölçülemeyecek bir değer olan sağlığınızı ve hatta hayatınızı tehlikeye atarak. Bence yerinde kullanılmamış bir 100 milyon da yeterince fazla bir para. Zaten işe yaramasaydı bu pahalı malzemeleri üretenler çoktan iflas etmişlerdi çünkü hiç kimse aynı hatayı iki kere yapmak istemez ve ciddi üreticiler herkes bir kere alsa bana yeter mantığıyla gitmedikleri için bugün halen aynı malı aynı değerden satabiliyor.
Bütün bu laf kalabalığında lütfen yanlış anlaşılmasın, anlatmak istediğim en pahalı malzeme en iyisidir demek değil. Biz mal alırken sağlığımızı da düşünerek bilinçli seçim yapabilmeli ve bütçemize uyan en iyi malzemeyi en ucuz fiyata alabilmeliyiz.
Türkiye de bilinçli motorculuk oldukça yeni sayılır. Eskiden beri motora binilse de bilinçsizlik yüzünden motor halk arasında ayaklı tabut olarak görülüyordu. Bunda en önemli faktör günlük hayatımızda kullandığımız giysilerin motorda da yeterli olabileceğinin düşünülmesi.
Halen yollarda birçok kasksız veya kışlık kıyafetleriyle motora binmeye çalışan arkadaşlar görüyoruz. Bu kişilerin sağlıklarını ilk ciddi düşmelerine kadar koruyabileceklerini düşünmek bile iyimserlik olur çünkü hiçbir kaza yapmasalar bile ya romatizmadan, veya sinüzitten yada zatüreden kısa zamanda telef olacaklar. Yazın sıcağında bile kasksız gezip rüzgardan yüz felci geçiren arkadaşlarla karşılaşabiliyoruz bazen.
Bütün motor malzemeleri bu işi yapanların ihtiyaçlarına göre geliştirilmiştir. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok eğer bu ürünler motora eskiden beri binen kişiler tarafından denemiş ve kullanılıyorsa bizimde yapmamız gereken onların tecrübelerine saygı gösterip ihtiyaçlarımıza ve kesemize göre bu malzemeleri almamızdır. Türkiye piyasasında özellikle İstanbul’da sirkeci piyasasında dünyada gelişmiş ülkelerde adı bile duyulmamış bazı ürünler var. Bunları pazarlayanların da savundukları taraf genelde aynı : Niye aynı işe yarayan bir mala daha fazla para vereceksin ki ?. Bunu söyleyenler aslında bana ‘bütün dünya aptal bir akıllı ben varım sende benim gibi akıllı ol, pahalı malları yapanlar ve satanlar, satın alanları kazıklıyor,’ demek istiyorlar sanki. Bu tür bir satıcının samimiyetine ve malının kalitesine güvenmek yanlış olur diye düşünüyorum. Ama adam şunu savunabilir. ‘Benim malımın özellikleri bu fiyatı da bu’ işine geliyorsa al. O zaman en azından bu adamın size karşı dürüst olduğunu düşünebilirsiniz. Bu malların bir kısmının gerçek değeri satış bedellerini çok altında ve görüntüleri dışında diğer bilindik mallarla bir benzerlikleri yok. Ne yazık ki ülkemizde bu malların güvenlik standartlarına uygunluğunu denetleyecek bir kurum da yok. Bu yüzden biz canlı denek olarak bunları test edip onaylıyoruz yada tam tersi.
Giysilerin ve kullandığımız malzemelerin amacı bizi dış şartlardan etkilenmeden mümkün olduğunca uzun bir süre motora binmemizi sağlamak. Eğer bunu sağlayamıyorlarsa bu bizim yanlış yada eksik seçim yaptığımızı gösterir. Biraz daha bilinçli bir seçim yapabilmek için gerekmedikçe ticari marka belirtmeden, aşağıdaki yazıyı derlemeye çalıştım. Konunun profesyoneli olmadığım için hatalı anlatım kullandıysam affınıza sığınıyorum.
