Son Aktiviteler

Forum İstatistikleri
  • Toplam Yorumlar:77,037
  • Toplam Konular:4,172
  • Toplam Üyeler:1,633
  • Son Üye:Kerem Yahşi


Yazar: cros
12-30-2010, 04:09 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (9)
Bu konuyu yazdır


Yazar: Seckin Tunali
12-30-2010, 03:36 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (5)

Dertlerden, sorunlardan olabildiğince uzak olmak için ; sürücülükte iyi olmak mecburiyetindesiniz.

Eğer zaten iyi iseniz kendinizi daha da iyi yapın.

Hepimiz yollarda sorumsuz, sersem sürücülere rastlamaktayız. Maalesef motosiklet sürücülerinin onların hatalarına karşı bir korumaları yoktur. Bu nedenle daima onları potansiyel tehlike olarak görün ve savunma da kalın. Savunma da kalmak demek sürekli çevrenizi gözleyip analiz ederek bir strateji uygulamak demektir. Yani korkarak bir şekilde sinip, donup kalmak ve hiçbir şey yapmamak değildir. Strateji, sorunlardan sakınabilmek için bir düşünme ve planlama yoludur. Aklınızı duygularınızın önüne geçirip kendinizin ve motorunuzun üzerindeki kontrolünüzü sürekli muhafaza etmeniz demektir.

İyi sürücü olmak denince ne düşünürsünüz? Trafik kurallarına uymak mıdır? Üstün sürücü yeteneklerine sahip olmak mıdır? Dönüşleri çok hızlı alabilen midir? Yavaş sürüp muhtemel tehlikeleri önceden sezen midir? Hiç kaza yapmayan mıdır? Bir sürü diploma, sertifika, madalya, berat vs toplamak mıdır? Motorunu tekere kaldırabilmek midir?

Tanımınız ne olursa olsun; iyi sürücülüğün temel unsuru sürüş esnasında içinizdeki riskleri azaltmak, olası muhtemel tehlikeleri önceden görüp önlemek isteği ve motivasyonudur. Buda usta sürüş becerisi ve hepsinden öte olumlu bir zihin ister. Başkalarının hayatına da saygılı bir kişilik ister. Hareketlerinin diğer insanlar ve sürücüler üzerinde ne etki yapacağını düşünen bir akıl ve disiplin ister. Bunlar olunca otomatikman sorunlardan kaçınmak için gereken düşünce isteği ve strateji yapma davranışı devreye girecektir.

İyi motorcu olmak için önce iyi insan olmak gerekir. Yaşadığınız gibi de sürersiniz. İyi sürücü strateji uygulamak suretiyle kendisini problemlere doğru yönlendiren unsurları azaltır. Kaba, saygısız bir insan ise cep telefonu ile konuşurken trafikle olan göz, kulak irtibatını kaybettiğine aldırmaz bile. Yada orta şeridin her iki tarafında slalom yaparak arabasının rotlarını test eden bir düşüncesiz kişi arkasında ki trafiği engellediğini belki de sağlık sorunu olan birinin ölümüne sebeb olabileceğini düşünmez, düşünemediği gibi kendisini ikaz edenlere saldırmağa, ortada polis yada halktan bir grup yoksa aracını üzerlerine sürmeğe kalkar ya da sürer ve hatta sizi soğukkanlılıkla öldürebilir. Sonra da ne yaptığımı bilmiyordum, çok pişmanım görmedim, özür dilerim der ama ne dediğinin, ne yaptığının farkında bile değildir çünkü içinde ki insanlık henüz uyanamamıştır. Bu kişiler cahil, tahsilsiz bir insan olabileceği gibi bir avukat, doktor ya da meşhur ve varlıklı birilerinin eşi, dostu da olabilir. Çünki cehalet ve deliliğin sınırları yoktur ve kim de olduğu da her zaman belli olmaz.

Alkollü araç kullanan biri, bu motosiklet sürücüsü de olabilir, ikaz edilirse, edenlere meydan okuyarak: Size mi soracaktım! İçmişsem ne olmuş! Demokrasi var!!! vs diyerek özgürlüğü saçmalamak sandığını, beyin hücrelerinin evrimleşmesinin henüz onbirinci asırda kaldığını etrafa açıkca beyan eder.

