02-28-2020, 08:03 PM
Geçtiğimiz çarşamba günü, iş icabı bir tedarikçimizi ziyaret etmek için Kastamonu’ya bağlı Cide’ye gittim. Başlıktada belirttiğim gibi iş bahanesiyle çıktığım bu yolculukta şahane yollardan geçtim.
Sabah 07:00’de düştüm yola. Google amca 6 saatlik yolun var deyince gözüm korkmadı dersem yalan olur. Ama niyetine girmiştim bir kere, giydim ekipmanları ne soğuk işler, ne rüzgar taş gibiyim taaaaşş.
Son kontrolleride yaptım çıktım yola. Benzinim bitene kadar hiç durmamaktı planım ama Berceste’de ufak bir mola verdim. Hava çok garipti. Kartepe gişelerini geçince birden 10 derece düştü ve 2-3 derecelerde gezmeye başladı. Sapancaya vardığımda gölün etkisiyle sanırım tekrar 13-15 derecelere çıktı. Akyazı taraflarında yine düştü. Bi ara yine çıktı derken. Bolu’ya yaklaşırken artık soğuk iyice etkisini gösterdi. 2 derecenin üzerine hiç çıkmadı.
Bir ara soğuk iyice ısırmaya başlayınca bir baktım -1 derece gösteriyordu. Benzinimde iyice azalmıştı. Mengen - Bolu’da durup benzin aldım. Pompacı arkadaş soğuktan yüzüme bile bakmadı. Doldurdu gitti içeri. Ne selam ne sabah hiç bir şey demedi.
Neyse yola devam, soğuk ama yapacak bişey yok. İyice hissediyordum soğuğu. Yollarda da buzlanma riski olur diye temkinli gidiyordum. Derken Devrek’e ulaştım. Sanki vadedilmiş topraklar mübarek. Hava yine 10 derecenin üstüne çıktı. Bi rahatlama geldi, saatte artık öğlene geliyordu. Yolların tadını çıkarmaya başladım.
Az ilerde Bartın, biraz daha geçince uçsuz bucaksız güzelliğiyle Karadeniz karşıladı beni bütün görkemiyle.
Fotoğrafa sığmayacak güzellikleri geçerken hiç acele etmiyordum. Virajların ardı arkası kesilmiyor, bir yanım deniz bir yanım yemyeşil dağ, yılan gibi kıvrıla kıvrıla giden yollar. Muhteşem keyif alıyordum.
Amasra’yı geçip Cide’ye doğru devam ederken küçük küçük bir sürü köylerin içinden geçtim. Tam ortadan ikiye bir akarsu ile bölünmüş bu köy Kastamonu ve Bartın sınırını oluşturuyordu. Bu taraf Bartın. Köprüyü geçince Kastamonudasın. Her gün köy kahvesine giderken şehir değiştirenler vardır muhakkak.
Amasra - Cide arasındaki yol gerçekten çok eğlenceliydi. Ardı arkası kesilmeyen virajlar. Hafta içi olduğu için sanırım, araç trafiğide pek yoktu. Bütün yolun yorgunluğunu bu arada attım.
Cide’ye kazasız belasız vardım. Ufak bir yerleşim yeri. Kışın nüfusu 5.000 ya var ya yok. Yazın baya kalabalık oluyormuş. Çarşıya girilmiyor diyor bizim tedarikçi. Çok güzel ağırladılar beni. Sağolsunlar yedirdiler, içirdiler. İşlerimizi hallettikten sonra gece biraz dolaştık merkezi. Pek bişey yok , tabi kış olunca mekanlarda kapalı. Otele dönüp yattım. Sabah erken kalkıp işlerin üstünden geçtik son bir kez ve dönüş yoluna başladım.
Hava çok güzeldi. Tekrar virajların keyfine vara vara Amasra’ya kadar geldim. Bi hatıra fotoğrafı alıp yoluma devam ettim.
Mengen’e kadar durmadım. Burda ufak bi mola verip üstümü değiştirdim. Çünkü gelirken tecrübe ettiğim için biliyorum İzmit’e kadar havanın soğuk olacağı garanti. Giydim kışlıkları yola devam.
Bundan sonrası sadece benzin almak için durduğum bi yolculuk oldu. Birazda motoru deneyimlemiş oldum.
Toplam 936 km yol yapmışım. Ortalama 6.1 litre yakmış ve maksimum 177 km/h hıza ulaşmışım. Dedim ya deneyim oldu benim için. Birkez daha anladım 140’dan sonrası bana göre değil. Belki bir çoğunuza komik gelecek ama öyle. Beni rahatsız ediyor. Herkesin bi popisi var sonuçta.
Sonuç olarak, iyiki motosiklet ile gitmişim dediğim çok kıymetli bir deneyim oldu benim için. Ya abi delimisin git arabanla ne işin var bu soğukta onca yol gidilirmi diyenler oldu, olacaktırda ama ben iyiki motosikletim ile gitmişim.
