Son Aktiviteler

Forum İstatistikleri
  • Toplam Yorumlar:77,037
  • Toplam Konular:4,172
  • Toplam Üyeler:1,635
  • Son Üye:Rukiye Ünal


Yazar: Cihan
05-04-2011, 08:10 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (22)

Başkan yeni yaşın hayırlı olsun. Sevdiklerinle mavişinle daha uzun seneler olsun diliyorum. :çiçek::alkış:

Bu konuyu yazdır



Yazar: GsrEra
05-03-2011, 01:47 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (16)

Caner'in amcası bugün vefat etti. Allah mekanını cennet eylesin. Geride kalanlara sabır versin.

Bu konuyu yazdır


Yazar: MaRaNtZz
05-02-2011, 08:27 PM
Forum: Kişisel Raporlar
- Yorumlar (33)

Emonun yeni çift teker aracıyla Şile gezimiz;

Oldukça güzel ve eğlenceli gezimizde dönüş yolundaki yamur dışında çok eğlendim katılan herekese teşekkür ederim.

Geziden birgün önce Hayal Kahvesinde toplanıyoruz

2011-04-30215347.jpg

2011-04-30215314.jpg

2011-04-30215519.jpg

2011-04-30215258.jpg

2011-04-30215240.jpg

2011-04-30215439.jpg


2011-04-30215228.jpg

İlk durağımız F1 Pisti park alanı ufak bir eğitim ve motor testleri için uğramak üzere giderken, benim kaçırdığım kavşaktan sonra gurubu beklerken Volkan abi ile yolda bir arkadaş edinmiş olduk;:]

2011-05-01161227.jpg

2011-05-01161239.jpg

Şile'ye ilk bakış

2011-05-01181041.jpg

2011-05-01181113.jpg

Veeee kale

2011-05-01183041.jpg

2011-05-01183013.jpg

2011-05-01183031.jpg

2011-05-01182830.jpg

2011-05-01182642.jpg

2011-05-01184803.jpg

Saklandığım mağradan Erdem

2011-05-01182428.jpg

2011-05-01182446.jpg

2011-05-01182438.jpg

2011-05-01182500.jpg

2011-05-01182807.jpg

2011-05-01182744.jpg


Erdem Front

2011-05-01182635.jpg

Erdem Rear

2011-05-01182648.jpg

2011-05-01184415.jpg

Emonun Yeni makinası

2011-05-01184751.jpg

2011-05-01184903.jpg

Caner mühürleme yapıyor

2011-05-01184909.jpg

Bizde fırlatmaya hazırlıyoruz (Geri dönüş yolu artık hazır):P

2011-05-01184848.jpg

Gezi olurda yemek olmaz mı


2011-05-01193750.jpg

2011-05-01193732.jpg

2011-05-01193742.jpg

Cener ve Emrullah rejimi bozmadılar YİNE :hö:

2011-05-01193801.jpg

2011-05-01193810.jpg

2011-05-01203931.jpg

2011-05-01204000.jpg


Resimler telefon ile çekildiğinden çok net bir görüntü malesef yakalayamadık ve yorucu güzel bir gün ardından yağmur ile yıkandık :P

Bu konuyu yazdır


Yazar: MaRaNtZz
05-02-2011, 07:58 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (22)

Arkadaşlar merhabalar;

Gebze Motorsiklet gurubunun sıkıntılarını gidermek ve tahsilatlarını yapmak üzere bir Tim oluşturduk.Tim tanıtımlardan ilk kareler;

Bilin bakalım bu kim :)

2011-05-01012201.jpg

2011-05-01012215.jpg

2011-05-01012245-1.jpg

2011-05-01012255-1.jpg

2011-05-01012328.jpg

2011-05-01012400.jpg

2011-05-01012348.jpg

Bu konuyu yazdır


Yazar: Cihan
05-02-2011, 03:28 PM
Forum: Dökümanlar
- Yorumlar (4)

Zincir nerdeyse motosiklet tarihi kadar geçmişi olan, günümüzde hala üreticiler tarafından sıkça kullanılan motorun gücünü tekerleklere iletmeyi sağlayan parçadır. Son 10 yıldır gelişen teknoloji zincirleri de etkilemiş, farklı üretim tekniklerinin uygulanması, kullanılan yeni teknoloji yağlayıcılar ile zincir günümüzde daha uzun ömürlü hale gelmiştir.

Peki motosikletimizin zincirine yeterli özeni gösteriyormuyuz? Gerekli ayarları kontrol edip yaptırıyormuyuz? Zincir bakımını nasıl yapıyoruz?

Birçok kullanıcın sadece periyodik bakımlarda yağladığı, pek önemsemediği bir parçadır zincir. Motor tipine, kullanıma ve bakıma göre değişmekle beraber ortalama ömrü 20.000km civarındadır. Bakımsız bir zincir sadece kendini eskitmez üzerinde koştuğu ön-arka zincir dişlilerini de aşındırır. Bakımsız bir zincir mutlu olarak çıkılan bir geziden, yaralanma hatta ölüme varabilecek kazalara sebep verebilecek kadar tehlikelidir. Kopan bir zincir en iyi ihtimal yere serilirken, ön zincir dişlisine dolanıp motor bloğunu kırma, daha da kötüsü arka tekerleğe dolanıp kitlenmeye kadar çok tehlikeli ve masraflı sorunlara neden olabilir. Bu nedenle zincir bakımına gerekli özeni göstermeli ve vaktinde yenileme işlemini yapmalıyız. Öncelikle zincirin yapısına, tiplerine ve bize sağladıkları yararlara bir bakalım.

Motosikletlerde kullanılan iki zincir tipi vardır: O-Ring zincirler ve O-Ring’siz zincirler.

O-Ring’siz zincirler eski tip açık zincirlere denir. O-Ring bulunmadığı için pim yatağı ve dış bakla arasında yağ muhafazası iyi yapılmadığı için kısa sürede dış ortamlardan etkilenme ve sızma sebebiyle yağ miktarı azalır ve özelliğini yitirir, aşınmalar hızlanır. Bu tip zincirler daha kısa ömürlüdür ve sık bakım yapılma zorunluluğu vardır. Günümüzde kullanımı oldukça azalmıştır. Bu olumsuzlukları azaltma amaçlı yeni zincirlerde O-Ring keçe teknolojisi kullanılmaya başlanmıştır.

O-Ring zincirler adlarını içerdikleri O şekilli keçelerden alırlar. Farklı üreticilerin adlandırdığı X-Ring, W-Ring, Z-Ring ve benzeri ürünler de O şekilli keçe kullanırlar. Sadece keçe gövdesinin şeklindeki değişikliğe göre isim alırlar. Farklı şekilli keçeler, zincirin üzerinde daha çok yağ tutulmasını böylece hem iç sürtünmesini azaltma hemde bakım aralıklarını uzatma amaçlı kullanılmaktadır.




O-Ring (X)'in yan kesiti görülmekte.



Örnek verecek olursak milisaniyelerin ölçüldüğü drag yarışmalarında en küçük güç kaybı bile hesaplanmakta ve zincirin etkisi dahi ölçülmektedir. Bu ölçümlerde X-Ring zincirlerin diğer tip zincirlere göre daha düşük sürtünme ve yuvarlanma direnci gösterdiği görülmüştür. Bunun nedeni olarak bu tip zincirlerin ince x şekilli keçeleri arasında daha fazla yağ tutma özelliğine sahip olması gösterilebilir.

Şimdi standart O-Ring zincir kesitine bakalım. Çizimde kırmızı olarak belirlenmiş olan parça O-Ring keçedir. Bu keçe, pim yatağı ve dış bakla arasında yağlayıcı sıvının muhafazasını sağlamakta böylece hareketli olan bu aksamın ömrünü uzatmaktadır.


Sözün özü zincir ömrü için hayati önem taşıyan O-Ring keçelerin korunması büyük önem arz eder.

Zincir Bakımı
Zincir bakımı üç aşamada gerçekleşir.
1. Temizlik
2. Yağlama
3. Ayarlama ve Bakım Periyodu
Zincir Temizliği
Temizlik zincir ömrünü doğrudan etkileyen en önemli unsurdur. Zincir açıkta çalışan bir parça olduğu için dış etkenlere karşı savunmasız bir konumdadır. Kir, zincirin yağlanmasını sağlayan maddeleri bünyesinde toplayıp yağlama özelliklerini bozar, sürtünmeyi arttırır. Neticede aşınmalar artar ve zincir ömrü kısalır. Kum, çamur, toz, çer çöp gibi zincire yapışması kolay olan maddeler kısa sürede zincirin üzerinde birikirler. Kullanım yerine göre zincir temizlik işlemlerini planlamanız gerekir. Çoğu üretici her 500km’de zincirinizi yağlayın diye uyarır. Ancak buna uymak ne derece doğrudur tartışmaya açıktır. Çünkü zincir kirlenmesi kullanım koşullarına göre değişen bir yapıdadır. Cross, enduro gibi doğa şartlarında ilerleyen, tozla, çamurla bir arada olan motosikletler çok daha kısa sürede zincir kirletirken, racing, cruiser ve touring tarzı motorlar asfalt ağırlıklı gittikleri için çok daha uzun km’lerde zincir bakımına ihtiyaç duyarlar.