Yine bir insan komplekslerle dolu, haset ise ve içinde ki bu kötülüğü yenemiyorsa bu kişilğini yollarda yansıtacaktır. Eğer siz onun dönemeyeceği bir virajı önünden kolayca belli bir hızla almışsanız orada takılacaktır. Büyük ihtimalle tüm olumsuzluğuyla sizinle yakın takipe girecek, kavşak geçişlerinde önünüzde gereksiz ağırdan alarak sizi tehlikeye atacak yada başka bir şekilde rahatsız etmeğe çalışacaktır. Arabanızı, motorunuzu, yanınızda ki eşinizi ya da sizi de kıskanmış olabilir!

Bu örnekler çoğaltılabilir. Sonuç olarak ise unutmayınız ki motosiklet sürücüsü olarak korunmasız durumda olan sizlersiniz ve bir zamanlar bendim.


Akıllı olunuz, duygularınızla hareket etmeyiniz. Yaşam sizin yaşamınızdır.

Bu konuyu yazdır


Yazar: Seckin Tunali
12-30-2010, 03:35 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (15)

Hava Şartları ile Başa Çıkmak…

Sıcak, Soğuk, Rüzgarlı ve Yağışlı:

Normal Dereceler(16 derece – 32derece)

Kask:

Tam korumalı kask(Full face helmet). Daima vizor kapalı.

Vizorün buharlanması:

Bunun için tabakalar çıktı. Bu tabakalar iki tabaka arasında ışık kırılmalarını pırıltılar olarak gösterebilir. Aynı zamanda ayna gibi yansıma yapıp burnunuzu görmenizde mümkün. Ancak yol görünüyor. Buda buharlanmadan çok daha iyi bir durumdur.

Kaskın kötü kokuları:

Eğer içi çıkmıyorsa, yıkayamazsınız ve birkaç hafta sonra kötü kokular başlar. Bunu kaskı kullanmadığınız zamanlar içine kağıt tıkarak halledebilirsiniz. Karbonatla da toz şeklinde yüzeyine elinizle yayarak kaplayabilirsiniz ama burada sorun giyeceğiniz zaman karbonatı temizlemektir. Elektrikli süpürgeyle çektirmeniz gerekir. Koku çok ağırsa kağıtla temizleme tekniğinin işe yaraması birkaç hafta alacaktır yada kokuya katlanacaksınız.

Kulak tıkaçları:

Kullanın. Gerçekten sesin zararlı sonuçlarını azaltıyor.

Ceketin altına ne giyilmeli?

Uzun kollu pamuklu tişört, deri ceket altına. Çok sıcak olsa da en iyisi budur. Çok sıcak havalarda çıplak cildinizin sıcak deriyle yada astarıyla teması hiç hoş bir duygu değildir. Pamuklu terlemeyi de alması açısından sıhhidir. Sıcak olacaktır ama rahatsız etmeyecektir. Boyun bölgesinin deriyle temas etmemesi için bandana kullanın. Çok sıcak olduğunda ıslatın ve sıkıp suyunu çektirdikten sonra serinlik için ıslak olarak boynunuza takın. Tüm kan damarlarının ve sinirlerin geçtiği boyun bölgesinin serin tutulması, aşırı sıcak yada soğuklara maruz bırakılmaması gerekir.

Eldiven:

Yazlık korumalı deri eldiven.

Pantolon:

Seyahatte deri pantolon iyidir. Daha geniş bir iklim şartlarına hitap etme özelliklerinin yanında koruma faktörleri de yüksektir. Altına bileklere kadar uzun egzersiz taytları giyilmesi uygundur.

Bot:

Motorunuzun tipine uygun tam korumalı deri botlar giyilmelidir. Yürüme zorluğu yaratsalar bile bu şarttır. Yürümek için yedekte normal ayakkabı taşınabilir. Botların su geçirmez olmaları tercih edilmelidir. Yada su geçirmez kılıf kullanılmalıdır.

Yağmurluk:

Yağmurluk bulundurun. Normal yağmurluklardan farklı bir özelliği yok. Tek veya iki parçalı olabilir.

İçecek:

Su içmelisiniz. Kahve değil, kola değil, SU içmelisiniz. Bazı spor içeceklerde olabilir ama fazla şeker içerirler. En iyisi sudur. Vücut ısı fazlasını terlemeyle atar. Terlemek istemiyorsanız motora binmeyin. Klimalı araba kullanın.Terin buharlaşması vücuttaki fazla ısıyı atar ve aşırı ısınmasını önler. Bunun içinde vücudunuzda yeterli su olmalıdır ki yeterince ter buharlaşarak soğutma etkisini oluşturabilsin. Sadece güneş çarpması durumunda siz çok sıcakta da olsanız terlemezsiniz.