Motosiklet Giysileri ve Özellikleri:
Motora binerken eğer doğru giyinmemişseniz dış etkilere karşı çıplak gezmekten daha korunaklı sayılmazsınız. Burada seçeceğimiz giysilerin bizler için 3 önemli amacı vardır.
Hava şartlarından etkilenmememizi sağlamak. Bu durum rüzgar, yağmur olabildiği gibi güneşte olabilir.
Bizi olası bir kaza anındaki darbe ve sürtünmelerden korumak.
3- Sürüş anında rahat hissetmemizi ve böylece yol, motor ve çevre ile ilgilenmemizi sağlamak.
Giysi seçerken aşağıdaki hususlara dikkat etmeliyiz.
Çok katlı giyinmek : Tek bir kalın giysi yerine iki ayrı ince giysi her zaman daha sıcak tutar ve aynı zamanda da kalınlık olarak daha az yer kaplayarak daha rahat hareket etmemizi sağlar.
Nefes alabilirlik : Vücudumuzda oluşan nemin dışarı atılabilmesi ile kuru kalarak üşümeden dolayı enerjimizi kaybetmemek
Giysileri giyinme sırasına göre 4 ana gurupta toplayabiliriz.
Motosiklet içlikleri ve iç giysiler :
Tenimize giydiğimiz bu katın en önemli görevi vücut nemini üst giysilere iletirken kendisinin mümkün olabildiğince kuru kalabilmesidir. Dokusunda en çok kullanılan kumaşlar pamuklu, ipek ve sentetiklerdir. Pamuklu kumaş kuruyken oldukça konforlu bir his verir. Fakat ter emme oranı yüksek olduğu için özellikle normalden fazla enerji harcandığında vücudumuzun üzerinde ıslak olarak durur ve bu da vücudun ciddi ısı ve enerji kaybetmesine sebep olur. Kuruması da uzun zaman alır ki bu da konforu bozan bir unsurdur. Bu nedenle özellikle soğuk havalarda yapılan aktivitelerde iç kat giysisi olarak tavsiye edilmez. İpek çok konforlu ve istene özelliklere sahip bir iç giysidir. Kötü yanı ise diğer giysilerden daha hassas ve yıpranması fazla olup temizlenmesi ve kurutulması özel bakım ister.
Sentetikler: İç giysi olarak özel üretilmiş sentetik kumaşlar (polypropylene, capilene, coolmax, vs) ilk versiyonlarında konfor açısından pamukla karışık olarak dokunmuşlardır. Hava şartlarına göre çeşitli kalınlıkları bulunur. Yeni versiyon sentetiklerde ise liflerinin farklı işlemlerden geçirilmesiyle eskilerde bulunan koku yapma gibi dezavantajları ortadan kaldırılmış ve nemin kumaş tarafından emilmeden hızla buharlaşması sağlanmıştır.
Orta kat giysileri :
Bunlar günlük kullandığımız şort, tişört, ince pantolon, uzun kollu tişört ve gömlek gibi giysilerdir. Orta katın amacı temel bir ısı izolasyonu sağlamaktır. Sıcak ve ılıman havalarda tek başlarına da giyilebilirler. Seçerken rahat, hafif, ve dayanıklı olmalarına öncelik vermek gerekir. Pamuk, nylon, sentetik veya yün liflerden imal edilebilirler. Pamuklu kumaşlar iç giysilerde bahsi geçen avantaj ve daha da çok dezavantajlara sahip olduklarından yalnızca ılık havalarda ( kısmen çabuk kuruyabildiğinden) kullanımı tavsiye edilir.
Nylon lifleri hafif ve sağlamdır. Emiciliği yoktur. Bazı sentetikler ve pamuklularla bu avantajlarını değerlendirmek için beraber olarak da imal edilirler. Sentetikler : İç kat giysilerinde de kullanılan kumaşların farklı kalınlıklarda imal edilmiş olanları orta kat giysisi olarak da kullanıma uygundur. Yün iyi bir doğal ısı izolatörüdür. Soğuk havalarda uygundur. Tüylenmesi , hacimli ve ağir olması dezavantajlarıdır.
