-
AMATÖR DENİZCİ BELGESİ
Forum: Genel Muhabbet
Son Yorum: VeYSeL
11-07-2022, 05:55 PM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 953 -
Üye Rozetleri
Forum: Genel Muhabbet
Son Yorum: VeYSeL
11-04-2022, 09:20 AM
» Yorumlar: 23
» Okunma: 4,590 -
ZONGULDAK YOLCUSU KALMASI...
Forum: Kişisel Raporlar
Son Yorum: VeYSeL
11-04-2022, 07:51 AM
» Yorumlar: 7
» Okunma: 1,140 -
Benzine zammmmm
Forum: Genel Muhabbet
Son Yorum: VeYSeL
11-03-2022, 11:38 AM
» Yorumlar: 17
» Okunma: 7,982 -
Mini IRONBUTT (Eskişehir'...
Forum: Kişisel Raporlar
Son Yorum: doctor
10-04-2021, 01:44 PM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 820 -
GMK Whatsapp ACİL ve gidi...
Forum: Moto Kafe
Son Yorum: EmreGndZ
05-21-2021, 07:14 AM
» Yorumlar: 323
» Okunma: 91,033 -
Yardım
Forum: Sohbet & Muhabbet
Son Yorum: Barış
05-06-2021, 07:42 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 3,291 -
Square Tin Containers Wit...
Forum: Sohbet & Muhabbet
Son Yorum: Lindajeon
04-13-2021, 07:17 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,502 -
İndirimli Ürünler
Forum: Market
Son Yorum: MuratD
03-10-2021, 07:38 AM
» Yorumlar: 11
» Okunma: 3,113 -
Excell sayfalarını birleş...
Forum: Dökümanlar
Son Yorum: ahmetyildirim
02-07-2021, 12:32 PM
» Yorumlar: 10
» Okunma: 6,073
- Toplam Yorumlar:77,037
- Toplam Konular:4,172
- Toplam Üyeler:1,635
- Son Üye:Rukiye Ünal
Motorumun sol grenajında yoğun çizik vardı. Bu durum canımı sıkıyordu. Bu gün yeni öğrendiğim yöntemi denemeye karar verdim.
Yöntem motor grenaj üzerindeki çiziklerin ince su zımparası ile zımparalanarak
çiziklerin giderilmesini sağlamakta. Grenajın çizik bulunan bölgesine kısmi zımpara yapıyoruz. Ardından polisaj malzemesiyle polisaj yapıyoruz. Tabiki pasta cila şart. Bu malzemeli birçok yerden temin edebilirsiniz.
Burda önemli olan çiziğin boya tabakasına kadar inmemiş olması şart bu yöntem için. Daha derin çiziklerde işe yaramaz.

Grenajın ilk hali

Zımpara sonrası

polisaj sonrası
Hava karardığı için pasta cila sonrası fotoları çekmedim daha.
Yıllık izinde Veyselle gitmeyi planladığımız karadeniz turunu bazı nedenlerden dolayı iptal etmemiz gerekti ilerki zamanlarda inşallah gerçekleştirme fırsatımız olur. Niyetine girip bir çok hazırlıktan sonra gitmemek olmazdı karadeniz turunun rotasını kısaltarak batı karadeniz rotamızı çizip karı koca düştük yollara.
Motoru güzelce yüklüyorum bütün kontrolleri yapıyorum yolda cankıcı bir olayla karşılaşmamak için.


börtü böcek yeşil meşil derken birden kara bulutlar çökü veriyor üstümüze.


ve en sonun da biraz serinliyoruz



ne kadarda yağmurdan biyerlere sığınsakda yağmur dindi tam zamanı diyip yola her çıktığımızda foşşşş yağmur sırıl sıklam ediyordu adapazarı karasu arası 60 km yolda nasıl olsa ıslanmıştık vakit kaybetmemek için yağmura bırakıyoruz kendimizi.


karasuda babam ve annem karşılıyor bizi sabah eve girdiğimizde saat 9 civarıydı dışarıda yağmur yağıyor zannediyorduk fakat baya baya dolu yağıyormuş yolda kollarıma çarpan yağmur damlaları canımı yakıyordu meğersem o düşenler misket gibi doluymuş :hö:



Kahvaltı falan yapıp oyalanıyoruz biraz öğlene doğru hava açıyor dalıyoruz bahçeye mahsule bakmaya. Birazcık bizim bahçeden.