Hava aşırı sıcak, siz dışarıdasınız ve terlemiyorsunuz. Orada durun. Aşırı ısınma var ve serinlemezseniz ölürsünüz. İşlerin bu derecelere gelmesine izin vermeyin. Bunun yolda giderilmesi çok zordur ve bu dünyadan gidici durumuna girebilirsiniz.

Sıcağa karşı ne yapabilirsiniz?

Kaskınızın tüm havalandırmasını açın. Bu dudakların kurumasına sebep olabileceği için dudak nemlendiricileri kullanın. Motorunuzun rüzgar kesicisi (windshield) çok büyükse sorun yaratır. Mümkünse indirin yada havalandırma delikleri varsa açın. Vücudunuzun mümkün olabildiğince tüm bölümlerini kapatın. Güneş ışınları cildinize direk temas etmesin. Direk temasla UV ışınlarına maruz kaldığınız gibi çabuk da yorulursunuz. Korumalı elbiseleri üzerinize giymeyi ihmal etmeyin. Çünkü korumasız kaza yaparsanız, yolun sürtmesinden olaşacak yaralar yanıkla aynı etkiyi yapar ve yeterince derinse iz bırakır mı diye endişelenmeyin zaten öleceksiniz.

Her benzin alışınızda uzun kollu tişörtünüzü ıslatıp giyin ve hemen deri ceketinizi üzerine giyin ve ön havalandırmalarını da kapatın. Arka havalandırmalarını açık bırakın. Su boyun bölgesinden yavaşça buharlaşarak sizi serinletecektir. Ön havalandırmaları açarsanız buharlaşma hızlı olur ve sizi daha iyi soğutur ama tişört çabuk kurur ve serinletme kısa kesilir. Tişört kuruyunca ceketin tüm havalandırmalarını açın ve bir daha ki istasyonda işlemi tekrarlayın.

Yazlık eldiven giymenizi söylemiştik. Bu eldivenlerin bileği örten kısmı yoktur. Önce eldivenleri giyip sonra ceketi giymeniz gerekir. Ceket kol fermuarlarını da çekmeyin kollarınızdan içeri hava gelsin. Bu durumun ceketin koruma faktörünü düşürdüğünü biliniz ayrıca bilekleriniz kaza anında korumasız kalmaktadır.

Yanınızda yedek su taşıyın. Daha sık mola verin. (Her 200-250 km de.) Molaları beklemeden su için. Hatta giderken için. Hyponatremia yani su zehirlenmesine dikkat!!! Gerekiyorsa klimalı bir otelde mola verin.

32 derecenin üzeri:

Isı her an sizi bitirebilir. Vücudunuz susuz kalabilir, kuruyabilirsiniz. Bu durum 29 derecenin üzerindeki herhangi bir derecede gerçekleşebilir. 32 derecenin üzerinde ise durum çok ciddidir. Çok dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Çok gerekli değilse yola devam etmeyin yada güneşin batmasını bekleyin.

16 derecenin altı:

Rüzgarı kesmek durumundasınız. Rüzgar ne kadar hızlı eserse o kadar soğuktur. Soğuk rüzgardan korunmazsanız rüzgar ısırması olabilir(buz yanığına benzer). Sıcak kalmaya bakın. Gövdenizi sıcak tutun. Şayet gövde soğursa el ve ayaklara giden kanı kısıtlamaya başlar. Bu yüzden gövdenin sıcak kalması el ve ayakların sıcak kalması içinde şarttır. Boynunuzu soğuktan koruyun. Ayrıca burayı iyi kapatın. Bu bölgeden girecek soğuk hava gövdenin de soğumasına neden olacaktır. Ceket kollarının yakalarından içeri hava girmesini önleyin. Botların içine sokarak pantolonunuzun paçalarından içeri hava girmesini önleyin. Altınıza yün giyin. Yün çok iyi izolasyon sağlar. Rüzgarlık kullanın.