Isı dengeleyici katman:
Bunlar iç ve orta kat giysilerinin yeterince sıcak tutamadığı hava şartlarında kullanılır. Sıcak, hafif, kabarık olamayan, ter ve fazla vücut ısısını dışarı atabilecek şekilde seçilmelidir. Yünlüler, fleece (yani bildiğimiz adıyla polar) ençok kullanılan kumaşlardır. Yün yukarıdaki özelliklerinin dışında aynı zamanda ıslak olmasına rağmen ısı izolasyonu fazla bozulmayan bir kumaştır. Kuruma süresi uzundur. Polar kumaşlar günümüzün en popüler ısı tutucu giysileridir.
Çeşitli kalınlıklarda imal edilirler. Hafif ve ince gözenekli yapıları ıslak olsa bile konforlu bir sıcaklık sağlar. Ateşten bir naylon torba gibi çok çabuk etkilenirler ve çıplak tende ciddi yanıklar bırakabilirler ( Bu söylediğim kampta ateş başında sıçrayan kıvılcımlarla veya motorun eksozuna değdiğinde hemen anlaşılabilir). Normalde rüzgar geçirgenlikleri çok fazladır ama ama bu sayede de çok iyi bir ventilasyon sağlarlar. yeni teknolojilerle bu gereken şartlarda kumaş içine entegre edilmiş membranla (Gore® Windstopper) ortadan kaldırılmıştır. Bu ürün normal bir polar kumaşa göre 2,5 kat daha rüzgara karşı dirençlidir ve hemen hemen aynı nem geçirgenliğine sahiptir. Ama bir su geçirmez katman olarak düşünülemez.
Dış kat giysiler :
Bunlar bizi rügar, yağmur gibi dış etkilerden korurken iç katlardan gelen nem ve sıcaklığın dışarı atılabilmesini sağlamalıdırlar. Korumalarında üzerlerine entegre edilmesiyle motorsiklette de kullanıma uygun hale getirilmiştir. Bu korumaları ayrı bir bölümde inceleyeceğiz.
Farklı koşullarda kullanılmak üzere üç ana guruba ayırabiliriz.
Su tutmaz (emmez) , nefes alabilir ( hava geçirgen) kumaşlar rüzgara karşı yeterli direnç oluştururken içerideki nemin hızla dışarı atılabilmesini sağlarlar. Su geçirmezlikleri çok kısıtlı olduğundan uzun süreli yağmurda içeri su geçirirler fakat kolay kururlar. Yağmur ihtimalinin minimum olduğu havalarda konforlu bir kullanım sunarlar.
Su geçirmez, nefes almayan kumaşlar Dikiş noktaları da iyi izole edilmişse kesinlikle su geçirmezler. Fiyatları diğer guruplara göre çok daha uygundur. Nefes alabilirliği yok denecek kadar az olduğundan efor sarf edilen aktivitelerde nemi içeriden dışarıya yeterince atamadıklarından konforsuz olurlar. Genelde içerideki nemin iç katlarla temas etmeden dışarı atılabilmesi için bol kesimli imal edilirler ve/veya havalandırma açıklıkları vardır.
Su geçirmez, nefes alabilen kumaşlar: Kesinlikle su geçirmez olup aynı zamanda içeride oluşan vücut nemini buhar olarak dışarı atabilirler.
Goretex bu özellikteki zarı ilk olarak istenilen nitelikte üreten Gore firmasının imalatıdır. Çok ince dokuda (mikron seviyesinde) üretilmiştir. Üzerindeki delikler su moleküllerinden daha ufak fakat su buharı moleküllerinden daha geniş bir yapıdadır. Dolayısıyla diğer su geçirmez olarak bilinen kumaşlar en fazla 3 psi basınca kadar özelliklerini korurken, Goretex 65 psi ye kadar dayanabilmektedir. Sıcak havanın(buharın) genleşerek elbiseden dışarı çıkması prensibiyle çalışan bu sistemin geçirgenliği , vücut ısısının dış ortam sıcaklığına yakın olduğu ortamlarda azalır. Dolayısıyla çok sıcak havalarda fonksiyonunu tam olarak yerine getiremez.
