Son Aktiviteler

Forum İstatistikleri
  • Toplam Yorumlar:77,037
  • Toplam Konular:4,172
  • Toplam Üyeler:1,633
  • Son Üye:Kerem Yahşi


Yazar: GsrEra
03-17-2011, 02:38 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (6)

İlgimi çekti ve üye olduğum bir sitede okumuş olduğum bir konuyu paylaşmak istedim.

Zülfü Livaneli yeni romanı 'Serenad'da tarihin az hatırlanan bir olayına yer verdi
Zülfü Livaneli yeni romanı 'Serenad'da tarihin az hatırlanan bir olayına yer verdi. Albert Einstein'la Türk hükümeti arasında geçen yazışmalar, Yahudi akademisyenlerin İnönü hükümetinin muhalefetine karşın, Atatürk'ün isteğiyle Türkiye'ye geldiğini ortaya koyuyor

Berlin Üniversitesi’nde ders vermekte olan Einstein, Nazilerin etkilerini artırmalarının ardından Almanya’da daha fazla kalamayacağını görmüş ve Paris’e geçmişti. 17 Eylül 1933’te Almanya’daki Yahudi profesörleri kurtarmak amacıyla bu mektubu Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’na gönderdi:
(s. 177)
Altında imzası olmasına rağmen, mektubu kaleme alan Albert Einstein değil OSE yönetimiydi. Özel sekreterinin açıkladığına göre Albert Einstein 17 Eylül’ü kapsayan 10 gün boyunca Paris’te değildi. Ama OSE antetli boş kâğıtlara imzalar atmış, gerektiğinde kullanılması için OSE yönetimine bırakmıştı. Bu durumda bu belge bir Einstein mektubu sayılabilir miydi? Bence sayılırdı, çünkü birçok politikacının konuşmalarını ‘ghost writer’ların yazmasına rağmen, bunlar o liderlerin sözleri olarak kabul edilmiyor muydu? Bu da öyle bir şeydi. Kendisi Paris dışında olsa da, mutlaka bu mektupta neler yazıldığından haberdardı. Albert Einstein imzası ile gelen mektup, onun kişisel değil ama resmi bir mektubuydu. (...) O dönemde Başbakan İsmet Bey’di. Daha soyadı kanunu kabul edilmediği için henüz İnönü soyadını almamıştı. Başbakan, bu mektubu alınca kendi el yazısıyla kenarına bir not düşüp Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’e göndermişti. Ama sonra ortaya çıkan sonuç olumsuzdu. Başbakan İsmet Bey, Einstein’ın isteğini reddetmiş ve 14 Kasım 1933 tarihinde şöyle bir mektup göndermişti:
(s. 179)
Başbakan’ın bu mektubu kapıları Alman bilim adamlarına kapatmış gibi görünüyordu ama sonuç öyle olmamıştı. Sadece Einstein’ın mektubunda teklif ettiği 40 bilim insanı değil 190 bilim insanı Türkiye tarafından kabul edilmişti. Bu bilim insanları önce Almanya’dan, 1938’teki Anschluss’tan sonra Avusturya’dan ve 1939’daki Nazi istilasından sonra Prag’dan gelmişlerdi. (...) Bu dönemde Türkiye’nin katkıları işe yaramış, mesela dokuz ay toplama kampında kaldıktan sonra kurtarılan diş hekimi Alfred Kantorowicz gibi bilim adamları İstanbul’da yeni bir hayat kurma olanağı bulmuşlardı. Başbakanın ve bakanlar kurulunun olumsuz tavrına rağmen, bu Türkiye’ye gelmelerini sağlayan güç neydi?