Başka bir gezi raporuna kadar, hoşçakalın...
Sabah 07:00’de düştüm yola. Google amca 6 saatlik yolun var deyince gözüm korkmadı dersem yalan olur. Ama niyetine girmiştim bir kere, giydim ekipmanları ne soğuk işler, ne rüzgar taş gibiyim taaaaşş.
Son kontrolleride yaptım çıktım yola. Benzinim bitene kadar hiç durmamaktı planım ama Berceste’de ufak bir mola verdim. Hava çok garipti. Kartepe gişelerini geçince birden 10 derece düştü ve 2-3 derecelerde gezmeye başladı. Sapancaya vardığımda gölün etkisiyle sanırım tekrar 13-15 derecelere çıktı. Akyazı taraflarında yine düştü. Bi ara yine çıktı derken. Bolu’ya yaklaşırken artık soğuk iyice etkisini gösterdi. 2 derecenin üzerine hiç çıkmadı.
Bir ara soğuk iyice ısırmaya başlayınca bir baktım -1 derece gösteriyordu. Benzinimde iyice azalmıştı. Mengen - Bolu’da durup benzin aldım. Pompacı arkadaş soğuktan yüzüme bile bakmadı. Doldurdu gitti içeri. Ne selam ne sabah hiç bir şey demedi.
Neyse yola devam, soğuk ama yapacak bişey yok. İyice hissediyordum soğuğu. Yollarda da buzlanma riski olur diye temkinli gidiyordum. Derken Devrek’e ulaştım. Sanki vadedilmiş topraklar mübarek. Hava yine 10 derecenin üstüne çıktı. Bi rahatlama geldi, saatte artık öğlene geliyordu. Yolların tadını çıkarmaya başladım.
Az ilerde Bartın, biraz daha geçince uçsuz bucaksız güzelliğiyle Karadeniz karşıladı beni bütün görkemiyle.
Fotoğrafa sığmayacak güzellikleri geçerken hiç acele etmiyordum. Virajların ardı arkası kesilmiyor, bir yanım deniz bir yanım yemyeşil dağ, yılan gibi kıvrıla kıvrıla giden yollar. Muhteşem keyif alıyordum.
Amasra’yı geçip Cide’ye doğru devam ederken küçük küçük bir sürü köylerin içinden geçtim. Tam ortadan ikiye bir akarsu ile bölünmüş bu köy Kastamonu ve Bartın sınırını oluşturuyordu. Bu taraf Bartın. Köprüyü geçince Kastamonudasın. Her gün köy kahvesine giderken şehir değiştirenler vardır muhakkak.
Amasra - Cide arasındaki yol gerçekten çok eğlenceliydi. Ardı arkası kesilmeyen virajlar. Hafta içi olduğu için sanırım, araç trafiğide pek yoktu. Bütün yolun yorgunluğunu bu arada attım.
Cide’ye kazasız belasız vardım. Ufak bir yerleşim yeri. Kışın nüfusu 5.000 ya var ya yok. Yazın baya kalabalık oluyormuş. Çarşıya girilmiyor diyor bizim tedarikçi. Çok güzel ağırladılar beni. Sağolsunlar yedirdiler, içirdiler. İşlerimizi hallettikten sonra gece biraz dolaştık merkezi. Pek bişey yok , tabi kış olunca mekanlarda kapalı. Otele dönüp yattım. Sabah erken kalkıp işlerin üstünden geçtik son bir kez ve dönüş yoluna başladım.
Hava çok güzeldi. Tekrar virajların keyfine vara vara Amasra’ya kadar geldim. Bi hatıra fotoğrafı alıp yoluma devam ettim.
Mengen’e kadar durmadım. Burda ufak bi mola verip üstümü değiştirdim. Çünkü gelirken tecrübe ettiğim için biliyorum İzmit’e kadar havanın soğuk olacağı garanti. Giydim kışlıkları yola devam.
Bundan sonrası sadece benzin almak için durduğum bi yolculuk oldu. Birazda motoru deneyimlemiş oldum.
Toplam 936 km yol yapmışım. Ortalama 6.1 litre yakmış ve maksimum 177 km/h hıza ulaşmışım. Dedim ya deneyim oldu benim için. Birkez daha anladım 140’dan sonrası bana göre değil. Belki bir çoğunuza komik gelecek ama öyle. Beni rahatsız ediyor. Herkesin bi popisi var sonuçta.
Sonuç olarak, iyiki motosiklet ile gitmişim dediğim çok kıymetli bir deneyim oldu benim için. Ya abi delimisin git arabanla ne işin var bu soğukta onca yol gidilirmi diyenler oldu, olacaktırda ama ben iyiki motosikletim ile gitmişim.
Başka bir gezi raporuna kadar, hoşçakalın...