Hava iyiden iyiye açıyor ve düşüyoruz tekrar yola rota zonguldak ereğli.





tüneller umutlandırıyor ereğliye yaklaştık sanırım.


okadar çok tünel varkı peş peşe 6-7 tane tünel geçiyoruz.

okadar çok tünel varkı peş peşe 6-7 tane tünel geçiyoruz.


en sonunda ereğliye varıyoruz

rotamızı zonguldağa çeviriyoruz vakitlice amasraya varmayı planlıyoruz.




evetttt nihayet zonguldaktayız ve baya acıktık gezmeye fırsatımız olmuyor pek, yemeğimizi yiyip yola düşmemiz gerek amasraya doğru uzun bir yol bizi bekliyor.



tekrar yollardayız bekle bizi amasra biz geliyoruz.



hava kararmaya başlıyor gündüzün sıcağı yerini akşamın serinliğine bırakyor ve yol daha bi keyifli oluyor.



saat bi hayli geç oldu ve yolda bi ben varım in cin top oynuyor ışıkları söndürüp bi foto çekiyoruz. orda birimi varrr:eyvah::eyvah:
en sonunda amasraya varıyor ve konaklama için iyibir mebla ödedikten sonra odamıza yerleşiyoruz. face e bakarken aha oda ne mümin kendini amasrada diye etiketlemiş hemen ona ulaşıyorum gece ufak bi şehir turu yol muhabbeti çay çorba derken sabah buluşmak üzere ayrılıyoruz.
balkondan bir kare, kahvaltıyı yapar yapmaz hemen denize koşuyorum.

öğlen yemeğini amasraya özgü bir salatayla süslüyoruz masamızı


barış akarsu


burasıda tavşan adası :]

büyük cesaret

öğlenden sonra şehir turu yapıyoruz ve hazırlanıp kurçaşile ve ardından cideye doğru yola koyuluyoruz.


bir çok yerde yollar çok bozuk yada yol çalışması olduğundan toz duman mıcır ne ararsan vardı.



bu uyarıyı dikkate almamak olmazdı


yollar sıcaktan okadar ısınmıştıki asfalt erimiş ve jilet gibi kaygandı karayolları bunu yola stabilize serperek minimize etmeye çalışıyorlar.

kurucaşile tam bir sahil kasabası ufak bir mola verip soluklanıyoruz.



bu arada km de baya yeni eğitim sistemi gibi olmuş :P

ve işte beklenen tabela

Muhteşem bir doğa harikasını içinden sıyrılıp cideye varıyoruz.

Kendine özgü sessiz sakin bir yer cide konaklama için fiyatları uygun şezlong kavgası yaşatmıyor.


cidede bir gece konakladıktan sonra tekrar düşüyoruz yollara plan şenpazar ordanda kastamonu merkeze gün içinde varmak.



artçı kendisinide unutmamış bir aynanın iki yarısı

bizde öyle yaptık !!!!

makyaj molası :)

ağlı kalesi tabelası dikkatimizi çekiyor ve uğramadan geçmek olmaz diyoruz.





ağlı kalesi aslında sarp yüksek kayalıklardan oluşan bir yer kale denmesinin de sebebi oymuş .

tekrar rotamıza girip kastamonuya doğru sürüyoruz.

yol mükemmel okadar çok bozuk yollarda sürmek zorunda kaldıktan sonra bu yolun keyfini anlatamam.

beygirin muaynesi bitmişti ve yola çıkmadan yaptırma fırsatı bulamamıştım kısmet burayaymış Kastamonu tüv türk istasyonu.

kastamonuya varıyoruz konakıyacak bir otel bulduktan sonra hemen çarşıya atıyoruz kendimizi.

ne taraftan gidicez:O:O





kastamonu kalesi











kastamonu panorama

buda ilk defa gördüğüm bi sistem hava soğutmalı bir motora pervane takviyesi


içeride fotoğraf çekmek yasak



burasıda başka bir türbe kapıdaki teyzeyle laflıyoruz biraz yaklaşık 20 yıldır bakıcılığını yapıyormuş.


okadar çok gezdikki depolar boşaldı eee fullle demenin zamanı geldi



kastamonudada bir gece konakladıktan sonra kendi köyüme uğramadan olmazdı kastamonunun bir ilçesi olan azdavaya doğru yola koyuluyoruz.

köyüme geldim sayılır başakçay 8km diyor


işte bizim ev

köye varır varmaz direk mezarlığa dedem ve ninemin yanına çıkıyorum.(allah mekanlarını cennet eylesin)

köyde biraz soluklanıp rezarvasyon yaptırdığım yere doğru yola koyuluyorum. Babamın dayısı Namı diyar kara izzetin konağına doğru.

burası okulmuş fakat köylerde genç nesil kalmadığından kapanmış.

İzzet dayını evine varıyoruz ve sofrayı hazır buluyoruz.




çok güzel ağırlanıyoruz gerçekten sabah kahvaltımızı yapıyoruz ufak kontrollerden sonra yola devam.


yola devam





pınarbaşı ılıca şelalesine uğruyoruz.

enduro olunca insan limitlerini bimeli şimdi anlıyorum geçer dedik ağızdan çıktı geçecek.






safranboluya doğru düşüyoruz yola


askerliğini safranboluda yapmış biri olarak insan uğramadan geçmek istemiyor.



safranboluya vardık kalacak yer yemek falan filan derken nihayet çarşıya atıyoruz kendimizi.






arkadaşın marifatleri bununlada sınırlı değil

adam suyun içilir kısmından içiyor

bir tur atmak istedi fakat izin vermedim :)


konaklamayı cinci handa yaptım gayet güzel ve rahat bir mekan sabah kahvaltısı mükemmel insan seçim yapamıyor.



seyfonun tavsiyesiyesi bağlar gazoz içmeden gelme dedi ben öyle yaptım gerçekten güzel bir aromaya sahip safranboluya özgü bir gazoz.

tabiki gazozu bunların üstene içtim çokmu yedik neee:hö::hö:


safranboluya hem tarihi yapısı hemde mencilis mağrası için gelinebilir gerçekten güzel.

mağraya ulaşmak adamı birz yoruyor.












safranboludan ayrılma vakti geldi çattı hazırlıklarımızı yapıp yola koyuluyoruz. GMK dan bazı arkadaşların Düzce motosiklet kulubünün düzenlediği festivale katıldığını öğreniyoruz ve düzce bizi bekle :)



yurdumun lokomotifi Kardemir





düzceye varıyoruz da bizimkileri nasıl bulucaz derken bir gurup motosikletli yanımızdan geçiyor hooppp takıl peşlerine:)


yüzler gülüyor en sonunda festival alanındayız


yorgunluktan olsa gerek düzcede pek fotoğraf çekmemişiz gidecek yolumuz var daha festival alanında soluklandıktan sonra akşam serinliğine tekrar yollardayız.

sağ salim tatlı bir yorgunlukla çok şükür evimize varıyoruz.
Emniyet Genel Müdürlüğü Karayolları Trafik Kanunu'nun 35 maddesinde değişikliğe gitti! 'Emniyet şeridi ihlali' ilk kez tasarıya girdi. Emniyet şeritlerinden geçen sürücülere 72 TL para cezası kesiliyordu. Yapılan değişiklikle bu rakam 650 TL'ye yükseltildi.
http://gundem.milliyet.com.tr/trafik-cez...efault.htm
Arkadaşlar sevgili Transalp'imi satıyorum. Üzücü bir ayrılık olacak fakat saklayacak yerim yok iki motoru doğrusu. :utan:
40 binde almıştım ve şu anda 63 binde. Size uzun anlatmaya gerek yok zaten. Bu CBF1000 bir anda kanıma girdi ve yollar ayrıldı.
12.000 fiyat istiyorum. Bizlerden biri alırsa yan çantaları da veririm. Arka çantayı veremiyorum. Hiç bir sorunu olmayan gücü torku yerinde bir makinedir. :çiçek:
Motorumu boyatıp beyaz yapmak istiyorum. Görüşlerinizi alabilirmiyim. Birkaç tane örnek var. Hangisi daha göz alıcı..
http://youtu.be/bmMbkfiUL3Y
http://youtu.be/tUk6cv9HJN8
http://youtu.be/GjmfMor8464
DL650 si olan ve olacak olanlar için güzel bir video
Özellikle kumpas ile tekerlek hizalama ilginç ve herkesin işine yarar.
Geçtiğimiz günlerde sevgili büyüğümüz , abimiz , YÜCE insan Atilla YÜCA nın 301 inci yaş gününü kutlatık...
Allah hepimize uzun ömür nasip etsin...
: ))
http://www.youtube.com/watch?v=gKkeQLyQPzI
YATIŞ AÇISI
İster 250 cc lik bir motor olsun isterse goldwing türü bir motosiklet olsun, yattığınız oranda lastiğin yol tutuşu azalır. Tüm motorlar aynı dönemeç hattında ve aynı hızda aynı miktarda yatar. Çünkü yatış açısı iki kuvvet tarafından belirlenmektedir. Bu iki kuvvetin dengelenmesiyle oluşan yatış açısı motorun ve sürücünün çekim merkezi üzerinde etkin olmaktadır. Kuvvetlerden biri yer çekiminin etkisiyle aşağı doğru dikey vaziyette olarak diğeri ise atıl kütle ivmesini etkisiyle yatay olarak sürüş yönüne doğru hareket eder. Bahsi geçen her iki kuvvetin kütle ile dengesinin ardışık olması kütle etkisini iptal ederek yatış açısı üzerinde hiçbir etki kalmamasını sağlar. Yatış açısı hıza veya dönüş keskinliğine bağlıdır. Merkeze çeken kuvvet hızın karesi ile artar ve ters orantılı olarak dönüşün çapı ile azalır. Bu ne demektir; dönüş hızınızı iki misline çıkarmak aynı hızla dönüş çapı iki misli keskin olan bir dönemeç için gerekenden daha fazla yatış açısı gerektirir.
Yatış açısıyla ne diye bu kadar ilgilenilir?
Çok yatarsanız lastikler yol tutuşunu bırakarak sizi yola yapıştırır. Bu aslında yatış açısıyla ilgili bir şey değildir. Yatış açısı aslında yanal güçlerin uygulanan miktarını gösteren bir barometredir.
Peki, ne kadar yanal güç çok fazla yanal güçtür?
Kaliteli cadde lastikleri 1.1g gücü kontrol edebilirler. Bunun üzerinde lastik yolu bırakır. 45 derecelik bir yatış daima 1g kuvvete eşittir. Yani 45 derece sizin artık yol tutuşunun sınırında olduğunuzun göstergesidir. Buradan sonra motorunuzun hızı, tipi, dönemecin türü yada sürücünün yeteneği fark etmeyecektir.
Tabi dönüşlerde motorunuzun hızı önemli bir etkendir. Dönüş güçleri hıza son derece bağlıdır. Bir ss kullanıyorsanız ve dizinizi yere değdirmeğe çalışıyorsanız şuna dikkat ediniz: Bu 45 derecelik yatışı siz o dönemeçte 110 km süratle elde ediyorsanız, bu sefer aynı dönemeçte 45 derecelik yatışı siz 116 km süratle elde etmeğe kalktığınızda düşeceksiniz demektir. Burada ki 116 km hız 1.1g demektir. Yine eğer bu yatışlar esnasında gidonu titretir ya da bir şekilde motosiklette kararsız salınışlara sebep olursanız yine düşersiniz. Kazanın tüm gereksinimi sizin bu tür hatalarla yol tutumunun bir %10 nunu daha israf etmenizdir. Bu yüzden pürüzsüz sürüş, sarsmadan sürüş veya yumuşak sürüş ustalığın zaruri göstergesidir. Yani motor kullananlar kumandaları henüz akıcı kullanamıyorlarsa bu onların bu yatış açıları için uygun olmadıklarının işaretidir ve bu tip aşırı yatışlarla dönüşlere kalkışmamalıdırlar.
Yatış açıları bir cruiser için 30 derece ve bir spor tipi motor için 40 derece ve yarış motoru için pistlerde 50 derece olarak kabul edilebilir. Ancak imalatçılar bu değerleri nasıl hesapladıklarını açıklamazlar. Burada her motorun bileşik çekim merkezi farklı yerlerdedir, lastik çapları farklıdır ve durağanın dinamik olana karşı yüklenmesi olan bu durum aslında gerçek değerlerin yukarıda belirtilen yatış açısı derecelerinden çok daha aşağıda olmasını da imkân dâhiline sokabilir.
Bedenin bükülmesiyle yatış açısının azaltıldığı düşünülür. Burada çekim merkezinin tam yerini bilmek ancak doğru bir tahminde bulanabilmeyi mümkün kılar. Çünkü motoru kaldırmak için bedeninizi çok dışa eğseniz dahi çekim merkeziniz yine etkin olarak 45 derecelik açıda kalacaktır ve yol tutuş limitinizde yine 1g güç sınırında olacaktır. Mesela yağmurda sürüş yaparken sürücü bedenini dönüş içine eğerek motoru daha dengede tuttuğunu sanır ama bu yanlıştır. Hâlbuki burada olan tek şeyin hızın düşmesidir. Motorun dikleşmesi ile etkin çekim merkezinizde aynı oranda yer değiştirmeyecektir. Hızın karesi ile olan ilişkiyi hatırlayalım. Yatış açıları aslında sadece yanal güçlerin bir göstergesi olması açısından önemlidirler.
Kötü yol yüzeyleri hariç şunu söyleyebiliriz ki dönüş hızımızın istenilen düzeyde olamamasının tek sebebi korkudur. Lastikler kayar diye korkarız. Bu anlaşılabilir bir şeydir çünkü motosikletin merkezkaç. Kuvveti kendini sürekli hissettirmektedir.
Bu korku yüzünden her sürücü kendine has bir rahat olduğu bir sınır geliştirmiştir. Sürücünün yatış açısı bu rahatlık sınırına yaklaşınca zihin ürker ve beden kasılır. Sürücü bir dönemece alıştığından daha hızlı girmişse sürücü bu sınıra hızla yaklaşıp ötesine geçebilir. Bu durumda sürücü genellikle panikler ve sağduyuyu kaybederek akıl dışı hareketler yapabilir.
Bu paniğin sonucu olarak, sürücüler genellikle frenleri sıkar çünkü frenler onları daha evvel birçok kereler kurtarmıştır. Ama burada yanlıştır. Tavsiye edilen dönüş hızından 2-3 misli sürüşler yapıldığında dönüşten önce motoru doğru hıza düşürecek yeterli zaman olmaz. Bu durumda sürücü bu dönemeci almayı başaramayacaktır.
Krizlerle başa çıkmanın yolu soğukkanlı kalmak ve aklı kullanmaktır. Bilinmelidir ki artık eğer frenlere asılınınsa kaza olacaktır çünkü bunun için çok geçtir. Bu yüzden sürücü korkusunu karantina altına alıp motoruna güvenmelidir. Frenlere asılma içgüdülerine karşı savaşılmalıdır. Bedenlerini bilinçli olarak gevşetmeğe çalışmalıdırlar. Dönüşün içine bakmamaları yönünde kendilerine sert direktifler vermelidirler. Sonuçta sürücü iç elciği ileriye itmenin gerektiğine, motosiklete iyice kapanmak gerektiğine, ileriye çıkışa doğru bakmak gerektiğine karar verdiğinde sorunlar çözülmeğe başlar ve süspansiyonlardaki sıkışmadan da hissedilen motoru dışa çeken güce karşı kıvırma yapılır. İnanmanız lazım önce. Motosiklet çoğu kez yolunu bularak sizi dönemeçten çıkaracaktır tıpkı ray üzerindeki boşta hiçbir kayma emaresi göstermeden giden bir vagon gibi. Sürücü yeterli yol tutuşu kalmamış gibi görünen lastiklerin yanak uçlarında bu dönüşten çıktığında adrenalin onu kahkahaya boğmadan hemen önce inançsızlığın yüzünü açıkça görebilir.
Bu tecrübeyi yaşadığınızda artık sizdeki zihinsel sınır kırılmış ve çıta yükselmiştir. Bundan hoşlanırsınız. Motosikletin sınırlarını tam kavramış olmayabilirsiniz ama artık iki dakika önceki rahatlık sınırınız geride kalmıştır.