Atatürk bilim insanlarına kapıları açtı
Bazı kaynaklar bunu o sırada Cumhurbaşkanı olan ve Türkiye’nin acilen modernleşmesini arzulayan Kemal Atatürk’e bağlıyorlardı. Bu araştırmacılara göre Atatürk devreye girmiş ve kapıları sonuna kadar açmıştı. İlk bilim insanı grubu geldiği zaman onları Dolmabahçe Sarayı’nda konuk İran Şahı şerefine verilen bir ziyafete davet eden de oydu. Hepsiyle tek tek görüşmüş, onlara hoş geldiniz demişti.(...)
Anladığım kadarıyla Anschluss, Avusturya’nın Nazi Almanyası tarafından işgal edilmesine verilen isimdi. 1806’da sona eren Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’ndan sonra Alman ırkını birleştirmek ideal haline gelmiş, Adolf Hitler de bunun ilk adımını Avusturya’yı ilhak ederek atmıştı. Konuyu kafama yerleştirebilmek için tarihi bilgilere kısaca göz attım. Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na girmediği için bu konudaki bilgilerimiz kısıtlıydı. Almanya’da 1932 sonbaharında yapılan seçimleri, Adolf Hitler başkanlığındaki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi kazanmıştı. Hitler 30 Ocak 1933 günü başbakan olmuştu. Nazilerin o günden sonraki hedefi Almanya’daki Yahudilerin kökünün kazınmasıydı. Aslında Nazilerin Yahudi karşıtı hareketi bu tarihten daha önceleri başlamıştı ama iktidara gelmeleriyle birlikte Yahudiler üzerindeki baskı çok artmıştı. Bunu üzerine birçok Yahudi ülkeyi terk etmeye başlamıştı. (s. 181)

“Ekselansları,
OSE Dünya Birliği’nin şeref başkanı olarak, Almanya’dan 40 profesör ve doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine müsaade vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselanslarından rica ediyorum. Sözü edilen kişiler, Almanya’da yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler. Çoğu geniş tecrübe, bilgi ve ilmi liyakat sahibi bulunan bu kişiler, yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler. Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğumuz tecrübe sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi, birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir. Bu bilim adamları, bir yıl müddetle, hükümetinizin talimatları doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler. Bu başvuruya destek vermek maksadıyla, hükümetinizin talebi kabul etmesi halinde sadece yüksek seviyede bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi ifade etme cüretini buluyorum.
Ekselanslarının sadık hizmetkârı olmaktan şeref duyan,
Prof. Albert Einstein”


“Saygıdeğer profesör,
İktidardaki hükümetin politikası gereği Almanya’da bilimsel ve tıbbi çalışmalarını yerine getiremeyen 40 profesör ve doktorun Türkiye’ye kabulünü dileyen mektubunuzu aldım. Bu beylerin hükümetimiz kuruluşlarında bir yıl ücretsiz çalışmayı kabul ettiklerini gördüm. Teklifiniz çok çekici olmasına rağmen ülkemiz kanun ve nizamları gereği size olumlu cevap verme imkânı göremiyorum. Saygıdeğer profesör, bildiğiniz gibi şu anda 40’tan fazla profesör ve doktor istihdam etmiş durumdayız. Çoğu benzer nitelik ve kapasitede olan bu şahıslar da aynı politik şartlar altındadırlar. Bu profesör ve doktorlar burada geçerli kanun ve şartlar altında çalışmayı kabul etmişlerdir. Şimdiki halde, çeşitli kültür, dil ve kökenlerden gelmiş üyelerle çok hassas bir oluşum geliştirmeye çalışıyoruz. O nedenle içinde bulunduğumuz şartlar gereği daha fazla personel istihdam etmemizin mümkün olmadığını üzülerek bildiririm.
Saygıdeğer profesör,
Arzunuzu yerine getirememenin üzüntüsünü ifade eder, en iyi duygularıma inanmanızı rica ederim.” İsmet İnönü

Bu konuyu yazdır


Yazar: Barış
03-17-2011, 11:02 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (22)

Benzine 13 kuruşluk indirim

Akaryakıt ürünlerinden 95 oktan benzinin satış fiyatı bugünden geçerli olmak üzere, litrede ortalama 12-13 kuruş indirildi

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, akaryakıt dağıtım şirketlerinden Petrol Ofisi (PO) bayilerinde 95 oktan kurşunsuz benzinin satış fiyatı Ankara’da 4,15 liradan 4,04 liraya, İstanbul’da 4,15’den liradan 4,03’e ve İzmir’de 4,15 liradan 4,04 liraya, Van’da ise 4,25 liradan 4,14 liraya indi.

BP bayilerinde indirim sonrası 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı Ankara ve İstanbul’da 4,04 lira, İzmir’de 4,03 lira, Van’da ise 4,14 liraya indi.

OPET bayilerinde 95 oktan kurşunsuz benzinin litresi Ankara ve İstanbul’da 4,16 liradan 4,04’e, İzmir’de 4,15 liradan 4,03’e, Van’da 4,25 liradan 4,14 liraya indi.

Shell bayilerinde ise 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı değişmedi.

97 oktan kurşunsuz benzin ise indirim sonrası litrede 4,06 lira ile 4,07 lira arasında değişen fiyatlardan satılmaya başladı.

Dağıtım firmalarının belirlediği tavan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük çaplı değişiklikler gösteriyor.

Bu konuyu yazdır


Yazar: emomen
03-17-2011, 09:25 AM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (12)

Herkes bu sevdaya çatkapı başlamadı veya vitrinde hoşunuza gitti diye almadınız heralde değilmi :]

Motosiklet sevdasına ne zaman yakalandınız , kanınıza kimler girdi en önemlisi ilk demir atınızı nasıl aldınız ? anlatırsanız güzel paylaşımlar olacaktır.

Herkesin bu konuda anısı vardır merakla bekliyoruz :çiçek:



Bu konuyu yazdır


Yazar: GsrEra
03-16-2011, 01:35 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (437)

Arkadaşlar gördüm ki sitemizde evli olanlar kadar bir o kadarda bekar arkadaşımız var.Müzmin bekarlar olarak burda toplanıyoruz.
Günümüz bekarları sorunlarını bu başlıkta tartışacağız,
Bekarların problemleri ve çözümleri
Günümüz bekarları sosyal konumu
İnsanların bekarlara bakış açısı ve ailelerin evlendirme çabaları
Yakın evli arkadaşların bırak olum evlenmeyi ne işin var evlilikle nidaları Annelerin kız bulma çabalarıyla başa çıkma ve bu konudaki yaratıcı fikirler
Aynı zamanda hoşlanılan bir kıza yaklaşamadığında nasip değilmiş demeler Hepsi burda:)

Not: Evlilerde girebilir :)

Bekarlık sultanlık olsaydı sultanlar harem kurmazdı diyerek başlıyorum :hoba:

Yoldaşlar
Veysel
Hamit
Emrullah



Bu konuyu yazdır


Yazar: zakpelin
03-15-2011, 09:11 PM
Forum: Satıyorum
- Yorumlar (5)

Fiyat: 11.850 TL
Araç 34.000’ dedir. Değişeni yoktur. Aksesuarlara gelince;

Honda motor koruma demiri
Honda cc bar ve sehpası
Honda radyatör koruması
Honda ön çamurluk koruma demiri
Giwi çanta takımı ve çanta demirleri
Eagle Spirit plakalık
Eagle spirit aynalar
Stop lambası kaşı
Sis farları…
Görünen köy klavuz istemez…
Fiyatta çok küçükte olsa pazarlık payı vardır ancak bu pazarlık sadece motorun başında yüzyüze yapılacaktır. Araç satışı hemen verilmek suretiyle satılacaktır. Lütfen takas teklif etmeyiniz…

ozakpelin@hotmail.com 'dan benimle irtibata geçebilirsiniz.

Bu konuyu yazdır


Yazar: zakpelin
03-15-2011, 09:07 PM
Forum: Satıyorum
- Yorumlar (3)

Yamaha Virago XV 535 6.500

Araç 1995 model olup 53.500 km’dedir. Mekaniğinde ve yürüyeninde hiçbir sıkıntı yoktur. 2.000 km önce senkron, sübap, hava ayarları yapılıp, buji, yağ, yağ filtresi, hava filtresi, şaft yağı değişmiştir. Yaklaşık 5.000 km kadar önce karbüratör manifold lastikleri yenilenmiştir. Aracın üzerinde orijinal giwi cc bar mevcuttur. Önde deri sosis çanta, krom light bar ve sis farları mevcuttur…

Fiyatta çok küçük bir pazarlık payı olabilir, ancak bu telefonda yada mesajla değil aracın başında yüz yüze yapılacaktır.

ozakpelin@hotmail.com'dan benimle irtibata geçebilirsiniz..

Bu konuyu yazdır


Yazar: Cihan
03-15-2011, 09:00 PM
Forum: Dökümanlar
- Yorumlar (16)

Arkadaşlar bu konuda döküman hazırlanıyor. Aşağıdaki video güzel anlatmış.
Hastanın bilinci kapalı, sorulara yanıt vermiyor ve solunum ile dolaşım sorunları şüphesi varsa usulüne göre kaskın çıkarılması gerekebilir.

Bunun tatbikatını mutlaka hepimiz bir kaç defa yapalım.


Bu konuyu yazdır


Yazar: sipsivri
03-15-2011, 02:18 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (12)

Az önce açılan kamuflaj pantolon topiğini görünce aklıma geldi.Bu topiği üye olduğum forum sitelerinde açmıştım burada da açayım dedim.

riderdenim_sayfa.jpg

Arkadaşlar,

İzmir'de bir motorcu arkadaşımız motosiklet için kot pantolunu üretimi yapıyor.Ben aldım,çok memnun kaldım.Pantolon kevlar liflerle yapılıyor.Dizlerde ve kalça yanlarında korumalar var.Rüzgar geçirmiyor.Termal içlikle giydiğim zaman bildiğimiz cordura kumaşlı pantolonlar gibi bacaklarım hiç üşümüyor.Herhangi bir düşme anında sürtünmeye dayanıklı.Aynı zamanda yağmurda geçirmiyor.Oldukça şiddetli bir yağmura bu pantolonla yakalanmıştım.Buna rağmen eve gelip pantolonu çıkardığımda termal içliğin kupkuru olduğunu hayretle gördüm.Almayı düşünen varsa tavsiye ederim.

Pantolonu alırken çevremde de bu üründen almak isteyenler olabileceğini,fiyat ve ödeme koşullarında bir kolaylık yapıp yapamıyacaklarını sordum.En az 5 adet sipariş olması durumunda bir kolaylık yapabileceklerini söylediler.

Benim bu pantolonları üreten firma ile hiç bir bağım yok.İnanın bir teşekkür bile beklemiyorum.Sakın reklam amaçlı yazdığımı düşünmeyin.Sadece aldığım bir üründen memnun kaldığım için sizlere de duyurmak ve de yerli üretim bizim malımız olduğu için desteklemek istedim

Site'den bilgiler;
"Motosiklet pantolonlarında güvenlik ve rahatlık hep birbirinden zıt iki kavram olarak karşımıza çıkmıştır.Ürünlerin güvenliği arttıkça kullanılabilirliği azalmakta, rahatlık çoğu zaman güvenlikten ödün vererek sağlanmaktadır. Estetik açıdan baktığımızda ise genellikle geniş görünümlü ve tekdüze olan bu pantolonlar görsel zevkimizi tatminden uzaktır.

Biz bilinçli sürücüler hiçbir şartta güvenlikten ödün vermek istemeyiz. Çoğu zaman korumalı ancak görünümünü beğenmediğimiz bir pantolonla motora bineriz ve haliyle indiğimiz anda da ondan kurtulmak isteriz. Montumuzu çıkarıp asabiliriz ama pantolonumuz için aynı durum geçerli değildir. Özellikle iş ortamında olacaksak, bir davete katılacaksak, sinemaya gideceksek yada pantolon uzun süre üzerimizde kalacaksa süreç bir kabusa dönebilir.

Riderdenim bu kaostan sıyrılmış bir ürün olarak sahne alıyor. Güven, konfor ve şıklığı bir arada harmanlayarak size ayrıcalıklı bir sürüş vaat ediyor.

Riderdenim'in teknik özellikleri motosiklet kullanan mühendisler tarafından, görünümü ve konforu ise motosiklet kullanan tasarımcılar tarafından yaratıldı.

Bayanlar için ayrı erkekler için ayrı kesimler ile üretim yapıldı.

Hepimizin en sevdiği tarz olan kot artık korunma ve estetik arasında sıkışıp kalmayacak.

Güvenli, konforlu ve şık Riderdenim vazgeçilmeziniz olacak."

http://www.riderdenim.com

Bu konuyu yazdır


Yazar: emomen
03-15-2011, 01:57 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (16)

Arkadaşlar aşagıdaki pantolonlardan nerede bulabilirim,
Gebzede satan bir yer varmıdır acaba ? bilen varsa yardım takviyesi yapabilirmi :tamam:

5374.jpg

5386.jpg

5410.jpg

5468.jpg

Bu konuyu yazdır


Yazar: GsrEra
03-15-2011, 09:19 AM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (11)

İnternette gezinirken kardeş bir sitede gördüm ve paylaşmak istedim. Güzel bir uygulama. İsparklara koymuşlar.Heryerde yaygınlaşabilse.

http://www.motopens.com/

Bu konuyu yazdır