Aşağıdaki iki fotoğrafta farklı kullanım koşullarında zincirin ne derece kirlendiğine bir bakın.



Bir kross motosiklet arazi kullanımından sonra ciddi oranda kirlenmiş. Zincirdeki yağı tozun emdiği bariz bir şekilde ortada. Toz, toprak, zımpara gibi metal aksamı aşındırmakta.





Bu fotoğrafta da asfalt ağırlıklı yol yapmış bir motosikletin zincir kirliliğini görüyoruz. Yağlı kısım rahatlıkla göze çarpıyor ve sadece yağlama yapılarak bir süre daha bu şekilde kullanılabilir.

Zincirimizi nasıl temizlemeliyiz?
Birçok kullanıcı farklı teknikler uyguladığını söylemekte, doğru veya yanlış bunu uygulamaktadır. Bu yanlış uygulamalarla yağsız kalan keçeler zarar görüp yırtılmaktadır. Örneğin sıkça yapılan bir hata balata temizleme spreyi kullanılmasıdır. İçinde yağ ve kir çözücüleri bulunan, yağlama özelliği olmayan bu ürünlerin kullanımı hem O-Ring’lere ciddi zararlar vermekte hemde O-Ring’in koruduğu yağın özelliğini bozmaktadır. Tamamen yağı zincirden temizleyen bu kimyasalları kullanmak doğru değildir. Diğer çok önemli hatayı da özellikle bilgisiz ustalar ve servis çalışanları yapmaktadır. Benzin, mazot hatta tiner gibi maddelerle zincir temizliği O-Ring’lere zarar vermeye yeter de artar bile. Bu tarz ürünler eski tip açık zincirlerde rahatlıkla kullanılabilir. Unutulmaması gereken nokta, zinciri temizlerken bile asla yağsız bırakmamak gerekliliğidir.

Editörün Notu: Birçok motosiklet kullanıcı WD-40 ve türevi kontakt yağlayıcı, pas temizleyici spreyleri hem temizlik hemde yağlama amaçlı kullanmaktadır. Yerli ve yabancı forumlarda bu konu üzerinde ciddi tartışmalar olmuş, kimi kullanıcı uzun zamandır kullanıyorum sorun yok derken bazı kullanıcılar yeterli yağlama olmadığından zincirine zarar verdiğini belirtmiştir. Esasen bu konuda yapılmış ciddi bir çalışmada göremedim. Ancak kişisel görüşümü belirtmek isterim. WD-40 ve benzeri ürünler stoddard gibi solventli kimyasallar içermektedir. Bu solventler kuru temizleme sağlayan maddelerdir. Kullanıldığında pin yataklarını ve keçeleri yağdan temizleyerek kurutabilir. Neticede geriye sadece ince katmanlı bir yağ kalır. Bu yağ ağır şartlarda çalışan (yüksek basınç, toz-kir-çamur) zinciri korumada yetersiz kalır ve aşınmalar başlar. Bu tarz ürünlerin yağlama amaçlı kullanılmamasını tavsiye ederim.


Adım adım zincir temizliği.


Öncelikle motosikletimizi temizlik için hazır konuma getirmeliyiz. Orta ayaklığı olan motosikletlerin zincir temizliği çok kolay yapılabilmektedir. Orta ayaklığın olmadığı motorlarda arka sehpa kullanılarak motosiklet dik konumda arka tekerler boşa alınarak temizlik yapılabilir.



DİKKAT: Bazı sürücüler daha kolay olur diye orta sehpaya aldıkları motosikletlerini çalıştırarak zinciri çevirirler ve temizleyip yağlamaya kalkarlar. Birçok kişinin bu uygulama sırasında ciddi şekilde yaralandığını belirtmek isterim. Her zaman motor kapalı haldeyken bakımı yapınız.

Temizlik için boya fırçası veya diş fırçası, küçük bir kap, bez parçası, 1lt kadar gazyağı veya zincir temizliği için özel üretilmiş spreye ihtiyacımız var.



Gazyağına batırılmış fırça ile zincir ve dişlisini iyice temizliyoruz. Gazyağının en önemli özelliği en katı yağlı kirleri bile kolayca temizlerken içerdiği yağ ile zinciri de yağlamasıdır. Zincir temizlense bile bir iki defa daha üzerinden gazyağı geçirmek ulaşılması zor olan ön zincir dişlisinin de gazyağına iyice bulanmasını ve temizlenmesini sağlar.





Zinciri temizlerken her turda dişliyide fırçalayarak eski yağ, kir tortularını da temizliyoruz.



Daha önceki yağlamalardan sürüş sırasında jant’a sıçrayan kirleri de gazyağlı fırça ile temizleyebiliriz.



Temizlik işlemi sonrasında bir bez ile zincirde ve dişlide kalan gaz yağını hafifçe emdiriyoruz.



Cantımıza ve lastiğimize sıçrayan gazyağını temizliyoruz.



Eğer motor temizlik sonrası yıkanacaksa gazyağı temizlenmeden bırakılmalıdır. Asla basınçlı sıcak/soğuk su ile zincir temizliği yapılmamalıdır. Yıkama sırasında deterjanlı suyun zincire gelmemesine dikkat edin.



Fren diskini de temizlemenizde fayda var. Gazyağı’nın temizleme sırasında diske de sıçrayabileceği ihtimaline karşı sabunlu su ile diski de mutlaka temizleyin. Aksi takdirde frenleme performansın da düşme ve dolayısıyla kaza yapma riski doğabilir.



Yıkama sonrası kurulama işlemini yapıyoruz. Özellikle zinciri kuru bir bez ile nemden uzaklaştırıyoruz.



Evet zincirimiz temizlendi ve kurulandı.



Zincir temizliğini kolaylaştırıcı çeşitli ürünlere de rastlamaktayız. Özellikle bu iş için üretilmiş fırçalar büyük kolaylık sağlamaktadır.





Otomatik zincir temizleme kitleri de son zamanlarda dikkat çeken ürünler arasında. Şahsi görüşüm zinciri bizzat kendinizin temizlemesi hem süre bakımından hemde etkin temizlik açısından daha uygun olacaktır.



DİKKAT: Yağlama ve temizlik işlemi sonrasında lastiğe gazyağının veya yağın bulaşıp bulaşmadığını kontrol edin. Varsa temizleyin. Aksi durumda motosiklet patinaja düşüp kontrolsüz hareketler yapıp kazaya sebep verebilir.


Zincirin Yağlanması

Zincir yağları iki çeşide ayrılır. Sıvı yağ şeklinde olanlar ve ince yoğun kıvamlı (wax ing.) olanlar. İki üründe zincir yağlamasını başarılı bir şekilde gerçekleştirir. Aradaki fark kullanım şartlarına göre değişiklik göstermektedir. Yoğun kıvamlı gress gibi olan yağlar bünyesinde tozu, çamuru, ince kumu kolayca taşır. Bu nedenle tozlu, bozuk zeminli, topraklı koşullarda yol alan motosikletlerde kullanılması doğru değildir. Bu koşullarda sıvı zincir yağların kullanımı çok daha etkin koruma sağlamaktadır. Yoğun yağlar, zincire daha iyi tutundukları için asfalt yollara ve racing gibi yüksek hızlara çıkan motosikletlerde kullanıma uygun yağ tipidir. Bu tarz ürünleri bulamama durumunuz olursa 80/90 vites kutusu yağı kullanabilirsiniz.

Adım adım yağlama

Öncelikle yanımıza küçük bir karton parçası, bez ve yağı alıyoruz. Karton parçası içten yağlama sırasında yağın başka yerlere sıçramasını engelleme amaçlıdır. Gelelim yağlama işlemine.

Zincir mutlaka iç kısımdan yağlanmalıdır. Böylece dönme sırasında yağ merkez kaç ile dışa doğru savrularak zincirin her kısmına ulaşabilir.



Zincirimiz ve dişliler yağlandı.





İPUCU: Zinciri yoldan geldikten hemen sonra sıcak haldeyken yağlamak çok daha etkili sonuç vermektedir. Sıcaklıktan vizkositesi artan yağ çok daha iyi zincire işler.

Ben yağdan hoşlanmam, yağlayamam, zamanımda yok. Bana alternatif ne önerirsiniz?

Böyle bir soruya cevap otomatik zincir yağlama sistemleri olarak verilebilir. Birçok firmanın zincir yağlama sistemleri vardır. Elektronik kontrollü olanlarından tutunda basit mekanik aksam teknolojili çok çeşitli ürünlere rastlayabilirsiniz. Bu ürünlerle sürüş sırasında belli aralıklarla zincir devamlı yağlanır. Elektonik olanlar hıza bağlı olarak yağlama miktarını ayarlayabilmektedir.



Pro-Oiller marka elektronik kontrollü yağlama sistem düzeneğini görmektesiniz.

Zincir Ayarı

Zincir ayarının kontrolünü her zaman yapabilirsiniz. Elinizle zinciri alt taraftan yukarı kaldırdığınızda 1,5 - 2 cm kadar esneme payının olması gerekir. Bu pay, arka çatalın yukarı aşağı doğru yaptığı hareket sırasında zincirin aşırı gerilmesini önlemek amacıyla bırakılmaktadır. Ayar sonrası motosikletin üstüne oturup zincir gerginliğini gözleyerek ayarı kontrol etmelisiniz. Aşırı gergin bir zincir aşınmayı hızlandırır ve parça kırılmasına neden olabilir.



Zincirin aşırı boşluklu bırakılması yolda sizi tehlikeye sokabilir. Zincir dişliden çıkabilir ve janta dolanabilir. Bu sefeple zincir gerginliğini belli aralıklarla kontrol edip, eğer deneyimliyseniz siz yapmalısınız yada servisinize bu ayarı yaptırmalısınız.

DİKKAT: Bazı tamirciler aşırı sünmüş zincirleri biraz daha kullanabilme açısından aradan bakla çıkartma yoluna giderler veya size önerebilirler. Böyle bir uygulama sonrası hayatınız tehlikeye girer. Bunun yanında ön – arka zincir dişlisininde aşınmasını arttırır. Kesinlikle böyle bir işlem yaptırmayınız.

Zincirimi değiştirme zamanının geldiğini nasıl anlarım?

Bunu anlamanın birkaç değişik yolu vardır.

1.Zincir sünme payına bakın. Artık zincirin gerdirme ayarı sonlara yaklaşmışsa zincirin değişme zamanı gelmiştir.

2.Zincir sesi. Yağlasanız dahi zincir şakırtıları geliyorsa zincir yatakları oldukça aşınmıştır. (Zinciri söküp iki ucundan tutup dışa ve içe doğru yapılan çekme-itme hareketleriyle boşluk durumu rahatlıkla kontrol edilebilir.)

3.O-ring’lerin gözle kontrolü. Kopmuş, zedelenmiş, boşluk yapmış ise zincirin değişmesi gereklidir.

4.Zincir bakla kontrolü. Baklalarda çatlama, deformasyon görünüyorsa mutlaka değiştirilmelidir.

Zincir ömrünü nasıl uzatabilirim?

1.Ani yüklenmelerden kaçının. Sert debriyaj bırakmak, lastik yakmaya çalışmak, tek tekere kalkma gibi zincire ani yüklenmelerden kaçının.

2.Bakım periyodunu sıklaştırın. Her uzun gezi sonrası zincirinizi en azından yağlayın.

3.Kaliteli standartlara uygun zincir yağlarını tercih edin.

4.Zincir ayarlarınızı kontrol edin, gerekiyorsa ayarlayın/ayarlatın.

5.Eskimiş bir zincir dişlisine takılan yeni zincir kısa sürede zarar görecektir. Bu sebeple kullanım ömrünü doldurmuş zincir dişlisini mutlaka değiştirin. Böylece zincir’in ömrünü uzatmış olursunuz.

6.Ön zincir dişlisi ve arka zincir dişlisi hiza kontrolünü mutlaka yapın. Özellikle arka teker sökülüp takıldıktan sonra bu kontrolü yapmanızda fayda var. Farklı bir hizada çalışma sonucu zincir açı yapacak, hem ses artacak hemde zincirinizde düzensiz ve hızlı bir aşınmaya yol açacaktır.

Atalarımız çok güzel bir söz söylemiş: “Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.”

Motosikletimizi keyifle sürmek için ona gereken özeni gösterelim

(Motoaktüel dergisinden alıntı)


Bir diğer kaynak

zincirler


Son yıllarda oldukça yaygınlaşan O-RİNG’li zincirlerin diğer zincirlerden farkı nedir?
*Öncelikle o-ring’li zincirler eski zincirlere oranla daha geniştirler. Geniş olmasının sebebi, bu zincirlerin
baklalarını birbirine bağlayan pimlerin her iki ucunda da keçe (o-ring) bulunmasıdır.Bu keçeler fabrikada üretim
sırasında konulmuş olan lityum bazlı gres yağını tutmaya yararlar.Bu sayede pim ve baklaların çalıştığı yatak
diyebileceğimiz bölgenin yağlanmasını sağlarlar.O-ring' li zincirler diğer zincirler kadar yağlamaya gereksinim
duymazlar.
O-ring’li zincirlere nasıl bir bakım uygulanmalıdır?
*Ama daha özenli olarak bu tip zincirler temiz tutulmalı, keçelerin (o-ring) bulunduğu bölgelerin toz, kir ve
oksitten olabildiğince uzak tutularak fabrikasyon yağın ve bunun sağladığı yağlamanın zarar görmemesini
sağlamalıyız.Düzenli olarak yağlamak havadaki nemden oluşabilecek korozyon ve oksidasyonu da önleyecektir.
Eski tip zincirlerde o-ring bulunmadığı için pim ve bakla arasındaki yataklarda yağ yoktur ve buraya toz ve
zararlı maddeler kolayca gireceklerinden daha fazla bakıma ve yağlamaya gereksinim duyarlar. Zincirin çeşidi
ne olursa olsun yağlamadan önce mutlaka temizlemek gerekmektedir. Temizlemeden yağlamaya çalışmak mevcut olan
kir ve tozu zincire iyice yapıştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Ne sıklıkta bakım yapılmalıdır?
Duruma göre değişmekle beraber, ortalama 500 km.’de zincirinizi kontrol etmeniz gerekir. Eğer tozlu ve yağışlı
bir havada yolculuk yapıyorsak 500 km.’de bir, ama otobanda yolculuk yapıyorsak günün sonunda bir göz atmak
yeterli olacaktır. Uzun yolculuklarda temizlik ve yağlama için gerekli olacak malzemeleri yanımıza almakta fayda
var.Bir çok üretici zincirleri kerosen / gazyağı ile temizlemenizi önermektedir.Zinciri solvent, benzin, mazot,
basınçlı su ya da hava ile temizlememelisiniz.Yüksek basınçlı su-hava kullanarak temizlemeye çalışmak tozu zincirin
çalışan aksamlarının içine doldurur. Solvent türü çözücüler de o-ringlere zarar verecektir.

Piyasada bulabileceğiniz ve o-ringler zarar vermeyen aerosol zincir yağlarını (bunların bazıları temizleyicidir)
kullanabilirsiniz.Aynı zamanda zincir temizlemek için özel olarak üretilmiş çeşitli ekipmanları da
kullanabilirsiniz. Yağlamada SAE 80-90 gibi kalın yağlar da kullanılabilir.Piyasada bulunan zincir spreyleri
silikon bazlı olup tutunma özelliği çok yüksek olduğundan yüksek süratlerde zincirden akmayacağı için bu tip
ürünleri seçmenizde fayda var.

Eski tip (o-ringsiz) zincirlere bakım nasıl yapılır?
Bakım açısından o-ringli zincirlerden bir farkı yoktur. Ancak bu zincirlerin bakımı daha o-ringli zincirlere
oranla daha sık yapılmalıdır.

Eski tip zincirimizin yerine o-ringli zincir takabilir miyiz?

Elbette. Yalnız daha önce belirtildiği gibi o-ringli zincirler daha geniştir. Zinciri değiştirirken bu zincire
göre olan “daha geniş dişlilerden” de takmak gereklidir. Bu da bazen sorunlara sebebiyet verebilir. Örneğin
arka maşa, zincir muhafazası ya da ön dişli muhafazasında bu kalın zincir ve dişliyi takabilmeniz için yeterli
alanın / boşluğun olmaması gibi. Böyle bir şey söz konusu değilse değiştirmekte hiçbir sorun yoktur.

Temizleme ve yağlamadan önce / sonra herhangi bir şey yapmak gerekir mi?
Artık zorunlu olmadıkça zinciri temizlemek için gaz vs. gibi klasik yöntemlere gerek yoktur. Solvent içermeyen
gerek sprey şeklinde, gerekse mekanik temizleyiciler tercih edilmelidir.Zincire bakım yapmadan önce belli bir
ısıda olmasını sağlamakta fayda vardır. Yağlamaya başlamadan önce 5-10 dakika zinciri çalıştırarak biraz ısıtmak
zincirin üzerinde bulunan nemden kurtulmanızı sağlayacaktır.
Zincir yağlanırken, zincirin iç tarafından yani dişliye temas ettiği yüzeyinden yağlanması gerekir. Böylece yağın
çalışan / aşınan yüzeylere yayılmasını sağlamış oluruz. Yağlarken arka jant ile zincir arasına gazete, mukavva
gibi koruyucu amaçlı bir şey koymak arka jant ve lastiği yağlanmaktan koruyacaktır.

Zincirin aşınmasını ne sıklıkta kontrol etmeli?

Zincire bakım yaptığımız her seferde aşınma durumuna da göz atmakta fayda vardır. Zincirde korozyon olup
olmadığını, pimlerin üzerinde çalışan yüzüklerdeki aşınma derecesini her bakım sırasında kontrol etmemiz
gerekmektedir.

Zincirin değişmesi gerektiğini nasıl anlarım?

Zincirin aşındığını ve değişmesi gerektiğini anlamak oldukça kolaydır. Zinciriniz orijinal uzunluğunun %1 oranında
uzamışsa, motorunuzdaki zincir ayar vidası artık sonuna dayanmışsa, ya da zincir bir yerde geriyor bir yerde
boşalıyorsa maalesef yeni zincir almak zamanı gelmiştir. Sert kullanım uzamayı çabuklaştırır. Eğer uzama çok kısa
bir sürede ve aşırı oluyorsa arka amortisörü, arka maşa bilyelerini kontrol etmekte fayda vardır.

Dişlilerde aşınma nasıl olur?

Doğal olarak ön ve arka dişliler de aşınırlar. Gerçi zincir yağları dişlileri de aşınmaya karşı korur ama dişlinin
de bir ömrü vardır. Aşınmış bir dişlide dişler ve dişlinin zincire temas ettiği noktalarda gözle görülür bir aşınma
ve çalışma izi vardır.Bu aşınmadan ötürü dişli ile zincir arasında boşluk oluşur.Birbirlerine birebir oturmazlar.
Bu durumda zincirin dişliden atması söz konusudur.

Eğer yeni bir zinciri aşınmış ve kullanılmış dişlilere takacak olursak, alenen parayı sokağa atmış oluruz.Çünkü
bu durumda zincirin ömrü yarı yarıya azalacaktır. Kullanılmış bir dişlide ne de olsa bir aşınma söz konusudur, bu
durumdaki bir dişli de takılan yeni zinciri çok çabuk aşındıracaktır.Eğer dişlinizin sadece bir yüzeyinde aşınma
ya da zincirin iç yüzünün sadece bir tarafında aşınma olması zincir ve dişlinin doğrusal olarak düz olmadığını
gösterir ki derhal düzeltilmelidir.Unutulmamalıdır ki her iki dişliyi de zincir gibi belli aralıklarla kontrol
etmelisiniz ve yenilemeyi zincir dişli takım olarak yapmalısınız.

Dişli-zincirin düz hizada olduğu nasıl kontrol edilir?

Bunun en basit yolu motorun arkasından gözle kontrol etmektir.Motoru ana sehpaya / sehpaya alarak çalıştırdığımızda
lastiğimiz yalpa yapıyorsa, ya da ayar vidalarımızı kontrol ettiğimizde biri diğerinden daha içeride ise aynı hizada
değildir.Bunun derhal düzeltilmesi gerekir yoksa zincirimiz en kısa sürede aşınacaktır.

530-532 olarak belirtilen zincir ölçüsü neyi ifade eder?

Zincirin uzunluk ve genişliğini gösteren bir sayı daha doğrusu ölçü sistemidir. 5 sayısı 5/8 inç’i, yani bir pimin
merkezinden diğer pimin merkezine olan mesafeyi ifade eder.30 ya da 32 sayısı ise zincirde kullanılan pimlerin
sayısını ifade eder.Yani 530 zincir 532 zincirden daha dardır. Ama bu değer (30-32) ölçülebilir bir değer değil
aynı elbise bedeni gibi bir ölçüdür.

630 o-ringli zinciri daha küçük ölçüde olan 530 bir zincirle değişebilir mi?

Evet ama her iki dişlinizi de bu ölçüye uygun olarak değiştirmeniz gerekecektir. Daha küçük ölçüde bir zincir takmak
hafifliği, bu da güç kazanımını sağlar. Ama takacağınız zincirin stok yani üreticinin kullandığı zincirle aynı
dayanıklılığı gösteren kalitede olmasına dikkat etmeniz gerekir. Yani 530 zincir takacaksanız şunu bilmelisiniz ki
her 530 zincir aynı kalite ve özellikte olamaz.

Sert vites değiştirmeler zincir ve dişlilere zarar verir mi?

Normalde sürat değişimleri sırasında, her iki dişli zincirin alt ve üst noktalarında gerilme ve gevşemeye sebep
olur. Zincirin aşırı oynaması bu efekti artırır. Yani düzgün ayarlanmış bir zincirde bu darbeler en az oranda
yaşanır.Sert vites değiştirmeler, ani ve sert gaz vermeler zincir ve dişlilerde aşırı aşınmaya sebep olurlar.
Bunlardan ne kadar kaçınırsak zincirin ömrünü o kadar uzatırız.

Zincirin uygun gerginlik ayarı nedir?

Bu ölçüyü genellikle kullanıcı kılavuzlarında ya da arka maşada bulabilirsiniz. Ve bu ölçü motordan motora
değişmektedir. Ama ortalama ölçü olarak şu verilebilir: Motor boşta iken zincir durduğu noktadan yukarı veya
aşağı 1.5 cm. civarında oynayacak gerginlikte olmalıdır. En iyi kıstas hareket halindeyken motora gaz verip
bıraktığınızda ne kadar az vuruntu hissediyor ya da ne kadar “yumuşak” bir his uyanıyorsa zincir ayarınız
o kadar iyi demektir. Unutmayın ki zincir sesi zincirin bol olduğuna en iyi işarettir.

Eksiz (sonsuz) ve kilitli zincir ne demektir?

İsminden de anlaşılacağı gibi (aşağı yukarı tüm motosikletlerde fabrikasyon takılı olan) bu zincirlerde başlangıç
ve bitiş gibi ek yeri yoktur. Oysa kilitli zincirlerde takılan ve çıkarılabilen kilit görevi gören bakla ve ek
yeri vardır. Sonsuz zincirlerde ek / bağlantı söz konusu olmadığı için daha güvenilirdirler. Spor amaçlı,
zorlayıcı kullanımlar için sonsuz zincirleri seçmek yerinde olacaktır.Bu zincirlerin sökülüp takılabilmesi için
arka maşanın sökülmesi gerekmektedir.
Kilitli zincir kullanırken şunlara dikkat etmekte fayda vardır. Bağlantıda kullanılan klipsin kapalı ucunun dönüş
yönüne doğru olmasına dikkat edilmelidir. Böylece yerinden çıkma olasılığını azaltırsınız. Zinciri temizledikten
sonra takılı olan klipsin üstüne biraz silikon sürmek yerinden çıkmasını zorlaştırıcı bir etkiye sebep olacaktır.

Perçinli zincir nedir?

Bu tip zincirler artık günümüzde en çok kullanılan çeşitlerdir.Çünkü bu zincirler kilitli zincir kadar kolay
takılmakta ama sonsuz zincirler kadar da güvenilirdirler.Bu zincirlerin bağlantısı, özel bağlantı piminin yerine
takıldıktan sonra kafasının ezilerek şişirilmesiyle yapılır.Böylece diğer pimlerden ayırt edilemez hale gelir.
Ama takılırken olduğu gibi sökülürken de bu iş için özel olarak tasarlanmış aletlere ihtiyaç vardır.

Bazı motorlarda (özellikle eskilerde) zincir gergisi var, bazılarında yok, neden?

Eski motorların arka amortisör oynama mesafesi bugünkülere oranla daha fazla olduğu için yani daha çok esnedikleri
için zincir gergisi kullanılmaktaydı. Ayrıca eski motorlarda çıkış dişlisi ile arka maşanın bağlantı noktası
arasındaki mesafe bugünkülere oranla daha uzun olduğu için zincir esneme payı daha fazladır. Oysa günümüzde
bu mesafe daha kısa olduğu için esneme de azdır ve zincir gergisi yoktur.

Zincir mi yoksa şaft mı daha iyidir?

Her ikisinin de avantajları ve dezavantajları vardır. Şaft daha az bakım gerektirir. Yağın içinde, tozdan kirden
uzak çalışır. Şaft zincire göre daha güvenli, daha az bakım isteyen yumuşak bir sürüş sağlar. Gerçi zincir
üreticileri yıllarca uğraşıp zincirleri de güvenilir hale getirdiler ama hala bakım ve dikkat istemekte. Ama
şafta oranla ucuz olduğu da bir gerçek. Ayrıca zincirler şaft gibi arka süspansiyonun çalışmasını olumsuz
etkilemezler ve ne de olsa güç kaybı şafta oranla çok daha azdır. Üstelik zincir şaft gibi motora ekstra bir
ağırlık eklememektedir.

Kayış (beltdrive) nasıldır?

Çalışma prensibi zincirle aynıdır.Zincire oranla daha sessizdir ve bakım istemez. Çabuk hızlanmalarda kopma,
aşırı ısınma ve deforme olma sorunlarından ötürü güçlü makinelerde kullanılmamaktadır.Bu nedenle akselerasyonu
daha düşük olan cruiser / chopper tipindeki motosiklet türlerinde tercih edilmektedir.

Bu konuyu yazdır


Yazar: Cihan
05-02-2011, 01:17 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (9)

Site çok faydalı bilgiler içeriyor. Özellikle uzun yolculuklar için nasıl hazırlanmalı ne yapmalı anlamında süper. Sanırım gezi devam ediyor. Fotoğraflar harika. IMG_6441.jpg

Honda Africa Twin bir başka güzellik.



http://www.dunyaninbilgisi.com/default.asp

http://www.facebook.com/profile.php?id=100001330167292

Bu konuyu yazdır


Yazar: onur
05-02-2011, 01:22 AM
Forum: Arıyorum
- Yorumlar (12)

arkadaşlar motorumun bakımlarını yaparken cahillikten diyelim sprey boyayı depoya sıktım ve berbat bir görüntü oluştu belki pastayla geçer ama ben o kısmı boyatmak istiyorum. yardımcı olabilirmisiniz.


başlık cok uzunmuşş kusura bakmayın :utan:Gmk:+1:Gmk

Bu konuyu yazdır


Yazar: Cihan
05-01-2011, 11:21 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (22)

Yol dışı motorlar alt devir seviyelerinde yüksek tork (3000 ile 6000 arası) veren, vites kutusu daha uzun oranda birinci vites kullanımına uygun ve maksimum sürati 180 km/saatin altında motorlardır. Tabi yüksek, sağlam süspansiyonlar, arazi lastiği ve geniş, yüksek didonlarda bunun bir parçasıdır. Bu tip motorlar enduro(avrupa) veya çiftli-spor(amerika) motor olarak tanınır. Yol dışındaki lastik havaları yola göre daha düşük tutulur. Tüm zamanlarda kullanım basıncı 1.1 bar (15psi) ön ve arka biraz daha fazla genelde uygundur ama kayalık bir zemindeyseniz basıncı 2 barın üzerine çıkarın. Aksi takdirde jantlarınız zarar görür ve gerek yol yüzeyi ve gerekse tellerin jant içinde kalan tutunma parçaları lastik patlamalarına sebebiyet verir.

İkinci durum şambrelli lastikler için geçerlidir. Bazı markalarda çapraz açılı teller kullanılarak tutunma parçaları jantların dış kenarlarına alınarak lastiklerin dışına taşınmıştır.

Çok ağır şartlarda kullanacaksanız jantlarınız telli (spoke) olmalıdır ve ağır kullanıma uygun iç şambrel kullanmanız gerekir. Şambreller hiç patlak olmasa dahi her 20000 km de değiştirilmelidir. Çünkü supabın etrafı bozulur ve sonuçta yarıklar tamiri imkansız patlaklara sebep olur. Tellerden içeri su sızar ve jantlarda, tellerde ve şambrelde hasar oluşturur. İdeal olan motorunuzu park etmeden evvel jantlarınızın kurumuş olmasıdır.

Motorunuzun hassas parçaları motor koruyucularla korunmalıdır. Bilhassa bokser motorlu BMW ların dışa taşan motor kapaklarında bu koruma son derece önem kazanır. Süspansiyonların parlak parçaları (stanchions), dış silindirin içine girip çıkan iç silindirlerin temiz tutulması bilhassa çok önemlidir. Bunları tam temiz ve hatta pürüzsüz olması silindir lastiklerinin bozulmaması için gereklidir. Bu lastikler(conta) bozulursa ön çatalda yağ sızıntısı başlar. Eğer uzun müddet yol dışı kullanımlarınız olacaksa bu kısımlar lastik kılıflarla korunmalı ve 10W yağ yerine daha yoğun olan 15W yağ kullanılmalıdır.

Koruyucu giyim:
Koruyucu giysiler yaralanmanızı önleyebilir. Kask, göz ve el koruması şarttır ama aşağıdaki listede ihmal edilmemelidir.

. Katı madde(çelik) bilek koruması olan çizmeler. (Spor ayakkabı, kalın bot v.s. olmaz).
. Yırtılmaya dayanan uzun pantolonlar. ( Kot olmaz).
. Diz koruması.
. Üst bacak(kalça-basen) korumaları.
. Dirsek, göğüs ve omuz korumalı ceket.

Beş yol dışı sürüş becerisi:
. İleri bakın, lastiğinizin önündeki şeylerin ötesine.
. Gazı açık tutun.
. İleri doğru uzanın, kollar kıvrık ve gevşek.
. Motoru yola dik konumda tutun.
. Arka freni ve şanzımanı durmak için kullanın.

İleri bakış:
Gözler beynin namlusudur. Ağaca bakarsanız ağaca gidersiniz, çukura bakarsanız içine girersiniz bu yüzden bizim ize(patika, kadastro yolu, traktör yolu, keçi izi), kuma bakarken izlediğimiz birkaç önemli kural vardır.

Gözlerinizi yukarıda tutun ve ize yukardan bakın. Normal reaksiyon şekli motorun önüne bakmaktır. Siz izin(patikanın) mümkün olduğunca ilerisine bakın tabi hızınızın ve sağ duyunun sınırları içinde. (Güneşin batışını seyretmeyin). Algılamanız zorlu bölgeyi özümseyecek ve ön tekerinizi iyi bir hatta tutacaktır. Aşağı bakmayın. Tekerinizin önündeki kayaya bakmayın. Yoldaki çukura bakmayın. Kumdaki seyreltik kısımlardaki başka vasıtaların açtığı çukurlara bakmayın. Gitmek istediğiniz yere bakın ve motor sizi istediğiniz hedefe götürecek görünmez hattı çizecektir. İri bir kaya yada büyük bir çukur gördüğünüzde bunu dikkate alın ama gözlerinizin bunlara kilitlenmesine izin vermeden bakışlarınızla bu engellerin ötesini veya çevresini tarayın. Motor bakışlarınızı takip ederek engellere takılmadan devam edecektir.

Önünüzdeki izin geniş açılı bir görüntüsünü izleyin, genel olarak her şeye bakın fakat özellikle bir şeye bakmayın. Bu sizin sadece bakışlarınızın kilitlenmesini engellemez ayrıca başıboş hayvanları, yayaları ve zirai araçları da fark etmenizi sağlar.

Yaklaşan araçlardan, traktörlerden çıkan tozlardan gözlerinizi koruyun.

Çiftçiler hızlı araç kullanmaktan çekinmezler bu yüzden aynalarınızdan arkanızı kontrol altında tutun.

Gazı açık tutmak; hız:
Bu zor gelebilir çünkü doğal reaksiyon yavaş gitmektir. Önünüzdeki patika gevşek taşlar ve kumlarla örtülü olacaktır. Tüm yapmak istediğiniz gazı kesmektir. Sakın yapmayın.!! Biraz yavaşlayın ve gevşek zeminden hemen önce nazikçe gazlayın. Eğer motor sarsılırsa ve sağa sola savrulursa biraz daha gaz verin. Bu gevşek zemini geçince isterseniz yavaşlayabilirsiniz. Motorun dengesi ileri hareketinin miktarına bağlıdır. Hızı artırmak kötü zeminlerle baş etmesine yardım eder. Genel olarak motor hızlandıkça daha dengeli, manevrası daha kolay olur. Yavaş hızlarda motor engeller üzerinde fazla savrulur ve bu sürücüde panik yapabilir. Bu yüzden sebepsiz olarak rahat olmasanız bile biraz daha hızlı gidin. Alta bazı ölçüler sunulmuştur.

. 10-40 km/saat patika veya iz, normal vasıtalar için uygun olmayan yerler.
. 40-60 km/saat kötü yollar. (Dar, çukurlu, çok kıvrımlı, gevşek taşlar, diğer vasıtaların yaptığı derin izler).
. 60-80 km/saat tipik toprak yol. (oldukça düzgün, orta yol tutumu veren).
. 80-100 km/saat iyi bir toprak yol. (Düz, iyi hat ve iyi yol tutuşu veren, kenarlarında önünüze aniden fırlayacak hayvanları gizleyecek çalı veya bodur ağaçlar olmayan).

Gevşek zeminlerde gazı açık tutmak ihtiyacı olduğundan kötü bölümlere çok hızlı ve üst viteslerde yaklaşmayın. Sizin nazikçe gazlayabileceğiniz alt viteslerde olun.

Öne eğilin, kollar kıvrık ve gevşek:
Toprak yolda ilerliyorsunuz aniden taşlar ve kumla kaplı bir çukur gördünüz. Sakın kasılmayın. Çünkü kollarınız kasılı vaziyette motora yön veremezsiniz. Hasmı göz göze karşılamak için daha öne eğilin. Tankı dizlerinizle kavrayın, kollar kıvrık ve gaz verişle birlikte motoru hafif manevralarla yönetin.

Yol şartları ne kadar bozuksa bacaklarınızın üst kısımlarını o kadar ileri alın. Belden eğilerek göğsünüzü, baş ve omuzlarınızı ön tekere yaklaştırın, yani kalçalarınızdan uzaklaştırın. Bu vücut ağırlığınızı didonlara verin manasına gelmez. Didonlara ağırlık verirseniz manevra yapmak imkansız olur. Kollarınız kıvrık ve asla kilitlenmemiş olmalıdır.

Tankı dizlerinizle sağlam bir şekilde tutun ve ayak ayalarınızla pedallara basın. Bu sizi motorla tek vücut yapar ve bu durumda ağırlığınız ön teker gibi yönlendirme işlevinin bir unsuru olur. Yol yüzeyi kötüleştikçe gazı açın. Gaz kesip yavaşlamak motoru sallar. Ayak pedallarına sıkı basın ve kendinizi ayakta bulacaksınız. Doğru olan budur. Sakin didonu kendinize çekerek ayağa kalkmaya kalkmayın. Didon sadece motora yön vermek içindir.

Motoru dik tutmak ve viraj:
Siz önce motoru dik tutmak durumundasınız, ustalaştıkça virajlarda yatışlar, kontra teknikleri gelecektir. Motoru yol yüzeyine dik (90 derece) tutmak virajlarda yavaş gitmek demektir. Ustalaştıkça virajları hızlı dönebilirsiniz. Burada ki gizem virajın dışındaki ayağın pedala kuvvetle basmasıdır. Bu davranış motoru yolda tutar ve virajın merkezkaç kuvvetinin arka tekeri dışa atmasını önler. Bu hareketi yapmanın en kolay yolu ağırlığınızı dış ayağınıza vererek ayağa kalkmanızdır. Bu pozisyonda motoru viraj içine doğru yatırabilirsiniz.

Frenleme:
Eğer aşağıdaki prensipleri uygularsanız sert fren yapma gereksinmeniz kalmaz.

. Virajlara yavaş girip hızlı çıkın.
. Gözlerinizi yukarıda tutun ve ize yukarıdan bakın.
. Tedbirli kullanarak problemleri önceden görün.

Şanzımanınız ve arka freniniz size ihtiyacınız olan durma gücünü verir. Eğer kaya zemin, veya asfalt gibi sert zeminlerde değilseniz kumda, çamurda arka tekerin kilitlenmesinin hiç mahsuru yoktur. Eğer ekstra bir durma gücüne gereksiniminiz olursa ön freni kilitlenecek işareti verene kadar sıkın sonra biraz gevşetin, tekrar sıkın. ABS sisteminin yaptırdığı hareketleri siz yaptırın. Yani siz ön freninizin ABS si olun.



Genel tavsiyeler:
Ayak pedallarınızı sürekli temiz tutun. Didonun somunlarını herhangi bir göğüs çarpması durumunda, dönerek göğsünüzdeki çarpma şokunu azaltması için gereğince gevşetin.

Ayakta vites değiştirirken bacağınızı kullanın. Ayağınızı pedaldan kaldırarak vites değiştirme işlemini gerçekleştirin.

Motosikletin kasisleri, diğer araç izlerini takip etmesine izin verin. Motoru bunlardan kurtarmaya çalışmayın. Baş ve üst bedeninizin yola dik duruşunu muhafaza edin. Motoru bir şekilde agresif bir tarzda güç bandının altında tutun. Bu şekilde motor yalpalamaz ve siz spin atmadan yeterli bir gücü elinizde tutarsınız.

Çamur içinde çapraz oluklar üzerinde sürüş eğlenceli değildir. Motoru ve sürücüyü sarsar ve sallar. Burada iki sır vardır: Birincisi hızlı gidin yavaş değil, bu oluklar üzerinde daha yumuşak bir sürüş oluşturur. İkincisi güç bandının (max.tork) çok altında alt viteslere geçin. Düşük devir motorun devamlı yakalar gibi sert ivmelenme hareketini engeller ve neticede yumuşak sürüş sağlar.

Elciklerinizin (fren ve debriyajın) yatay durumunu kontrol edin. Didona göre aşağı seviyede olmalılar. Gerekirse bu şekilde ayar yapın. Bu şekil elciklerde bileklerinizi parmaklarınızdan yukarıda tutar. Düşme durumunda beden ağırlığınız bileklere binmez. Kötü bir bölümden geçerken ayağa kalkmak zorunda kaldığınızda kumandaları rahatlıkla kontrol edebilirsiniz.

Tüm çakıl yollarda gevşek kum ve mıcır hatları yolun orta bölümündedir. Bu bölümleri yukarıda anlatıldığı şekilde geçin. Kararlı ve keskin bir hatla geçin. Yanlamadan ziyade daha dik bir açıyla onlara yaklaşın ve temasa yakın noktada hareketinizi gaz verişle birleştirin.

Çizmeleriniz pedalların üzerindeyken yerle yatay durumda olsun. Ayağınızın burnunun bir engele, objeye takılması hoş olmaz.

Tenis topu büyüklüğünde taşlarla doldurulmuş izlerin üzerinden karşıya geçmek, çapraz geçmek zordur. İyice tecrübe kazanana kadar bunu denemeyin. Teknik esasta aynı olsa da.

Motorunuzu otomobillerin yapmış olduğu cilalı gibi parıldayan yüzeylerden sürmek isterseniz buralarda çekim iyidir ve gevşek malzeme ve keskin kenarlar yoktur.

Yolda (asfaltta yada gevşek stabilize ikinci derece nizami tali yollarda değil) cilalı gibi uzaktan parıldayan bir yüzey yoksa bu durum tüm yüzeyin gevşek mıcır ve kumla kaplı olduğunu, preslenmemiş olduğunu gösterir. Bakışlarınızı kaldırın ve ileri bakın. Daha iyi yüzeylere doğru gazınız açık vaziyette sürüşe devam edin. Eğer motor savrulmalar yaparsa gazı açık tutun ve ayağa kalkın. Sert zemine ulaştığınızda motor düzenli gidişe başlayacaktır.

Yazar: Alpaslan Kuzucan

Kaynak http://www.endurocu.com/

Bu konuyu yazdır


Yazar: Cihan
05-01-2011, 11:07 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (12)

Aşağıdaki yazıyı http://www.endurocu.com/ 'dan aldım. Şu gezi raporları bence ortak sorunumuz. Yani eksiklerimiz var ve çoğu forumda gördüğüm şey bol fotoğraf (özellikle yeme içme) fakat anlatım zayıf. Yazı hoşuma gitti, paylaşıyorum.

Alıntı:Gezi raporu nasıl yazılır?


Yazmak şahsi bir eylemdir, tıpkı yemek yapmak gibi. Tarifi ne kadar ortak olursa olsun "bir tutam tuz", "alabildiği kadar un", “bir çimdik zencefil” cümlelerinde yatar işin sırrı. Herkesin elinin ayarı gönlünün alırı farklıdır. İyi bir yazıda olması gereken en önemli özellik samimiyettir. Samimiyet ateşinde taş pişirseniz, yiyenin ağzında eline sağlık dedirtecek bir lezzet bırakırsınız… Yazarken aklınızı özgür bırakın. Ama sırtınızı mutlaka hafızanıza dayayın. Hafızadan beslenmeyen yazılar fast-food gibidir. İçinde, sizin izinizi kirinizi taşımaz. Bir yazının kalıcı olabilmesi, sizden taşıdığı izlerin derinliğine bağlıdır. Gittiğiniz bir yerde gördükleriniz, tattıklarınız aklınızın bir köşesinden eski anıları, yaşanmışlıkları canlandırıyorsa onları gizlemeyin. Mahremiyetinize gösterdiğiniz saygı çerçevesinde kendinizi olabildiğince açın... İnsanların karşısında çıplak kalmaktan korkmayın. Ama yerli yersiz de soyunmayın...


Anlattığınız şey geziniz olsun. Ama içinde siz de olun. Sadece gezide çekilmiş fotoğraflarla değil aynı zamanda hiç çekilmemiş fotoğrafları anlatarak gözümüzde canlanmasına izin verin. Birlikte yol yaptığınız arkadaşların tutum ve davranışlarını onların da tebessüm edebileceği bir mizahi yaklaşımla ortaya koyun. Gezideki gerilimleri yazıya yansıtmayın. Her gezi katılanlar için bir sınavdır. Sınavda verdiğiniz notları yazıda ilan etmeyin. Unutmayın, size verilen notları hiçbirimiz bilmiyoruz… Anlatılarınızla kimseyi gülünç duruma düşürmeyin. Ama herkesle beraber gülümseyin. Kritik nokta, hakkında şaka yapılan kişinin de yapılan şakaya gülebilmesini sağlayacak bir ölçüyü korumaktır.

Gezi raporu fotoğrafları alt alta dizmek değildir. Gezi yazısının önceliklerini iyi tespit edin. Neyi anlatmak istiyorsunuz. Gidip gördüğünüz yeri mi, yediğiniz yemeği mi, gurubunuzun ne kadar mükemmel bir gurup olduğunu mu, kendinizi mi ? Bunlardan hangisini anlatmayı seviyorsanız ağırlığı ona verin. Ama mutlaka diğer unsurları da metne katın. Sadece sizden bahseden bir yazı sevgilinizi etkileyebilir, ya da yeni sevgili bulmanıza yardımcı olabilir; ancak okuyanların çoğuna sıkıcı gelebilir… Salt gidilen yer hakkında bilgi veren, TRT 2 belgeseli tadında bir yazı için belki çok araştırma yapıp çok uğraşırsınız, ama kimse okumak istemeyebilir. Çünkü okuyucular okudukları şeyin içinde ya kendilerinden bir şey bulmak isterler, ya da sizden bir şey bulmak isterler. İnsani boyutu zayıflatılmış yazılar ilaç prospektüsleri gibidir. Sadece oraya gitmeye niyet eden birilerinin ilgisini çeker. Onların da hafızasında bir yer edinmeniz zordur. Yazınızın içinden sadece, kaç km., asfalt-mıcır, otelin telefon numarası gibi bilgileri alıp emeğinizi görmeden geçerler.



Koyu edebiyata, içeriksiz duygulanmalara ve derin bunalımlara girmeyin. Unutmayın, gezgin insanlar ışığı başka bir coğrafyada görmek için, yol zevkini yaşamak için "arayış" içindeki insanlardır. Onlara istikamet gösterebilirsiniz, bundan faydalanırlar. Okuyucuyu kendi bulgularınıza gömmeyin. Sizin edindiğiniz kanaatler sadece sizin gözlem yeteneğinizle edinilebilir. Yaptığınız yorumların şahsiliğinin altını çizin. Bunu yaparken kendinizle dalga geçmekten çekinmeyin. Doğru bildiğiniz şeylerin ne kadar doğru olduğunu tartın. Bu tartıda kuşkulu sonuçlar çıkıyorsa bunu paylaşmaktan çekinmeyin. Bazı an çelişkili ifadeler kurabilirsiniz. Çelişkiden korkmayın… Sarté "beni ayakta tutan şey çelişkilerimdir" demiş. Ustayı ayakta tutan şey sizi yıkmaz, çekinmeyin. Çelişkiden değil samimiyetsizlikten korkun.

Başkası için değil kendiniz için yazın. Yazarken kendinize yaklaşacak, kendinizi keşfedeceksiniz. Gezmek insana çok şey öğretir. Ama bu öğrendiklerinizi fark edebilmek için bunları ortaya koyabilmeniz gerekir. Yoksa dile getiremediğiniz yüzeysel bir aydınlanma yaşar ve orada kalırsınız. İlerisine gidin. Yazdığınız yazıyı hemen yayınlamayın. Sabırsız biriyseniz üzerinden bir iki saat geçmesini bekleyin. Arada bir kahve içip, başka şeyler yapın sonra yazdığınız tekrar okuyun.Okuduğunuzda gözünüze fazla gelen kelimeleri eleyin. İyi bir yazı elde etmek için kelime elemek gerekir. İkinci okumada aynı anlama gelen kelimeleri art arda sıraladığınızı fark edeceksiniz. Yazdıklarını beğenisine güvendiğiniz birine okutun. Fikrini alın.



Herkesin beğenisini hedeflemeyin. Size ait bir eşik olsun. Bu eşiği altına inmemeye özen gösterin. Kimsenin algı kapasitesini küçümsemeyin. Şöyle yazarsam beni anlamazlar demeyin. Sizin eşiğinizde sizinle arkadaşlık yapan insanlar sizi anlamak için gayret edeceklerdir. Her okur, yazıdan kendi almak istediğin ve almaya hazır olduğu kadarını alır. Herkese her şeyi anlatmaya çalışmayın. İnsanlığın aydınlanmasından siz sorumlu değilsiniz. Yazılarınızda sosyal mesaj vermek gibi isteğiniz varsa kendinizi tutmayı deneyin. Beceremiyorsanız, hiç olmazsa didaktik olmamaya çalışın. Yani vermek istediğiniz mesajı doğrudan değil dolaylı yoldan anlatmayı deneyin. ("Ağaçları kesmeyelim kedileri tekmelemeyelim" demek yerine, "Yazın bu sıcağında ağacın gölgesinde mırıl mırıl uyuyan kedinin huzuruna insan özeniyor" diyin. Anlayan anlar anlamayanın zaten sizin yazınızı okumakla işi ne olabilir). Daha çok insana ulaşmaya çalışmak sizi kendinizden uzaklaştırır.


Dünya görüşünüzü gizlemeyin. Yazıya bunun sinmesine izin verin. Ama yazdığınızın bir gezi yazısı olduğunu unutmayın. Siyasi manifesto yazar gibi gezi yazısı olmaz. Etrafı ve başkalarını yargılarken kendinizi iltimas geçmeyin. Dünya görüşünüz ne olursa olsun, bu alemdeki tek ve biricik doğruyu siz keşfetmediniz. Başkalarının da kendilerini doğru bulmak gibi bir zaafla yaralı olduğunu unutmayın. Tıpkı sizin gibi başka yaşam tarzlarını benimseyenlerin de haklı gerekçeleri olabilir… Herkesle dost olmak gibi bir yükünüz yok. Dost olmadığınız ya da yaşam biçimi sizden çok farklı insanları yargılamaktan özellikle uzak durun. Yazınızı okuyan size “en uzak insanın” dahi kendinden bir şeyler bulup okuyabileceği bir tarafsızlıkla davranın. Bir ayna olun, ressam değil. Kendinizi de katın ama ötekini silmeyin. “Öteki” olmanın, ne kederli bir yalnızlık olabileceği hakkında fikriniz yoksa ötekine hiç bulaşmayın.


Gittiğiniz yerdeki insanlarla sohbet edin. Onlardan edindiklerinizi yazınıza katın. Yeni biri ile tanıştığınızda kendinizle ilgili olarak az konuşun. Sizi sizin sandığınız kadar kimse merak etmiyor. Kendinizi dünyanın merkezine koymaktan vazgeçin. Motorunuzla, kaskınızla havalı ve karizmatik olduğunuzu düşünüyorsunuz … ama köy kahvesindeki insanlar için sadece afili bir yabancısınız o kadar. Yabancı olmadığınızı hissettirin... Farklılığınızı değil ortaklığınızı vurgulayın. Boş bir testi olun, onlar size ne kadar o akarsa o kadar dolarsınız. Hafiften dalgacı olun, ama alaycı olmayın. Kendinizle ilgili anlattıklarınızın seçilmiş ve kısa bilgiler olmasına özen gösterin. Konuştuğunuz kişiye "zavallı Anadolulu güzel insan" muamelesi yapmayın. Hangimizin daha zavallı olduğunu kim bilebilir. Aşırı hayranlık gösterilerinden de kaçının. Bu da onu havaya sokar ve samimiyetini kaybeder. Leğende su görse duygulanan, Anadolu’da ücra bir köyde yaşamak istiyorum diyenlerden olmayın… Bu söylem sadece sizi gülünç duruma düşürür. Onların kurtulmak istediği şeyi onlara överek adamları sinir etmeyin… Onu kendi içtenliğinde ve rahatlığında içinde konuşturmaya çalışın. Gittiğiniz yerde turist gibi olmayın; seyyah gibi olun. Bu ikisi arasındaki farkı düşünün, hatta bunu kendiniz için "yazın".

Kendiniz hakkında bildiklerinizden emin olmayın. Kendinize ilişkin kanaatler sizin zihninizin prangalarıdır. Neden gezgin olduğunuz hakkında düşünün. Aradığınız şey nedir? Siz coğrafi bir merakla mı yollardasınız yoksa yaktığınız benzin aldığınız virajlar sizi kendinize mi götürüyor. Gezgin ruhuna mı sahipsiniz yoksa meraklı bir turistinkine mi? İki talip de aynı yere baktıklarında farklı şeyler görürler. Gezgin, ya hiç sahip olamayacağı bir şeyi arar ya da kaybettiği bir şeyi. Turist sahip olduklarını koruyan, dünyasını tamamlamış insandır. Gezgin duvarları yıkık, çatısı sızdıran bir zihinsel kürede yaşar. Onun gezmesi için bazen yol alması bile gerekmez. Sadece bir ney sesi bile onu kilometrelerce uzakta bir dağ köyünün serinliğine götürebilir... Turist ise, kapısını kilitleyip çıktığı muhitinden zaman çalan biridir. Birincisi dünyalı ikincisi şehirlidir. Yazı konusunda kalıcı olmak istiyorsanız çatısı sızdıran bir düşünsel iklime girmekten korkmayın. Kendiniz, çevreniz ve başka hayatlar hakkında önceden edindiğiniz kanaatleri evinizin vestiyerinde bırakın. Çantanızda önyargılar olmasın.

Motorcu olarak rüzgârla yıkanan biriyseniz şehrin temizliğinden kurtulun. Yaşadığımız yüzyılda kirlenmek, yıkanabilir lekelerin marifeti değildir. Kirlenmekten korkmayın. Konformist olmayın, goratekslerinizi küvet-te yıkayarak zaman kaybetmeyin. Olabildiğince insanların içine karışın. Otel lobilerinde zaman öldürmeyin. Orada sadece benzerlerinizi bulursunuz. Soğuk bir şey içmek istiyorsanız bakkal dükkânının önündeki sandalyeyi tercih edin. Motosiklet sizi diğer insanlardan ayıran değil, onlarla buluşturan bir araçtır. Motorcu olarak ihtiyaçlarınızı azaltın. Her yerinden kablolar sarkan, sürekli kendi döküntülerini toplayan biri etrafıyla ilişki kuramaz. Sadeleşin. Hem yazılarınızda, hem motor üzerinde.

Sait Faik, "bir insanı sevmekle başlar her şey" der… Sevin… Çocuklarla ilişki kurun. Modern psikoloji çocukları, hayvanları ve doğayı sevmeyen insanların potansiyel şizofren olduğunu tespit etmiş bulunuyor. Bir çocuğu güldürmenin alfabenize daha önce hiç kullanmadığınız yeni harfler ekleyeceğini unutmayın. "Okula gidiyor musun" gibi beylik sorular sormayın, "okulda kimleri dövebiliyorsun" türünden onun dünyasına dokunan sorularla işe başlayın. Onlarla olan diyalogları unutmayın ve yazınıza aktarın. Çocukların fotoğrafını çekerken makineyi onların göz hizasına indirin. Böylece çocuklar daha güzel fotoğraflanır. Ve siz bir çocuğun önünde diz çökerek yücelirsiniz. Çocuklarla olan diyaloglar yazıda küçük sevimli duraklardır. Okurlarda, caddede yürürken aniden karşılaştığı bir parkta dinlendiği hissi yaratır...

Yazının kolay okunabilmesini sağlamak için uzun cümlelerden ve gereksiz tasvirlerden kaçının.Yaşar Kemal duvarda çakılı bir çiviyi iki sayfa boyunca anlatabilir. Ama siz yapmayın. Hem Yaşar kemal değilsiniz, hem de 21 yüzyıl insanı duvardaki çiviyi o kadar merak etmiyor. Yazıyı hızla tüketmek isteyen bir okurla karşı karşıya olduğunuzu unutmayın. Yazıyı çok uzun ve çok kısa tutmayın. Paragraf içinde cümleler fazla ise, gözün rahat takip edebilmesi için yazının içinde uygun yerlere üç nokta koyarak okuyucunun gözünün dinleneceği istasyonlar kurun... aynen böyle. Yerli yersiz smile işaretleri koymayın. Okuyan eğlenmek zorundayım düşüncesine kapılmasın. Bu işaretler az olduğunda hem daha etkili olur, hem de yazınızın ağırlığı daha hissedilir olur. İnsanlar nerede güleceklerini kendileri bilebilir, onları küçümsemeyin.


Yazının rahat okunmasını sağlayan şeylerden biri de görsel malzemedir. Olabildiğince kendi çektiğiniz fotoğrafları kullanarak paragraf aralarını fotoğraflarla süsleyin. Yemek tabağı, mangal fotoğrafı, kızarmış sucuklar gibi özelliksiz fotoğraflarla yazınızın değerini düşürmeyin. Fotoğraf seçerken "bu kare başkaları için gerçekten ilginç mi izlemeye değer mi" diye kendinize sorun. Bazı an, filanca arkadaşım da kendisini burada görmek ister, fotoğrafını görse mutlu olur dediğiniz kareler olabilir. Tek tük böyle seçimleriniz olabilir. Ama siz seçimlerde aday değilsiniz, herkesin gönlünü etmeye çalışarak iyi bir yazı çıkartamazsınız. Bırakın arkadaşlarınızı sevgilileri mutlu etsin siz yazının içeriğine, fotoğrafların yazı ile bütünlüğüne odaklanın. Konu ile alakasız fotoğraflar yazının değerini düşürür.


Kullandığınız dile dikkat edin. Çoğunuz çoluk çocuk sahibi , yaşını başını almış adamlarsınız. Bu yaşta; Merhaba... cnm... iNanMıyooom... gibi şımarık kız çocuğu üslubundan kaçının. Bu sizi sevimli yapmaz. Sizi sevimli yapacak tek şey, yazı içinde kendiniz gibi olmayı becermenizdir. Tanrı size ne kadar sempati upload ettiyse bunula yetinin, ilave sevimlilik çabası mevcut sevimliliğinizi de karartır. Eldekinden de olmayın… Türkçe’nin derinliğinden korkmayın. Dibe daldıkça daha da aydınlık bir dünya ile karşılaşacaksınız. Önem verdiğiniz bir konuda söylediğiniz bir ifadeyi farklı bir şekilde söylemeyi deneyin. Ama bunu sırf faklı olmak ve fark edilmek için yapmayın. Daha sade ve daha çarpıcı olmak için yapın. Üslubun zenginleşmesi kelime katarak değil kelime azaltarak olur.



Gittiğiniz yerle ilgili google araştırmasını mutlaka yapın. Araya bir yerlere tarihi bilgiler serpin. Bu bilgiler ne ilkokul beşinci sınıf performas ödevi düzeyinde olsun, ne de arkeolji bölümü talebesinin bitirme tezi gibi. Ölçüyü siz bulun ve yazı boyunca aynı düzeyi koruyun. Alıntı bilgileri aktarırken kopyala yapıştırdan uzak durun. Özetleyerek kendi cümlelerinizle aktarın. Size puan vermeyecekler. Yazıdan puan almaya çalışmayın keyif almaya çalışın. Yazmanın kendisi bir yolculuktur. Bu ikinci yolculuğun tadına varın. Hemen bitireceğim bir an önce yazımı nete koyacağım diye kudurmayın. Yazınızı iki saat sonra okurlarsa bir şey kaybetmezsiniz.


Ve nihayet okuyun… Düzenli takip ettiğiniz bir yazar, bir dergi olsun. Zaman sizin için sadece takvimden yaprak kopararak ilerlemesin. Okuduğunuz yazılarla çevirin takvimi. Her yeni okuma bir gün diye düşünün. Okumadığınız her gün, perdeleri açmadan evde ampul ışında kendi loşluğunuzda geçirdiğiniz (tam anlamıyla) boş zamandır. Ampul ile değil insanların ışığıyla aydınlanmayı seçin. Ampul ışığı standarttır her bakana aynı şeyi gösterir ve aydınlanma için elverişsizdir. Goethe “biraz daha ışık” derken ampulü kastetmedi.


Başkalarının ışığı size siyah mürekkepten yansır. Mürekkeple lekelenmekten korkmayın. Pis bir kedi olun. Üzerinizde yolun tozu çamuru ve başka yol yutanların mürekkep lekesi olsun. Sonra bir pislik daha yapın ve insanlara kendi mürekkebinizi sıçratın. Öyle bir içtenlikle yapın ki üzerlerinde bu lekeyi taşıyarak kendilerini daha temiz bir dünyada hissetsinler.

Murat Şahin Öcal / Ankara

Bu konuyu yazdır