Son Aktiviteler

Forum İstatistikleri
  • Toplam Yorumlar:77,037
  • Toplam Konular:4,172
  • Toplam Üyeler:1,633
  • Son Üye:Kerem Yahşi


Yazar: emomen
12-25-2010, 06:26 PM
Forum: Dökümanlar
- Yorumlar (7)

Motosiklet sürüş teknikleri konusunda daha önce okuduğum ve devamlı tekrarlanması gerekn konuları sizinle paylaşmak istedim.

Okumanızı tavsiye ederim.

Hiç kimse çok iyi değildir ;)


gralar.jpg


İleri bakış nedir? Nasıl Gelişir? Sürüş esnasında ileri nasıl bakılır?

Sürüş esnasında en önemli olay ileriye bakabilmektir. İleriye bakabilmek, neyin önemli olduğunu fark etmek, motosiklet sürücülüğünün hayati öneme haiz bir unsurudur.

Bu unsur sanki herkesin kolayca uygulayabileceği bir şeymiş gibi gözükebilir fakat göreceksiniz ki ileriye bakış hakkında öğrenilecek çok şey vardır.

Baktığınız tarafa doğru sürersiniz bu yüzden dönüşü iyi öğrenebilmeniz içinde doğru yöne bakmak zorundasınız. Trafikte sürüş için genelde gördüğünüzden fazlasını fark etmek zorunda olduğunuzu göreceksiniz.

Çoğunuz, gerek güvenliğe önem veren gerek hıza, bakış becerileriniz üzerinde çalışmak mecburiyetindesiniz. Orada görecek ne var? Kapasitenizi nasıl eğitebilirsiniz?

Aşağıdaki durum mümkün olabilir mi?

İki motorcu sürüş yapıyor ama birbirlerini karşılaşıncaya kadar fark etmiyorlar. Farkına varmaları bir virajda biri diğerini sollayınca oluyor. Ama olabilir çünkü ikisi de ön tekerinin önüne bakıyor.

Doğru yeteneklerle doğmuş olmak bir şans mıdır? Elbette.

Hemen herkes hızlı bir motora sahip olabilir. Çok uzun yıllar sürücülüğü de olabilir. Ama hala gerçekten iyi bir motorcu olamıyordur. Neden? Bakmasını bilmiyordur.

Devamlı öğrenin:

[U]Motor sürmek tüm hayatınız boyunca öğrenmeye devam edeceğiniz bir süreçtir.
Baktığınızda görmek için herkesin uygulayabileceği birkaç basit teknik vardır. Bazıları bunları otomatik olarak uygular, diğerleri için ise bu tekniğin dikkatlerine sunulması işlerini kolaylaştırır.

[B]Teknik:


Motor sürücülüğü büyük oranda bakıştır.

Nasıl ki insan bedeni %60 sudan ibarettir, motosiklet sürücülüğü de % 60 bakıştır.

“Gitmek istediğiniz yöne bakın.” “Baktığınız objeye yönelirsiniz.” Bunları hep duyarsınız.

Yalnız bir sürücü virajda kendini güvende hissetmez ve motorunu aslında geniş ve açık olan bir virajdaki yalnız bir ağaca doğru yöneltir. Bu tip yanlış davranışlar duyulur hep. Olumsuz bir sürü imalarda, yorumlarda bulunulur. Zaten bu aletler tehlikeli, şeytan icadı. Gerçek ise sürücünün baktığı objeye yöneleceğini bilmemesidir.

Eğitiminiz sırasında gidiş yönünüzün içine bakmayı size söylerler. Küçük daireler içinde dönerken yada sekiz çizerken; gitmek istediğiniz yönün mümkün olabilen en ilerisine bakın denmiştir. Bir sonraki kukaya yada ondan sonrakine ne kadar çabuk bakarsanız hata yapmadan dönüşünüzün o kadar kolaylaşacağını öğrenmişinizdir.

Ama motor kullanmak sadece küçük daireler içinde sürüş yaparken ileri bakmak değildir. İleri bakmak motosiklet sürücülüğünün temel içeriğidir. Daha geniş bir alana ve daha uzağa bakmalısınız. 12 saniye önünüze(takribi 100metre) ve sağ sol 90 derece yanlarınıza bakarak her şeyin farkında olmalısınız. Bunu yaparken de başınızı fazla çevirmeden yapmalısınız.

Eğitim:

İleri bakma kapasitenizi eğitmek sürüş kapasitenizi zenginleştirecek en etkin yoldur.

Vizör ve gözlük:

Öncelikle şartlara uygun bir vizörünüz olmalı güneşe karşı iseniz gözlerinizi güneşin zararlı ışıklarından koruyacak güneş gözlükleriniz olmalıdır. Siste sarı renkli vizör iyidir. Gece renksiz vizör iyidir. Motoru yatırdığınızda yada motor yukarı doğru iken de başınızda daima yukarıda tutun.

“Kimin hatasıydı?” hiç fark etmez. Her motorcu bilir ki sadece kurallara uygun sürüş yapmak yetmez. Öldüğünüzde ki kazancınız nedir? Sizin haklı olduğunuzu bilmeniz mi? Ayrıca bir kazada arabadakine kıyasla motor üzerinde olanın yaralanma ihtimali çok daha fazladır.

Yani ana fikir şudur: Kendi güvenliğinizden siz sorumlusunuz. İster çevrenizdekiler trafik kurallarına uygun hareket ediyor olsun ister olmasın. Gerçek budur. Bu nedenle siz görmeyi öğrenmek zorundasınız. Trafiğin geri kalanı hangi tehlikeli hareketleri yapabilir? İnsanlar hangi hareketleri seçebilirler?

Hataları önceden görün. Artık yan yoldan gelen otomobilin sürücüsünün yol hakkının sizde olduğunu mutlaka bildiğini ve size kesinlikle yol vereceğini sanmayacak kadar tecrübeli olun.

Önünüzdeki araç, gaz kesip sağa yönelen ve sağ sinyalini veren bir araç olabilir. Ama birdenbire açık bir alış için sola siz tam onu sollarken üzerinize kırabilir. Bir çok kazanın sebebi bu durumdur. Sağa dönüş işaret ve belirtileri veren araçların aslında birden ve son anda sola dönmeleri sık rastlanan durumlardır. Karşı yönden size doğru gelen aracın tam yan yana geçilecekken sola sizin önünüze de dönmesi sık görülen kazlardır. T-Bone kazası.

Altıncı duygunuzu geliştirin:

Trafikte olabilecek her tür dengesiz hareketi önceden görebilmeyi öğrenmelisiniz ki hazırlıklı olabilesiniz.

Bu durumlar için altıncı duyguya benzer duygular geliştirdiğinizi ve böyle budalaların dengesiz davranışlarının olumsuz sonuçlarından kaçabilmek için önceden tedbirli olarak durumunuzu ayarlayabileceğinizi göreceksiniz.

Bir çeşit sık oluşan hatalar listesi geliştireceksiniz. Ve hata yapılmadan bunun olabileceğini fark etmiş olacaksınız. Ne kadar uzun yol tecrübeniz olursa listenizde o kadar uzun olacaktır. Buda sizi ansızın yakalayabilecek olumsuzlukların azalması demektir.

Otobanlarda sürüş yaparken sık olarak sizi sollayacakların olup olmadığını aynalarınızdan kontrol edin. Ansızın sizi geçen biri olursa aynalarınızdan arkanızı yeterince sık kontrol etmiyorsunuz demektir. Burada anahtar uygulama farkına vardığınız her durumu kendinize söylemektir. Otoban dışında da durum bu olmalıdır. Yani öngöremediğiniz her olay sizin daha iyi bakmanız ve düşünmeniz gerektiğinin bir işaretidir. %100 her şeye hakim olamayabilirsiniz ama çalışarak, uygulamayla bu orana yaklaşılmaktadır.

Görünmeyen tehlikeler:

Herkesin görebildiğiniz hataları dışında siz göremediğiniz kimselerinde hatalarını ön görebilmelisiniz. Önünüzde bir taksi gidiyor. Onun müşteri görmesiyle her an fren yapabileceğini yada bir tarafa kırabileceğini tahmin edebilmelisiniz. Park halindeki araçların yanından geçerken kapı açılabileceğini, içlerinden bir çocuğun fırlayabileceği, bir yaşlının bastonunu dışarı ayağıyla birlikte uzatabileceğini, tükürülebileceğini, izmarit atılabileceğini yada bir pet şişe boşunun camdan fırlatabileceğini ön görebilmelisiniz. İşte burada kendinize sormanız gereken soru şudur. “Zamanında durabilecek miyim?”

Karşıdan gelen bir kamyonun yada otobüsün arkasında aniden önünüze sollayarak fırlayacak bir araç saklayabileceğini, sollamaya çalıştığınız bir traktörün aslında çift römork taktığı için uzun araç durumunda olabileceğini ön görebilmelisiniz.

Duran otobüs yada minibüslerin sizin göremediğiniz taraflarından insanların yola önünüze doğru fırlayabileceklerini ön görebilmelisiniz.

Siz görünmüyorsanız:

Kavşağa yaklaşırken kamyon gibi yüksek araçları sollarsanız siz başkaları için görünmeyen bir tehlike oluşturmuş olursunuz. Bunu yapmayınız.

Yolu okuyunuz. Yolun kenarlarındaki banketlerindeki düzensizlikler genellikle gayri nizami yan girişlere işaret eder. Yol çizgileri size rehberdir. Şayet yol çizgisinin biri ileride kayboluyorsa bu durumda araçlar bitişik hatta geçecekler demektir. Siz önceden bitişiğinizdeki hattın bir sonrasındaki hatta geçiniz. Yol yüzeyi size rehberdir. Yamalar kaygandır. Ayrıca ağır vasıtalarca ezilmiş ve oluklaşmış bölümler olabilir. Buda sizi önceden fark etmeyip üzerinden geçerseniz bir şekilde savuracaktır.

Sağınızdaki ve solunuzdaki trafikte bir yavaşlama olursa sizde yavaşlayın ve durumu kontrol edin. Sizi sollayan bir aracın ön tekerinin patlaması bu aracın dönerek sizin önünüze savrulacağı ve önceden farkına varıp hız kesmemişseniz kafadan vuracağınız anlamına gelebilir.

Geniş bakmayı öğrenin:

Her durumda geniş bakın. Tarama yapın. Yukarıdan aşağıya ve sağdan sola. Tek objeye konsantre olmayın. Her an her tarafınızın farkında olunuz. Ne kadar uzun süre geniş bakarsanız o kadar fazla şeyin farkında olursunuz. Tabi fark ettiğiniz ne kadar çoksa beyninizin bunlardan damıtarak size sunacağı bilgi de o kadar fazla olacaktır.

Geniş bakın, ileri bakın ve bu bakış şeklinizi olabildiğince sürekli muhafaza edin.


BAKTIĞINIZ YÖNE YÖNLENİRSİNİZ

Sadece motosiklet sürücülüğünde değil tüm araç sürücüşüğünde bakışları kullanmak çok önemlidir. Araç bakışlarınızı takip eder demek yanlış olmaz. Bu yüzden bakışlarınızla olabildiğince önünüzdeki geniş bir alanda sürekli tarama yapınız. Bir noktaya iki saniyeden fazla bakışlarınız kilitlenmesin. Bir anda dikkatinizi çeken kaldırımdaki bir olay yada karşıdan gelmekte olan bir araç yada yanınızdaki bir kazaya bakışlarınız takıldığında aracınızı da farkında olmadan o yöne doğru yönlendirmeye başlarsınız.

Dönüş yaparken dönmek istediğiniz yönün çıkışına, sollarken olmak istediğiniz alana bakınız. Karşıdan gelen aracaın ışıklarına gözleriniz sabitlenmesin. Yoksa doğru ona doğru yönlenirsiniz. Önünüzdeki güvenli alana bakınız. Aniden karşınıza çıkan bir engele değil ondan kaçış yoluna bakınız. Yoksa doğrudan engelin üzerine doğru gidersiniz. Hatta panikleyip frenleri kazıklayarak kendinizde adeta taşlaşmış bir vaziyette ona doğru yönlenirsiniz. Yine yol kenarındaki levha ve ağaçlara bakışlarınızı iki saniyeden fazla bir süre için sabitlemeyiniz yoksa...:

temagp2.jpg






Bu konuyu yazdır


Yazar: emomen
12-25-2010, 06:12 PM
Forum: Dökümanlar
- Yorumlar (31)

SULAK HAVALARDA SEYAHAT, İNSANIN CANINI SIKAR.
Hani bizim meteolojinin kullandığı bir deyim vardır,Hissedilen sıcaklık. İşte bu, sürüşteki en önemli etkendir.Islanan bir motor sürücüsü, rüzgarın etkisiyle, hava -1,-2 derecede iken bile,-25,-30 derece hissedebilir. Rüzgar, bu konuda işguzarlığını kendisine adet edinmiştir. Hele bir ıslanmayagörün, sizin vücut ısınızı uçurmak için elinden geleni yapacak ve donma probleminin yaşanmasına sebep olacaktır.

Eğer Antalya, Adana gibi güney bölgelerinde oturuyorsanız, çoğu zaman yağmur sizin için ciddi bir problem olmayacaktır ama, daha kuzeyde oturuyor yada kuzeye doğru bir gezi yapmayı düşünüyorsanız, hava roporunda ne derse desin, yağmur için önlem almanız yararlıdır. Şöyle kuvvetli bir çise bile, insanı yola çıktığına pişman edebilir.

KURU KALMAK HAYATİ ÖNEM TAŞIR

En ideal metod, giydiklerinizin üzerine, yağmur geçirmeyen bir “kat” geçirmektir. Eğer meteoloji raporunu dinleyip, yağmur haberini aldıysanız, babaannenizin, annenizin “romatizmalarım sızlıyor” diyorsa, kişisel tecrübeleriniz gökyüzünün durumunu beğenmiyorsa yada özellikle bir balıkçı dostunuzun falan bugün yağmur var diyorsa, sıkı giyinmeyi ihmal etmeyin. Bunun için orijinal bir kıyafet alabileceğiniz gibi, kıyafetinizi kendiniz de yaratabilirsiniz. Yağmur geçirmez naylon bir avcı pantalonununun üzerine yine naylon bir yağmurluk geçirerek sorunu çözebilirsiniz. Anfibi yaratıklar olmadığımıza göre, en azından içine rahatça sığabileceğiniz, gövdenizin büyük kısmını koruyan bir naylon torbayı, kollar ve kafa için üç delik açarak bir tarafları sokuşturmanızda muhteşem yarar var.

Bu havalarda, ne kadar dikkatli sürerseniz, o kadar iyi. Ne doktora, ne tamirciye iş çıkartmayın. Önünüze gelen her su birikintisine, paranoya ile bakın. Altından kaç santimlik çukur çıkacağı belli olmaz. Hele rampaya geldiğinizde, break dance yapan gençlerin yürümesi gibi, ileri yerine geri doğru gidebileceğiniz, her zaman aklınızın bir kenarında olsun.

ISLAK YOL NE KADAR GÜVENLİDİR.

Temiz bir asfalt, ıslak olduğu zaman, sürtünme %20 oranında azalır. Tabi tamamen teorik. Türkiye’nin neresinde, üzerinde çamur bulunmayan bir asfalt gördünüz? Yoldaki yağ, antifriz, fren izleri vs de cabası. Tabi bu arada, normal havada da suratınıza doğru uçabilecek otomobil atıkları (yenen yemeklerin kağıtları, torbaları, yanan sigaralar, kola kutuları, boşaltılan kül tablaları) bu havalarda her zaman olduğundan daha can sıkıcıdır. O küller, ıslak siperinize çarptığında, ince bir çamur tabakası ile kaplamayı ihmal etmez.

Arabalardan atılıp, otobana yayılmış olan yemek artıkları, yolda ezilmiş duran kedi ya da köpek cesetleri, kamyonların üzerinde “ bütün önlemler alınmasına rağmen” yine de düşmekte ısrar eden isyankar domatesler, hıyarlar asfaltın üzerine eklenir. Hafif bir çise yada sabah çiği üzerlerine geldiğinde, yoldaki bu gereksiz ayrıntılar, tehlikeli ayrıntılar haline gelirler.

Yağmurdan sonra kurumuş olan asfaltta bulunan, bazen de yağmurun akıntısı ile getirdiği teneke yada buna benzer sert plastik nesneler, birazcık ıklaklığı saklayacak mendeburluğu kendilerine huy edindiklerinden, gerçek birer otoyol tuzağına dönüşürler. Aynı şekilde yapraklar da aynı problemi yaşatırlar.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya bizim yük kamyonları ve özellikle İç Anadolu’da şehirlerarası yol yapan eski otobüsler de, yağ salmak konusunda nam salmışlardır. O yüzden özellikle bu havalarda, takipli giderken, onların arkaları yerine, lastiklerinin doğrultularını takip ederseniz, daha iyi edersiniz.
Bunlar, kuru havada motor kullanmaya alışmış sürücü arkadaşların, özellikle dikkat etmesi gereken noktalar.

ISLAK LASTİK GEVŞEK TUTUŞ YARATIR

Yağmur suyu, lastiklerin altından girerek, yanlara doğru kayar. Sığ lastik kanalı, düşey açı yaptığında, üzerine gelen baskı yüzünden bu suyu salar. Bu da, yolla lastik arasındaki sürtünme alanını azaltır. İyi bir yağmur lastiği, derin ve açılı oluklarıyla, bu tehlikeleri önler. Buna karşın, böyle lastikler, kuru havada ideal olan lastiklerin yanal eğimine sahip olmadıklarından, normal günlerde sürüş bakımından rahatsız edici, çekişi düşürücüdür. Lastiklerin havası da, bu yol koşullarında önemli bir faktördür. Yağmurlu havada, lastiklerin havasını biraz aldığınızda, sürtünme alanı genişler, yolu daha iyi kavrarlar.

SÜRÜŞ STRATEJİNİZİ BELİRLEMEK İÇİN ÖNCE DERİN BİR NEFES ALIP, SEÇENEKLERİNİZİ GÖZDEN GEÇİRİN.

Yağmurun ilk damlaları düşmeye başladığında şeytan, gazı kökleyip, bulutun diğer tarafına geçmeniz, yeniden kuru ve güvenli asfalta ulaşmanız için sizi dürter. Ama bu, özellikle de şehirde, hiç de akıllıca bir yöntem değildir. Şunu aklınızdan çıkarmayın ki yol, yağmur ilk çiselemeye başladığında, ıslak asfalttan daha kaygandır. Özellikle de trafiğin yoğun olduğu şehirde ve şehir çevresindeki yollarda. Bu durumda yapacağınız en akıllıca şey, bir süre mola vermek, otomobil sürücülerinin ıslaklığı tüm asfalta eşit olarak yaymasını beklemektir. Bu süre yağanın, ahmak ıslatan mı, yoksa ciddi bir yağmur mu olduğunu anlamak ve biraz ısınıp, yağmur giysilerinizi giymek için de iyi bir ara olacaktır.

YÜZEYE TETKİK EDİCİ BAKIŞLAR ATMAKTA FAYDA VAR.

Yağmur yağarken, daha önce yukarıda bahsi geçen kamyon ve otobüslerden sızmış olma ihtimali yüksek olan, yağlı yüzeylerden uzak durmaya dikkat edin. Özellikle de, dar yol virajlarında. Viraj ve bir tarafa doğru dönüş yapan rampalarda, aracın lastik izini takip edin. Hızınızı ve yatış açınızı azaltın. Açınızı mümkün olduğunca 90 dereceden uzaklaştırmayın ve tekerlek izlerini takip edin. Yurdumuzda hala rastlanan granit parke ve Arnavut kaldırımının asfalttan daha kaygan bir yüzey olduğunu unutmayın.
Yağmurlu havada, her türlü hızlanma hareketi ve yön değişikliğinden kaçının. Bu havada monotonluk, daha sonra canınızın sıkılmasından iyidir. Tekerleklerinizi mümkün olduğunca düşey tutun. Özellikle köprü gibi yerlerdeki çelik plakaların üzerinden geçerken. Bu tip yüzeylerin üzerinden yatış pozisyonunda geçmeniz, kolayca kaymanıza ve yuvarlanmanıza sebep olacaktır.

YAĞMURLU HAVADA FREN KULLANIMI KURU HAVADAKİNDEN FARKLIDIR.

Yağmurun ıslattığı asfaltta, fren yapma taktiğinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekir.Bu havalarda, arka freni, normalde kullandığınızdan daha fazla kullanabilirsiniz. Çünkü motorun yüklenme şekli nedeniyle, öne daha az ağırlık gelir. En iyi yöntemse freni bölüştürmek, ön ve arkayı eşit ağırlıkta kullanmaktır. (bunu yapamıyorsanız acilen bir XX alın, dual sistem frenin sisteminin farkı )
Islak asfaltta, yavaşlamaya ya da durmaya karar verdiğinizde, düz bir çizgi halinde fren yapmaya çalışın. Şimdi bu ne demek diye soranlar çıkacaktır. Örneğin keskin bir viraja yaklaşırken, fren yaparak yavaşlama işleminizi, yana doğru ağırlık vermeye başlamadan önce bitirin. Eğer yavaşlama esnasında, yatarak fren yaparken, kaygan bir yüzeyle karşılaşırsanız, düşmeniz kaçınılmaz olur.

Bir kesişme noktasına yaklaşırken, eğer durmanız gerekecekse, her iki freni de hafifçe sıkarak, kurumalarını ve ısınmalarını sağlayın. Çoğu fren sisteminde kullanılan paslanmaz çelik meteryaller, kuru olduklarında harikadırlar ama ıslakken, can sıkacak kadar az etkili olmak adetleridir. Disklerin, bir yada iki kez dönmesiyle, yeterli miktarda su atılır ve frenler, yeniden güvenilir konuma gelirler.Eğer frenlerin yeterince tutmadığını hissedip yüklenirseniz, fren diskleri aniden kuruyarak, tekerleklerin kilitlenmesine sebep olabilir. Yağmurlu havada, frenleme probleminin önüne geçmek için, her zaman erken ve yumuşak frenleme yapmanız, tehlikeyi önleyecektir.

YAĞMURUN MOTORUN HER YERİNE AYNI ETKİYİ YAPMAZ

Motor çalışırken giren su, sıcaklığın etkisiyle buharlaşarak, zarar vermeden gidecektir. Ayrıca buhar, motorun çekiş gücünü arttıran bir etkendir. Fakat normal su, bu etkiyi yaratmaz. Yani normal havada, motor çalışırken ona su dökerseniz, aynı etkiyi yapmaz. Aksine, silindirlere giderek onları bloke edebilir yada bozabilir.
Bunun yanında yağış, elektrik sistemine pek yararlı değildir. Bağlantıları paslandırır, bozar, bobini çatlatabilir yada bunun gibi problemlere sebep olabilir. Böyle durumlarda, contaların sağlam, buji gibi aksamların iyi oturmuş olması, büyük önem kazanır.

EĞER ŞİMŞEKLER ÇAKMAYA BAŞLADIYSA, ORTALIKTA YALI KAZIĞI GİBİ DİKİLMEK YADA YOLA DEVAM ETMEK, BELAYA DAVETİYE ÇIKARMAKTIR.

Baktınız, gökten flaşlar çakıyor. Sakın ha filmlerdeki gibi poz yapmak için yola devam etmeyin. “Nasıl olsa altımda lastik var” diye güvenmeyin. “Son sözleri” kitabında sizin için bir bölüm ayrılabilir. Alçak yada paratoneri olan bir binaya girmeye çalışın ve şovun bitmesini bekleyin. Bir ağaç altına girmek uzun bir objenin altına saklanmaktır. Bu da yıldırım riskini yükseltir.
Eğer yağmur çok fazlaysa, özellikle şehir içinde sürmeyi bırakmanızı tavsiye edebilirim. Türk şehirleri, genellikle düz alanlar yerine daha kolay savunulabilecek yamaçlara kurulmuş olduğundan, yolun sizi götürdüğü alçak bir noktada, yükseklerden gelen hayli hızlı ve yoğun bir sel dalgasıyla karşılaşabilir, tehlike yaşayabilirsiniz.

Artık yağmurlu asfalta biraz tedirgin bakabilirsiniz ama olacak o kadar. Bizim eskilerin dediği gibi “Korkulu rüya görmektense biraz uykusuz kalmak evladır”
Kaynak : Sedat Güven

Bu konuyu yazdır



Yazar: ŞENER
12-23-2010, 10:23 AM
Forum: Görülesi Yerler
- Yorumlar (8)

Arkadaşlar Gezelim-Görelim programımızda şimdiden Yeşil ve Doğanın birleştiği ve insana yaşama sevincini veren tabiat harikası bir bölgeyi sunuyorum.

BOLU - GÖLCÜK

Ben 2 kez gittim (Hanımın memleketi olduğundan dolayı el mecbur) inanın çok güzel bir yer. Eskiden giriş ücretsiz ve tam ortasından Bolu-Seben ilçesinin bağlantı yolu mevcuttu daha sonradan bu yolu dışarıya aldılar (iyide ettiler) şimdi daha güzel oldu. (resimler alıntıdır peşinen söyleyeyim Veysel rahatla)

ULAŞIM HARİTASI


GEBZE- BOLU :212 KM BOLU-GÖLCÜK 15 KM (YEŞİLLİKLER VE ÇAM ORMANLARI ARASINDA RAMPA YOL)

glkf.jpg

Nasıl gidilir ?
istanbul yönünden Bolu dağı eteklerine kadar otobanı kullanabilir. çift yön olarak trafiğe açılan Bolu dağını rahatça geçtikten sonra, Bolu şehir merkezinden 15 kilometre süren, Gölcük - Seben - Kıbrıscık yoluna sapılıyor.



İlkbahar: gidilebilir (Ben 1996/19mayısta gitmiştim dönüşte jandarmanın arkasına takılıp zor indim)
Yaz: tam sezonu
Sonbahar: gidilebilir
Kış: ideal değil


Her mevsim ayrı güzelliğe bürünen aladağlar eteğindeki göllerden biri de Gölcük.
Göknar cinsi çam ormanının ortasında yüzük taşı gibi parıldayan göl, her mevsim bir başka hoş...

Günübirlik veya hafta sonu şehir atmosferinden çarçabuk kurtulmak, bölgesel yemeklerle damak zevkini yaşamak, tertemiz havada yürüyüş yapıp, görsel güzellikleri doyasıya seyretmek isteyenler Bolu Gölcük'e kesinlikle uğramalı.

Yaz aylarında yemyeşil çimenlerin arasında yürüyüş yapmanın zevkini en iyi çıkarabileceğiniz Gölcük'te, kışın bembeyaz karlar altında pastoral güzellikler sizi bekliyor. gölcük, günübirlik piknikçilerin yanısıra, şifalı suya sahip termal kaplıcaları ve turistik dinlenme tesisleriyle de ilgi çekiyor.


Nerede kalınır ?

Gölcük yolu üstündeki karacasu mevkiinde Bolu termal oteli bulunuyor. Bolu'ya 5 kilometre mesafedeki otel Gölcük'e en yakın tesis. bölgeye tedavi için gelenlere daha ekonomik fiyatların uygulandığı tesis 5'i suit 75 odalı.Bay bayan karışık kullanılan genel termal banyolardan yararlanmak isteyenler otel müşterisi ise akşam, 21. 00-03. 00 arası ücret alınmıyor.

Bölgedeki diğer oteller, köroğlu oteli, yurdaer otel(bolu), koru otel(bolu), esentepe oteli (gerede).


Ne yenir ?

Gölcük kır gazinosu'nun açık ve kapalı bölümleri ile göl etrafında, yemek ve piknik yapmak olası. kiremitte odun ateşinde, köy tereyağı ile pişirilen alabalıklar, kılçığı alınmış olarak servis ediliyor. kiremitte yapılan et sote ise büyük ilgi görüyor. Kiremitte yapılan diğer bir yemek çeşidi ise, "gölcük kebabı".

Bölgenin mantarlarıyla terayağı terbiye edilmiş etle yapılan kebaba tane karabiber, soğan, yeşil biber, dokates ilave edilerek pişiriliyor. "mantar mantı" sevilen yemekler arasında. kaşarlı, mantar, pastırma karışımıyla hazırlanan "gölcük böreği" bir başka lezzet."keşni cevizli erişte makarnası", üstüne kurutulmuş yoğurt rendelenmiş, içerisine ceviz ve tereyağı ezilerek lezzetlendiriliyor.


Alışveriş

Gölcük'te alışveriş yapacak bir yer yok. çünk çevresinde yoğun yerleşim bulunmuyor. ama bolu'ya kadar gitmişken, en iyi alışverişi bolu içerisinde kurulan köy pazarından yapabilirsiniz. burada lezzetini unuttuğunuz tadlarda her türlü meyveyi ve sebzeyi mevsimine göre burada bulma şansınız var. bundan başka istanbul'dan gidenler için alışveriş yapılacak yerlerin başında koru oteli'nde satılan reçeller ve diğer yöresel ürünler geliyor.

Bir de otobandan çıktıktan sonra, bolu dağı'na tırmanırken yol boyunca satılan ağaç ürünleri de alınabilecekler arasında...


İlginç yerler

Başta İstanbul, Ankara ve Bolu'dan gelen doğaseverlerin bozulmamış bitki dokusuyla başbaşa kaldıkları göl etrafında dolaşıp piknik yaptıkları Gölcük, milli park alanı içerisinde bulunuyor.

Gölcük esasında suni bir gölet. göl yözeyi 45 bin metre kare. çevresi ise 1320 metre. deniz düzeyinden 950 metre yükseklikte. göl kıyısında yer alan iki yapıdan biri estetik mimarisi ile orman bakanlığı'nın misafirhanesi, diğeri ise herkesin yararlanabileceği kır gazinosu.


Çevrede piknik masaları, ocaklar, çeşmeler, otopark, tuvalet, büfe ve mescit var. (ENGİN HOCA'MIN BİLGİSİNE)
Yaz aylarında gölde kiralık can yelekli sandalla gezi yapanlar, beraberlerinde getirdikleri müzik aletleriyle şarkılar söyleyip, keyifli piknikler yapıyor. fotoğraf severler ise, her saat ayrı ışık efektleri ile renk değiştiren doğanın fotoğraflarını çekmeyi de ihmal etmiyorlar.


Abant gölü'nün aksine Gölcük'te özel durumlar haricinde göl etrafında araçla turlama imkanı yok. bu sebeple hava oldukça temiz ve sessiz. yürüyüşünüzü etkilecek hiçbir yan etki bulunmuyor. ilkbaharda göl yüzeyinde nilüfer çiçekleri açarken, bölge kuş ve kurbağa sesleriyle şenleniyor.

Bir nevi oksijen tedavisi gören havası bölgedeki şifalı suları ve eşsiz bitki örtüsü ile, şehir stresinden, görsel kirlenmeden uzak, doğa ile başbaşa kalabileceğiniz bir yer Gölcük. Yaz ve kış aylarında Gölcük'e gideceğiniz vakti siz seçin.


Kaplıcalar Gölcük'e gelirken Karacasu mevkiinde yer alıyor.
Tarihçesi

Bolu kaplıcaları, millattan sonra ı. asıra dayanan tarihinde roma imparatorluğu'nun valisi pilines tarafından inşa ettirilerek şifa dağıtan tesisler olmuş. ms 5 ve 6. asırda, anadolu'da oluşan büyük depremlerde bolu kaplıcaları da yıkılmış ve bizanslılar döneminde işlerliğini kaybetmiş. selçuklular döneminde bolu kaplıcaları tekrardan ele alınmış. anadolu selçuklu hükümdarı 2. murat döneminden 13. asır sonlarına doğru ılıcanın doğu kesimindeki iç havuz yaptırılmış. osmanlılar döneminde bolu sancak beyi kızıl ahmet paşa, 1450-1460 yıllarında ılıcanın doğu kısmındaki havuzları da ekleterek, kaplıcanın ana biçimini almasını sağlamış. çeşitli zamanlarda bakım ve tamirler gören kaplıca tesisleri, 1985-87 yıllarında aslına ideal yekilde restore edilerek, turistik tesis niteliğine dönüştürülmüş.


Kır kahvesi...

Gölcük'te bulunmakta olan kır gazinosu yanısıra yer alan kır kahvesi ise, doğal ve neşeli ortamıyla bilhassa gençlerin yoğun ilgi gösterdiği yerlerin başında geliyor. burada arzu ederseniz bir çay içebilirsiniz. arzu ederseniz her türlü organizasyon yapabiliyorsunuz.

Telefonlar

Gölcük kır gazinosu (0374) 262 92 62
Bolu termal otel 0374 262 84 72 fax: 0374 262 83 07
Esentepe oteli : 0374 311 40 80
Köroğlu oteli(bolu) 0374 215 53 46
Yurdaer otel(bolu) 0374 215 29 03
Koru otel(bolu) 0374 215 25 28



821788caf5f8483cb228227.jpg



b47430cb02d3414f86ce92a.jpg



63b2548435474f51969c730.jpg



8283jn9.jpg



bolugolcuk.jpg



gc3b6lcc3bck040.jpg

gc3b6lcc3bck038.jpg



gc3b6lcc3bck037.jpg

HAYDİ DEPOLARI DOLDURUN ..HEM MOTORLAR HEM BİZ NEFES ALALIM..

Bu konuyu yazdır


Yazar: VeYSeL
12-22-2010, 10:32 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (8)

- Amerika'da litresi 1,00 TL'yi bile bulmuyor...

- Avustralya'da 1,25 TL. 10 kuruşluk bi artış oldu, ülke ayaklandı, zam geri alındı, fiyatlar 1,25'e çekildi...

- Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülkelerden biri olan Kıbrıs'ta BİLE motorin 1,90 TL, benzin 2,19 TL. Bizde 4,00 TL...

- Benzinden KDV alınıyor... Ancak, özel bir ürünmüş gibi bir de Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alınıyor... Ne ayak?..

- 1,00 TL'lik benzine yaklaşık 3,00 TL vergi ödediğimiz için benzinin litresi 4,00 TL'yi buluyor...

- Ülkede yeterince benzin istasyonu olduğundan, Vergi Dairelerinin kapatılmasını talep ediyorum... Boş yere mâlî külfet olmasın bizlere...

- Bu ülkede "Benzine Zam Gelmesi" demek, arabası olanın artık arabasına binememesi demek değildir. A'dan Z'ye her şeye zam gelmesi demektir. Çünkü her ürünün nakliyesi, dolayısıyla maliyeti artacağından, bu artışın arabası olan-olmayan herkesi etkileyeceği âşikârdır...



Protesto için Facebook Etkinliği

Bu konuyu yazdır


Yazar: VeYSeL
12-22-2010, 08:25 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorum Yok

3210229at03rj.jpg
20050509165900130418qh5cx7mm.jpg
1728102487871pp5hx.jpgxcvcx1mi.jpg
01290nr.jpg

agr1nazlitezcan1fp.jpg
budasen2tv.jpg
bulentosmatrabzon9op.jpg
k1792al.jpg
nebi2km.jpg

Bu konuyu yazdır


Yazar: ŞENER
12-21-2010, 11:05 AM
Forum: Görülesi Yerler
- Yorumlar (10)

İznik’in Tarihi:

Efsanelere konu olan güzel İznik, Antik Çağ’dan itibaren Nikaia olarak anılmıştır. Yunanca “Eis Ten Nikaieon”(Nikaia’ya) anlamına gelen kelime grubunun “Eis” ve Nik kısımlarının “Eisnik” “İsnik” olarak telaffuz edilmesinden kaynaklanarak günümüze geldiği anlaşılmaktadır.

İznik’te Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca höyüklerinde M.Ö 2500 yıllarına inen uygarlık izleri saklıdır.

Şehrin kurulması Makedonya Kral Büyük İskender’in ölümüyle İskender’in Frigya satrabı Antigonus’un M.Ö. IV yy.da(316) Askanya Gölü kıyısında Antigoneia ismini verdiği kendi imar ettirmesiyle gerçekleşmiştir. Eski Trakya satrabı Lysimakhos’un şehri ele geçirmesiyle kentin adı karısı Nike’ye atfen Nikaia olarak değiştirilmiştir. M.Ö 293’de Birhynia Krallığı’na bağlanarak kent, önemli mimari yapılarla süslenmiş adına sikseler basılmış ve tarihte “Altın Şehir ” unvanı ile anılmıştır. Uzun yıllar Birhynia Krallığı ile savaşan Romalılar, başkent Nikaia’yı alarak M.S 123’de meydana gelen depremdeki hasarları onarıp, kentin dokusunu yeniden inşa etmişlerdir. Böylece kent 4 ana,12 tali kapısıyla 4670 metre bir surla çevrilmiştir.

Hıristiyanlık acısından oldukça önemli bir dini merkez olan İznik, havarilerden Petrus’un çabaları sayesinde bu dinle tanışmıştır. İmparator I.Constantinius döneminde Hıristiyanlık üzerine yasaklar kalkar.325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlı için çok önemli bir olaya sahne olur ve I.Konsil Senatus Sarayında toplanır. İmparator Constantinius’un katıldığı toplantıdaki önemli görüş tartışılır. İskenderiyeli din adamı Arius’un görüşü Hz. İsa’nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediğidir. Kısa süre taraflar toplayan, bu teze piskoposlar karşı cıktılar. Hıristiyan dünyası bugün de savunulan Hz. İsa’nın Tanrının oğlu olduğu” tezi uzun zaman sonra kabul görmüştür. Hıristiyanlık ile ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı bilinen 20 maddelik metin, bu Konsülden sonra kabul edilmiştir.787 yılında İznik Ayasaoyasın’da VII. Konsil toplanmıştır. Bu dönemde İmporatorice İrene’nin Önderliği ile resim ve heykel üzerine yasaklar kaldırılmıştır.

Türklerin yönetimi almasıyla İznik adını alan kent, Selçukluların ve Bizanslıların Başkenti olmuştur.1331 yılında Orhan Gazi yönetimindeki Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı dönemiyle birlikte canlanmaya başlamış sanat, ticaret ve kültür merkezi olmuştur. Davud-u Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik’te yaşamış ve önemli eserler bırakmışlardır. Osmanlı dönemimin ilk camii, medrese ve imareti İznik’te inşa edilmiştir. XIV, XV ve XVI yüzyıllarında İznik önemli bir sanat merkezi olmuş; dünyaca ünlü Cini ve Seramikler burada üretilmiştir.

İznik, Helenistik çağdan kalma ızgara planlı kent yerleşimi Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır.


İznik Ulaşım Bilgileri

iznik322.jpg


Yalova istikametinden İznik’e gelmek isterseniz Bursa karayolunu kullanmalısınız. Orhangazi’ye geldiğinizde şehir merkezindeki ışıklardan sola doğru İznik istikametine doğru sapacaksınız. Boyalıca ve Çakırca köylerini geçtikten sonra İznik’e gelebilirsiniz.
Bursa’dan İznik’e gelmek de bir o kadar kolaydır. Toplam 85 km’lik bir yolculuk sonrası İznik’e ulaşabilirsiniz. Bursa’dan İstanbul’a doğru yola çıkıp, Gemlik ilçesini geçip, buradan yolu takip ederek KARSAK kavşağına varacaksınız. Buradan sağa doğru dönün. Sırasıyla Gölyaka, Sölöz, Narlıca, Göllüce köylerini geçtikten sonra göl kıyısını takip ederek İznik ‘e gelebilirsiniz.
Adapazarı’ndan İznik’e gelmek için ise, Bilecik-Bursa istikametine doğru sırasıyla Pamukova, Mekece den sonra İznik ayrımından sağa dönüp İznik’e varabilirsiniz.

İznik Yöresel Yemekleri
Istakoz güveci, sazan balığı çorbası, yayın balığı, şiş veya buğulama, kerevit salatası ve kerevit güveç İznik Gölü çevresinde bulunan lokantalarda tadılabilecek yiyecek türleri olarak sayılabilir.
İznik çevresindeki köylerde yetiştirdikleri yerli ürünleri, bilhassa lezzeti çok konuşulan zeytin, üzüm, domates, biber’i taze taze getiren pazarcılara büyük rağbet görüyor ve pazar çok kalabalık oluyor.

Çamlık Restoran – Göl Sahil Yolu – 0224 757 1631
Kopuk Restoran – Çakırca Köyü – 0224 757 50 22
Karacakaya Restoran – Göllüce Köyü – 0224 757 1163
Yayla Izgara – Orhangazi Yolu – 0224 757 4266
Darka Sosyal Tesisleri – Bursa Yolu 2,5 km. – 0 224 757 4117
Umut Restoran – Göl Sahil Yolu – 0224 757 0738
İmren Izgara – Atatürk Caddesi – 0224 757 3577
Dağdibi Alabalık Restoran – Elbeyli Kasabası Hespekli Mevkii – 0224 761 2447
Kır Restoran – Göllüce Köyü – 0224 764 42 47
Damak Izgara – Hastane Karşısı – 0224 757 0754

İznik Eğlence Yerleri

Yapmadan Dönme

Küçük ya da büyük iyi bir İznik Çinisi almadan
Göl kenarında balık yemeden,
İznik’in dünyanın en önemli kültür hazinelerinden biri olduğunu unutmadan
Özellikle hafta sonu kalmadan
İznik zeytinini tatmadan dönmeyin.

turkishplateiznik.jpgt198zs.jpg

sazan.pngkahvaltiliklar3.jpg



Yapabileceğiniz Aktiviteler
Jogging, Doğa Yürüyüşü(Trekking), Yamaç Paraşütü,ve tabiî ki yüzmek
İznik için gündüz sıcaklık değerleri (en düşük – en yüksek):
Haziran 28 – 39 °C
Temmuz 30 – 44 °C
Ağustos 30 – 41 °C
Eylül 27 – 37 °C

İznik Gezilecek Yerleri
Lefke, Yenişehir ve İstanbul kapılarını mutlaka görün.
3a44463e724950f1bf6f731.jpg
59101.jpg






Yeşil Camii’nin Anadolu’nun en güzel minaresine sahiptir.
greenmosque.jpg


Ayasofya’yı mutlaka gezin.
elifkayasofyaiznik.gif


Onlarcası hala ayakta olan Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı eserleri muhakkak ilginizi çekecektir.
img0714y.jpg

357q81k.jpg



Bir çok esere sahip İznik Müze’sini görmeyi ihmal etmeyin.
08sh6.jpg



Çini Çarşıları’nı ziyaret etmeyi unutmayın.
69iznikcinikandili.jpg88879232.pngt83jq.jpg

En önemlisi iznik'te gün batımını kaçırmayın..[color=#FF0000]
samsungresdosyasi052.jpg
s5005343.jpg

s5005342.jpg

s5005347.jpg

s5005472.jpg

s5005503.jpg

s5005558.jpg

s5006329.jpg

s5005509.jpg

samsungresdosyasi055.jpg

BİRGÜNÜNÜZÜ AYIRIN İNAN PİŞMAN OLMAYACAKSINIZ.....

Bu konuyu yazdır


Yazar: ŞENER
12-20-2010, 10:02 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (7)

Arkadaşlar sanki manzara resimlerimizi bu sayfalarda paylaşsak daha bütünlük olacağı kanaatindeyim efendim.
Şimdi derin müsadelerizle bir kaç resim paylaşıyorum.Resim çekilen bölge şimdilik aynı yer.
Devamı gelecek efendim...
s5003751.jpg

s5003752.jpg

steq.jpg

s5005561.jpg



s5003757.jpg

samsungresdosyasi055.jpg



s5002397.jpg

s50055031.jpg

s5005372.jpg

samsungresdosyasi052.jpg

s5002807.jpg



turkishplateiznik.jpg/URL]

[URL=http://img130.imageshack.us/i/t198zs.jpg/]t198zs.jpg



11832469.png

Bu konuyu yazdır


Yazar: Seckin Tunali
12-18-2010, 10:15 AM
Forum: Foto Paylaşım
- Yorumlar (17)

Bir kaç fotoda benden...

1.Martı :)
2.Eskihisar Sakız Ağacı
3.Eskihisar Sakız Ağacı
4.Bolu Gölcük

fotoraf044.jpg

yanlizadam.jpg

Resim0501.jpg

golcuk.jpg

Birazda Moda Fotoğrafı




IMG_6107.jpg

IMG_4925.jpg

IMG_4911.jpg

IMG_4164.jpg

IMG_3413.jpg

IMG_3412.jpg

IMG_3392.jpg

IMG_2801.jpg

IMG_2060.jpg

IMG_1908.jpg

IMG_1883.jpg

Bu konuyu yazdır


Yazar: VeYSeL
12-18-2010, 08:05 AM
Forum: Foto Paylaşım
- Yorumlar (5)

Bunlarda yeni düzenlediğim fotoğraflar arkadaşlar..

yorumlarınızı bekliyorum AhGmk

e_P1100879.jpg


e_P1100806.jpg


e_P1100797.jpg


e_P1100651.jpg


e_P1100623.jpg


e_P1090620.jpg


e_P1090515.jpg


e_P1090132.jpg


e_P1080838.jpg


e_P1080200.jpg


e_P1070400.jpg


e_P1060986.jpg


e_P1060971.jpg


e_P1030265.jpg


e_P1030253.jpg


e_P1030237.jpg


e_P1030216.jpg


e_IMG_3491.jpg


Gmk


Bu konuyu yazdır