Bu döngüyü daha basitleştirmek gerekirse derimizin işlevi gibi düşünebiliriz. Vücudumuzun içerisinde bulunan su yalnızca vücut sıcaklığının dengelenmesi gerektiğinde ter (buhar halinde) olarak dış yüzeye çıkarlar. Fakat aynı şekilde biz denize girdiğimizde veya banyo yaparken derimizin içerisine su girmez.
Rüzgar geçirmezliği de aynı küçük gözenekli yapıdan dolayı çok iyidir.
Goretex ve benzeri zarlar asla bir ısı izolasyonu sağlayan malzeme değildir. Çoğu zaman kumaşın iç kısmına lamine edildiklerinden giysiye dışardan bakıldığında görülemezler. Çok ince ve hassas yapıda olduklarından dış etkilerden korumalı olarak 2 ayrı şekilde imal edilmiştir.
2 katlı Goretex : Burada zar dış kumaşa lamine edilmiştir. İç yüzeyde ise mekanik teması engelleyen koruyucu bir astar tabaka vardır. Daha yumuşak ve konforludur. Fakat sağlamlığı dış yüzey kumaşına bağımlı olduğu için daha dayanıksızdır.
3 katlı Goretex : Dış kumaşla iç astar arasına boşluklu olarak tutturulmuştur. Bu yöntemle diş kumaş yırtılsa bile su izolasyonu devam eder. Dış kumaşın zardan bağımsız olması farklı özelliklerde imal edilebilmesine olanak tanır.
Gore firması bu ürünü sadece imal etmek ve pazarlamakla kalmayıp aynı zamanda bu zarı kendi ürünlerinde kullanan firmalarda imalat aşamasında da sıkı kontroller yaparak ürünün piyasadaki liderliğini korumaktadır.
Sympatex ise aynı prensiple çalışmasına ve su geçirmezlikte benzer başarıyı yakalamış olmasına rağmen nefes alabilirlikte çok az da olsa farklılıklar gösterdiğinden pazarda ikinci sırada olmaktan kurtulamamıştır. Fakat eldiven ve ayakkabılarda kullanılan tek parça membranlar sayesinde daha ucuz bir işçilikle imal edilebilir olup kullanan firmaların işçilikten doğan hatalarını minimuma indirmiş ve fiyat/performans açısından iyi bir noktaya ulaşmıştır.Diğer aynı özellikte olan ve farklı ticari isimlere sahip nefesalabilir/sugeçirmez membranlar ise üretici firmaların teknolojileri ve kalite kontrol ciddiyetleri ölçüsünde bu guruptaki sıralamalarda yerlerini almışlardır.
Burada bi motorsiklet kullanıcıları için küçük bir not düşmek istiyorum. Montlarda çok başarılı olan bu memranlarla donatılmış kumaşlar, pantalonlarda aynı başarıyı yakalayamayabiliyor. Sağnak yağmurda ağ kısımlarında su sele ile pantolon arasında kaldığından ve selenin oturulan bölümü ile iç bölge arasında sıcaklık farklılığı yok denecek kadar az olduğundan buhar dışarı çıkma eğilimini gösteremiyor ve hatta dışarıdaki su buhar olarak içeri girebiliyor.dolayısıyla çok azda olsa bir nemlenme hissi olabiliyor. Bu da ürünün küçük bir dezavantajı sayılabilir. İlk otururken selenin kuru olmasına dikkat etmek ve montu mümkünse önde ağ kısmının bitimine kadar indirmek olayı biraz daha azaltabiliyor.
Dış kıyafetlerin üzerinde gördüğümüz Kevlar, Teflon veya 3m yazıları ise kumaşın su geçirmezligi ile alakası olmayıp darbe, sürtünme, ısı dayanıklılığı, su ve leke tutmazlığı, reflektiflik (gece parlak bir şekilde görülebilirlik) gibi farklı amaçlar için kumaşa entegre edilmiş ürünlerdir.
MOTORCUYA SAYGI LÜTFEN:vınn:
