Son Aktiviteler

Forum İstatistikleri
  • Toplam Yorumlar:77,037
  • Toplam Konular:4,172
  • Toplam Üyeler:1,635
  • Son Üye:Rukiye Ünal


Yazar: MuratS
05-01-2011, 07:53 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (14)

daha önce birkaç forumda gördüğüm ancak kendi motosikletimdeki amortisörde yağ sızıntısı olup tamir sırasında "nasıl böyle bir bakımı atlamışım" dedirten bir bakımı sizlerle paylaşmak istedim.
Sadece ön sol amortisörde yağ kaçağı vardı.Ancak doğru olan her iki amortisöründe sökülüp bakımlarının yapılması.Yağ sızıntısı olmayan sağlam amortisörü açıyoruz. ancak oda ne yağ özelliğini kaybetmiş kahverengi/çamur arası bir renkte.:hö:
ustanın "asıl bozuk amortisöre bak " demesi ile resmen katran kıvamında bir yağ çıkıyor :O
ön amortisörlerde yağ sızıntısı olmasa bile 3-4 senelik periyodlarla yağlarının değişip , içlerinin temizlenmesi gerekiyormuş

Bu konuyu yazdır


Yazar: VeYSeL
05-01-2011, 04:13 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (16)

Arkadaşlar Evet motorum bir süre yok ama ben de boş durmuyorum..

bugün yaklaşık 350km yol yaptım (Kamu hizmeti :] )

Çınarcık üzerinden Armutlu 'ya gittim ve Gemlik üzerinden döndüm..

Yollarda bir sürü motorcu gördüm.. İçim gitti..

Yol ve Doğa Harika.. En kısa zamanda bu güzergah üzerinden bir tur organize etmeliyiz.. :tamam:

Bu konuyu yazdır



Yazar: Cihan
05-01-2011, 08:02 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (5)
Bu konuyu yazdır


Yazar: VeYSeL
04-30-2011, 10:15 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (25)

:.( Arkadaşlar.. :.(

Mavişim ile ilişkimize Yaklaşık 1 ay ara verme kararı aldık... Sorun onda değil bendeydi.. en doğrusu bu olacaktı..
:bye:

Zincirini zamanında değiştirmemiştim.. Bu büyük bir hataydı.. :.(

Tüm sevenlerimize duyurulur.. :bye:

Bu konuyu yazdır


Yazar: Cihan
04-30-2011, 06:02 PM
Forum: Kişisel Raporlar
- Yorumlar (9)

Arkadaşlar yarın 1 Mayıs ve ben nöbetçiyim bu sebeple cumartesi günü beni kimse tutamaz dedim düştük yollara. Gittiğimiz yerin fikir babaları TR RIDERS grubu oldu. 1. köprüden geçip TEM'den Çatalca çıkışından çıkıp Akalan köyüne giriyorsunuz ve meşhur Kırkpınar kuzu tandır ustasını hemen görüyosunuz. Çok sevimli bir mekan. Kalabalık gruplara kendi arazilerinde tam bir piknik havasında doğa ile iç içe nefis yiyeceklerle hizmet veriyorlar. Etleri kendi besledikleri hayvanlardan, manda yoğurdu yine yerli imalat salata bahçe mahsülleri yani İstanbulda öyle bulabileceğiniz lezzetler değil bunlar. Zaten bir çok motosiklet grubunun iyi bildiği bir mekan. Herşey güzel fiyatlarda bu lezzet ve ortamda gayet hesaplı. Bir kilo tandır 50 tl. Kaç kilo yada gram istersen ona göre geliyor masana.

Dönüş yolunu 2.köprüden yaptık çünkü ormanlık alanlara girip biraz virajlı yollarda şöyle doğa içinde sürelim dedik. Dönüş yolu muhteşemdi Belgrad ormanları zaten anlatılmaz yalaşır cinsten. Bentlerden geçip Maslak'a çıktık ve sonra çevre yolu. Toplam 200Km. yol yapıldı iyi yorulduk ama değdi.
Şiddetle tavsiye edilir.

adszbmp.jpg

29042011190.jpg

DSC00541.jpg

DSC00608.jpg

DSC00600.jpg

DSC00596.jpg

DSC00588.jpg

DSC00583.jpg

DSC00572.jpg

DSC00562.jpg

DSC00558.jpg

DSC00547.jpg

DSC00576.jpg








Fotolar Facebookda

http://www.facebook.com/media/set/fbx/?s...f5536412c6




DSC00554.jpg

DSC00552.jpg

29042011196.jpg

29042011194.jpg

29042011192.jpg

2.jpg

4.jpg

29042011193.jpg

Bu konuyu yazdır


Yazar: sipsivri
04-29-2011, 03:43 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (6)

Arkadaşlar,

Bizim grupda bir dostumuz motosikletler için Led Far+Çakar yaptı.Ben hemen kendi motoruma takdırdım.Sonuç inanılmaz,heleki çakar pozisyonunda iken önünüzdeki araçlar çil yavrusu gibi dağılıp size yol veriyorlar.Belki sizlerden de ilgilenen çıkabilir.Eğer isteyen olursa bize verdiği fiyatdan sizin içinde alabilirim.Konu ile ilgili benim yaptığım duyuru şu şekilde idi

Arkadaşlar,

Halil Yarlıgan dostumuz çok güzel bir Led Far+Çakar imal edip satışa sunmuştur.Ürünü ben hemen kendi motoruma takdırdım.Mükemmel bir sonuç elde ettik.Özellikle çakar pozisyonunda iken önünüzdeki araçlar sizi görür görmez hemen kendilerine bir çeki düzen veriyorlar veya saygıyla kenara çekilip size yol açıyorlar :)) Tabi yanından geçip gittikden sonra arkamızdan ne diyorlar onu bilemeyeceğim.Yani kısaca demek istediğim ürün bizzat tarafımdan test edildi ve onaylandı.Düşünen arkadaşlar var ise hiç fazla düşünmesinler fırsat ayağınıza geldi işte.Ürünün muadilleri piyasada 250-275 TL arasında satılıyor.Halil'in perakende satış fiyatı 180 TL olmasına rağmen TR Riders üyelerine özel bir iskonto uygulayarak 150 TL den verecek.Ürünün montajı son derece basit,dilerseniz kendiniz bile takabilirsiniz.Yok ben uğraşmam diyorsanız herhangi bir motor servisi veya oto elektrikçide 5-10 TL ye takdırabilirsiniz.

Ürünün sahibinden.com daki linki aşağıda

http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-ye...265/detay/


Fotoda koyalım

Fotoraf0177.jpg

Fotoraf0176.jpg

Fotoraf0175.jpg

Fotoraf0174.jpg

Fotoraf0173.jpg

Fotoraf0169.jpg

Fotoraf0166.jpg

Bu konuyu yazdır


Yazar: emomen
04-28-2011, 09:11 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (9)

Bu haberi yıllar önce okumuştum şimdi yine gözüme çarptı ve sizinle paylaşıyorum, umarım okursunuz.



Selamlar. Çok uzun bir zamandır yazdığım ilk yazı. Hayatın içinden bir kesit. Hem acı, hem tatlı anıların olduğu bir parçası hayatımın. Dibe vuran bir hayattan, adım adım zirveye yolculuğunun hikayesi.

Bu zirve yolculuğu hikayesi birkaç yıl öncesine dayanıyor. Ampute
olmadan öncesine kadar gidiyor aslında.

İlk zirve maceram 11.Haziran 2006'da Orta Torosların Medetsiz
Zirvesiydi (3524m). Bu zirve sonrası 3 kişilik ekibimiz ile başka
zirvelerin planlarını yaptığımız dönemlerde gözümüzü Aladağlar'a
dikmiştik. Ekipteki en tecrübesiz dağcı ben olduğum için seçilen
zirvenin bana uygun olmasına dikkat edilmişti. Planımız Ekim 2006'da
Emler Zirvesine (3723m) tırmanmaktı. O günlerde planlanan çıkış
tarihini birtakım sebeplerden ötürü bir hafta ertelememiz gerekmişti.
O hafta aniden kış bastırdı. Tırmanışı 2007 baharına erteledik.

Kim bilebilirdi ki 2007 baharının ne süprizler getireceğini.

Süpriz denince akla hep hoş, toz pembe süprizler geliyor tabi. Benimki
ise biraz farklıydı.

19.Mart.2007'de sabah işe giderken bir motosiklet kazası yaptım.

motorumdan geriye kalanlar
kazamotor.jpgw640.png

aractan geriye kalanlar
kazaarac.jpgw640.png

benden geriye kalanlar :P
dipz.jpgw369.png

forumda kaza haberi
http://www.motosiklet.net/forum/taziye-t...-kaza.html

Geçirdiğim kaza sonucunda sağ ayağımı diz altından kaybettim.
Sol dizim ancak 5 ameliyat sonrası toparlandı. Toplamda 107 gün hastanede
yattım ve aylar sonra tekrar ayağa kalkmayı başardım.

27 yaşında, ayakta durmayı, yürümeyi sil-baştan öğrendim.

ilk ayaga kalktıgım an
birmangaadam.jpgw427.png

Bu kaza bir seferde o kadar çok şey götürmüştü ki!
Hastanede geçirdiğim günlerde hep birşeyi düşündüm durdum.
Kaybedilenlerin boşluğunda kaybolmak mı? Yoksa bu boşlukları
dolduracak birşeyler bulmak mı?
Alınacak en önemli karar buydu.
Ben boşlukları doldurmayı tercih ettim. Bunların boşluğunda
kaybolmamak, bu boşlukları dolduracak birşeyler bulmak için çok çaba
sarf ettim.

Kaybedilen bir uzuv, motosiklete binememek, yada ertelenmiş bir Emler
Zirvesi tırmanışı ve daha neler neler olabilirdi. Olabilirdi diyorum
çünkü kaybedilenlerin neler olduğunu düşünmek yerine ben mevcut
şartlarla neler yapabileceğime odaklanmakta kararlıydım. Neleri
yapamıyorum değil, neleri yapabilirim di asıl mesele.
Böyle de yaptım...

Bence "hayatta ki tek engel bir engel olduğunu düşünmekti!"
İnsanlar engelleri kafalarında yaratıyorlar. Ne kendiniz ne de bir baskası icin bu engelleri yaratmayın.

Hastane günlerinde, dim dik ayakta duracağım gunleri beklerken, bir
hayalim vardı.

Kaza öncesinde ertelediğim bir tırmanış - EMLER ZIRVESİ tırmanışı.

Birşeyleri yarına ertelenmesi durumunda onları sonsuza kadar kaybetme
riskinin nedemek olduğunu çok iyi anlamıştım yaşadığım kazada.

Protez rehabilitasyonu, sonrasında yürümeye tekrar başlamam ve
çarşakta ilk adım, karda ilk adım derken ilk birkaç km'lik yürüyüşler
gerçekleşti...

karda ilk adım
kardailkadim.jpgw640.png

çarşakta ilk adım
carsaktailkadim.jpgw640.png

Emler öncesinde bir zirve denemem daha olmuştu. 13.Temmuz.2008'de
Medetsiz'e tırmanmayı denedim. Ancak 4 saatlik bir yürüyüş ardından
havanın bozması ve fiziksel olarak tükenmem sebebi ile dönme kararı
aldım. Bu tırmanışımda bana 3 dağcı arkadaşım eşlik etmişti

temmuz bolkar'lar denemesi
bolkarlar.jpgw427.png

Dönmek, çok zoruma gitmişti.
"Vazgeçeceğin noktayı bilmekte bir erdemdir" diyerek kendimi içten içe teselli etmeye çalıştım.

İnanmıştım, çabalamıştım, bırakmam gereken yeri de bilmiştim...
İşin özünde önemli olanda buydu.

Artık zirvelere sadece uzaktan bakmaya karar vermiştim. Bu beni sık
sık dağlara gitmekten, yürüyüşlerden, kamplardan alıkoymadı. Dağlardan
vazgeçmemiştim. Heybetli dağların büyüleyici görüntüsünden, temiz
havada yürüyüşlerden vazgeçmemiştim.

Genelde Toros'larda bildigim patikalarda yürüyüşlerime devam ettim.
Kimi zamanlar 5-6km bazen 12km'lik yürüyüşler yaptım arkadaşlarla.
Dağcılık oynuyorduk bi nevi. Genelde 2800~3000 metre rakımlara
çıkıyorduk. Biraz mangal keyfi biraz spor...

daglarda devam
daglaradevam.jpgw640.png

yürüyüşlere devam
toroslar.jpgw640.png

EMLER ZİRVESİ - Hayal'di... Hedef'e dönüştü...

22.Ekim Perşembe günü gelen bir telefon ile aldığım Emler Zirve
Tırmanışı daveti bir anda herşeyi değiştirdi.
Kim bilebilirdiki vazgeçmemenin bukadar önemli oldugunu.
Son haftalarda yapmış olduğum antrenmanlar bu tırmanış için hazır
olmamı sağlamıştı. Şansımı deneme konusunda beni cesaretlendirdi.

Tekrardan hedef belirlemiştim. Emler Zirvesi - Aladağlar.

Yüreğimde derinlerde hissediyordum. Olacaktı. İnanıyordum. Önümde
hiçbir engel yoktu.
24.Ekim cumartesi saat 13:00 sularında Ortapedia Hastanesinin önünde
katılımcı grup ile bulustuk. Adana'dan harekete geçtik.
Demirkazık Dağ Evinde bir traktöre binerek Sokullu Pınar'da kamp
yerimize doğru harekete geçtik.
Akşam sakin geçti. Sırtımı kamp ateşine dönerek tüm gece zirvelere
baktım. Bir aksilik çıkmaması için, bana güç vermesi için dua ettim.

Sabah 06:00'da harekete geçtik. Rehber Mehmet Şenol ve Ortapedia
hastanesi kadrosundaki dağcılardan oluşan bir ekiple yola çıktık.
Yolun bir kısmında katır sırtında devam ettik. Her adımda heyecanım
biraz daha artıyordu.
Kapı, Karayalak Vadisi, Çelik Buyduran derken Emler Zirvesine giden
patika yol görünmüştü.

İlk kez o zaman kesin olarak emin oldum. Bu zirveye çıkacaktım.
Gerekirse sürüne sürüne...
Kazadan önce çıktığım en yüksek nokta Medetsiz'di - yükseklik 3530m'yi
gösterdiğinde her adımda bir ilke imza atmaya başlamıştım. Yan
tarafımda Göller Platosu, Direk Taş manzarası beni büyülüyordu.
Yukarıda da EMLER.

Kısa bir sure sonra 13:30 sularında EMLER ZİRVESİNE (3723m) çıkmıştım.
Demirkazık ve diğer zirveleri izledim. Çamardı, Çukurbağ tarafına
doğru baktım.

Bir HAYAL'di EMLER, yılmamış, vazgeçmemiştim. Bir HEDEF olmuştu. O
anda ise GERÇEKLEŞMİŞTİ.

emler zirvesi - 3723 metre
zirve.jpg

Kendime, aileme, sevdiklerime bir söz vermiştim. Kaza veya başıma
gelenler beni yıkamayacaktı. Ben dimdik ayakta duracaktım. Bunu
başardığımın en somut örneğiydi EMLER ZİRVESİ.

Herkes için geçerlidir! Hayatta ki tek engel bir engel olduğunu düşünmektir.
Inanmak, çabalamak, zorluklardan yılmamak önemlidir, gereklidir.
ATATÜRK'ün de dediği gibi - "MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ
ASİL KANDA MEVCUTTUR !"


Zirvede çektirdiğimiz hatıra fotoğrafları ile bu anı ölümsüzleştirmiştik.

Kim bilir, belkide zirveye çıkan İLK TÜRK AMPUTE DAĞCI olmuştum.

İnsanın hayatında başına gelebilecek büyük olaylar vardır. Benim
yaşadıklarım gibi.

Bizler çoğu zaman bu olayları herşeyin bittiği an olarak kabullenir ve
hayatımızı yaşamamak yönünde kararlar alırız...

Halbuki bu olaylar en çok bir satır sonudur. Bir sayfa sonudur.
Yapılması gereken, yeni bir satır başı; yeni bir sayfa başıdır...
Hayatı doya doya yaşamak yönünde kararlar almaktir.
Bu zirve bu şekilde alınan kararlar zincirinin neticesidir.

Yaşanan bu olaylar neticesinde alınması gereken dersler nelerdir peki?
Biraz da bundan bahsetmek istiyorum.

1. Tesadüf eseri yaşar şekilde hareket etmeyin.
Bu şekilde motor, araba kullanmayın. Yaptığınız her ne ise, tesadüf
eseri yaşar şekilde yapmayın.

2. Tedbirli olmak pişman olmaktan iyidir.
Sonradan üzülmek ve hataları telafi etmek için çabalamak yerine, en
baştan tedbirli olun arkadaşlar.

3. Tek dileğim "Dilerdim ..." ile başlayan cümlelerle yaşanmasın hayat.
Keşkeler, inanın hiçbirşeyi düzeltmemekte. Her ne olursa olsun daima
ileriye bakın. İnanın, sadece anı değerlendirmek ve geleceğe şekil vermek elimizde.

4. Trajediler ve kötü süprizler de en az iyi süprizler kadar doğaldır.
En kötüsüne de hazırlıklı olun.
Dedim ya, trajediler en çok bir satır sonu / sayfa sonu olabilir. Bir
nevi yeni bir başlangıçtır aslında.
(Trajedileri komediye cevirin, bu pozitif enerji ruhunuzu besleyecektir. Gerekirse kendi kendinizle dalga geçecek kadar cesur olun.)

fotograftaki sır :P
trajedikomedi.jpgw481.png

5. Hedefler tek hamlede ulaşılır olamaz her zaman.
Küçük küçük adımlar atacak kadar sabırlı olun. Hedefiniz her ne ise
bunu başaracağınıza inanarak atın bu küçük adımları. Başarıya inanmak,
sabırlı olmak ve vazgeçmemek anahtarınız olsun.
(ben yürümeye 27 yaşında yeniden başladım, ilk adımları paralel barlarda attım, sonunda 3723 metreye çıktı bu adımlar)

6. Doğa da temel bir kanun vardır. Akım dirençsiz yolu tercih ederek,
kısa devre yapar ve tamamlar devreyi. Siz bu kanuna inanmayın,
uymayın. Zorluklar karşısında yılmak kısa devredir, siz dirençli - zor
olan yolu tercih edin. Yılmayın zorluklar karşısında.


7. Ertelemeyin. Hayallerinizi, hedeflerinizi, aklınızdan geçenleri
ertelemeyin. Bugün ertelediklerinizi, yarın için yapabileceğinizin garantisi yok.

8. Her yeni gün, dün den daha iyi olacak diye bakın hayata. Yarını daha iyi yapacak tek şey sizin bakış açınızdır.

---

Zamanında bir mesajımda kaza sonrası süreci şu şekilde ifade etmiştim

Yuce Allah’in hayatımı bagişladigi korkunc kaza sonrasi, aranıza donusumun ilk asamasi (hastanede yatıs) tamamlandı. simdi tekerlekli sandalyede gececek ve ayaga kalkısın altyapısı olacak 2 nci asama basladi.

Bundan sonrasında 3ncu asamada koltuk deynekleri ile ayağa kalkmak ve fizik tedavi geliyor. Daha sonra 4ncu asamada protez secimi ve rehabilitasyonu… veee sondan bir onceki asamaada -5nci asama- protez ile yasama alışmak – calısmaya baslamak, serbestce yurumek,eglenmek vb – eski gucumu ve reflekslerimi yakalamaya calısmak…

Gelelim 6nci asamaya – simdilik surpriz olarak kalsin. Ama isteyenler hayal gucunu bir kullansin… benim yerimde olsaniz siz ne yapardiniz???


Artık 6ncı aşamanın ne olduğunu biliyoruz.

Bundan sonrasında ne var peki hayatımda?
Artık daha yükseklerde gözüm yok. Belki bir kısmınızın basın kaynaklarından okumuş olacağı üzere Emler Zirvesinden evlenme teklif ettiğim bir kız arkadaşım var. Bende bu kervana katılıyorum yani. Bundan sonra tüm enerjimi yeni kuracağım bu ailenin temellerinin sağlam olmasına harcayacağım.

Hepinizin hayatta tüm dileklerinin gerçek olmasını ve sağlıklı mutlu bir hayat dilerim…

Selamlar
Kemal


basında gecen söz konusu haberler
star haber bulteni

http://www.beyazpencere.com/Video/Iste-A...20844.aspx

hurriyet gazetesi - ulusal - 29 kasım
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=13065013

alıntı

Bu konuyu yazdır


Yazar: MehmetK
04-28-2011, 09:08 AM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (14)

Arkadaşlar, şimdi size çağın çok gerisinde kalmış bir zihniyetin, Trafik Ceza Kanununa yansımasını göstereceğim.

Aşağıdaki madde 2011 itibarı ile yürürlükteki 5252 sayılı kanunun, 7. maddesine göre belirlenen idari para cezalarından dır.

Ceza maddesi: 78/1-b
Tanım: Motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı bulundurmaması ve kullanmaması
Kime : Uymayanlara
Ceza miktarı: 66,00 TL.
Ceza miktarı (Peşin): 49,50 TL.
Ceza puanı: 15


Trafik ihlalinin konusunda KASK kelimesi geçmemektedir.
Şantiyelerde kullanılan BARET de aynı kapsamda değerlendirilebilir.
Kask ve kask teknolojisinin geldiği noktadan bizim kanun yapıcılarımızın haberi yoktur.

Esas mevzu "koruma başlığı ve gözlüğü" deki, gözlüktür.
Her motosiklet kullanıcısı koruma gözlüğü takmak zorundadır.
Bu gözlük nasıl birşeydir? ve nerede satılır?

Öncelikle, böyle bir gözlüğün satışı günümüzde yoktur.
Kask kullanan birinin, zaten böyle bir gözlüğü kullanmasına da gerek yoktur.

Kafanızda canlanması için biraz açayım. Buradaki gözlük tanımı, eski nazi Almanyası filmlerinde, sepetli motosiklet kullanan es-es askerlerini gözünüzde canlandırın. Yada, yine eski Ameriken filmlerinde, harley kullanan çete üyeleri, James Dean filmleri filan aklınıza gelsin.
İşte, kaskın daha icad olmadığı zamanlarda, kafaya takılan TAS'ın yanında bir de göze sinek, böcek kaçmasın diye gözlük takılırdı.

Şimdi soruyorum size. Bu gözlükten hangimizde var?
Trafik polisi ile zıt gider yada polis bizim tipimizi sevmesse, bize ceza yazmaması için önünde bir engel varmıdır.

Sonuç: Hepimiz trafik kanununa muhalif bir şekilde motosiklet kullanıyoruz.
Motosiklet kullanımı için özel olarak yapılmış, Kask, mont, bot, pantolon, bellik, eldiven, dizlik, reflektörlü yelek kullanıyoruz. A2 ehliyetimiz, motosiklet muayinemiz ve trafik sigortamız var.
AMA YİNE DE YETMEZ
(Belki birileri bu yazımı okur. Belki biryerlere gider. Ve belki de bu tarz saçmalıklar değişir. Belkiiiii)

Bu konuyu yazdır


Yazar: VeYSeL
04-28-2011, 08:04 AM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (6)

Milliyet Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Elektrikli bisiklete ehliyet zorunluluğu
Ehliyet ve ruhsat istenmemesinin yanı sıra tasarruflu olması nedeniyle de kullanımı hızla yaygınlaşan elektrikli bisikletler, bundan böyle motosiklet kapsamında olacak


‘Çevre dostu’ taşıt olarak bilinen elektrikli bisikletler, ehliyet ve ruhsat istenmemesinin yanı sıra akaryakıt yönünden de tasarruflu olması nedeniyle büyük rağbet görüyor. Ancak, trafikte çocuk yaştakilerin bilinçsiz kullanımı, kural ihlalleri ve meydana gelen kazalarla ilgili yoğun şikayetler alınması üzerine; Emniyet Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı temsilcilerinin katılımıyla toplantı düzenlendi, “Elektrikli Bisiklet Kullanımı”na yönelik yeni düzenlemeler getirildi.

600 TL ceza uygulanacak

Buna göre; artık elektrikli bisiklet kullananların ehliyet sahibi olması gerekiyor. Yapılan açıklamada, şu satırlara yer verildi: “Gücü 0.25 kilovattan, hızı 25 kilometreden az olan elektrikli bisikletler, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde tanımlanan motorlu bisiklet sınıfına alındı. Bu araçları kullananların, A1 sınıfı sürücü belgesi olması gerekiyor. Ehliyeti olmayanlar hakkında, Karayolları Trafik Kanunu’nun 36. maddesi gereğince 600 TL adli para cezası uygulanacak. Öte yandan ehliyetsiz sürücü araç sahibi değilse, araç sahibine de ayrıca 290 TL idari para cezası tatbik edilecek.” Öte yandan elektrikli bisiklet sürücülerine, motosiklet kullanıcıları gibi kask takma zorunluluğu da getirildi. Kasksız sürücülere de halen 66 TL idari para ceza uygulanıyor.

Yapılan düzenlemeler, vatandaşların can ve mal güvenliğini korumaya yönelik. Bundan böyle denetimlerde, A1 ehliyeti olmayan ve kask takmayan elektrikli bisiklet sürücüleri hakkında yasal işlemlerin uygulanacağı, vatandaşların bu konuda gerekli dikkat ve hassasiyeti göstermeleri gerektiği bildirildi.

Bu konuyu yazdır