Yağmurda:

Yağmurluğunuzu giyiniz. İçinize su girmesini engelleyiniz. Eldivenlerinizin ve botlarınızın su geçirmez kılıflarla desteklenmesi gereklidir. Vizorü elinizle temizleyin, kaçınılmazsa yarım açın. Göz koruması gereklidir. Gözleriniz korumasız kalmamalıdır. Siyah ya da tintli vizor kullanmayınız.

Hızınızı düşürünüz. Sert frenlemelerden kaçınınız. Sürüş esnasında arka freni öncelikle kullanın. Ön freni arka frenden sonra kademeli devreye sokun. Normal havalardakine kıyasla daha öne doğru oturarak ağırlığınızı ön tekere aktarınız.. Debriyajı tamamen bırakmadan dönüşe başlamayınız. Dönüşlerde motoru fazla yatırmayın. Bir üst vitesle kullanın ve takip mesafenizi artırın. Sert, ani hareketlerden kaçının çünkü kaygan zemindesiniz. Motor freni yapmaktan kaçınınız.

MOTOR SAĞLIK PROBLEMLERİ


Hyponatremia: (Su zehirlenmesi)

Sebep:

Hyponatremia kandaki sodyum seviyesinin düşmesi ile oluşan bir rahatsızlıktır. Su zehirlenmesi olarak da bilinir. Vücudunuzun elektrolit seviyesiyle bağlantılı olarak çok fazla su tükettiğinizin işaretidir. Oranlar yüksek derecede bozulmuş demektir.

Üç saat boyunca yoğun bir şekilde terlediğinizde, içme suyu vücudunuzun gerekli suyu almasına yeterlidir. Günlük gıda alımlarımız bize bu durum için yeterli elektrolit rezervini sağlar.

Fakat bütün gün boyu terlemeleri, üst üste her gün uzun süreler motor kullanımları su içimlerine ilaveten elektrolit alımları gerekir. Aksi takdirde hyponatremia olma riski vardır.

Terimiz tuz içerir, biz hem su hem de tuz kaybederiz. İlk birkaç saatin sonun da, vücudumuzda mevcut elektrolit seviyesi tükenir(terlemeyle atılır). Ağır su içimiyle ise seyrelir.

Eğer bu yönde devam edersek de kandaki sodyum seviyesini iyice düşürür ve vücudun ısı regülasyon sistemini bozarız.

Belirtiler:

İdrar sararması belirtidir. Vücudunuz denge sağlamak için aşırı idrar atmaya başlar. Bu aslında vücudunuzun size gerekli elektrolitler olmadan suyu kullanamayacağını söylemesidir. Bu durumda siz çok fazla idrar attığınız için durumun düzeldiğini zannedersiniz ama tam tersi olmakta, vücudunuz kurumakta ve hyponatremiaya doğru gitmektesinizdir.

Kafein ve alkolün diüretik (idrar söktürücü) etkisi vardır. Bilhassa alkol beyin hücrelerini kurutur.

Normal gıdaların, bilhassa muz elektrolit yönünden zengindir, dışında elektrolit tabletleri en uygun olan takviye şeklidir.

Hyponatremia çok tehlikeli bir durumdur. Beyinde tehlikeli şişmeleri oluşur çünkü artık hücresel su dengesini sağlayan sodyum seviyesi yetersizdir. Kesin bir tıbbi tedavisi de mevcut değildir. Ölebilirsiniz.

Not.: İbuprofen (advil v.s.) ve naproxen (aleve v.s.) nin su içimi çok yüksek iken hyponatremia ya karşı vücut direncini düşürdüğüne dair deliller vardır.

Konuyu özetlersek:

Bu tehlikeli durumu önlemek kolaydır.

Su ile birlikte elektrolitleri de aldığınızdan emin olun.
Nefesle ve terle attığınız su miktarını geri alacak kadar su için.
Gereğinden fazla su içmeyin.

Not.: Elektrolitler vücuttaki yaşamsal bir çok işlemin düzenlenmesinde gereklidir. Elektrolitler; sodyum, potasyum, klor, magnezyum, kalsiyum, bikarbonat, fosfat, sülfat.
Önemleri:Hücrelerin düzenli çalışması için bunlar gereklidir. Bunlar kas, sinir ve beyin fonksiyonlarının su seviyelerinin düzenlenmesinde yaşamsal rol oynarlar. Kısaca suyun olması gerektiği yerde olmasını ve yapması gerektiği şeyi yapmasını sağlarlar. Bunları yönetirler. Vücudumuzun %60 ı sudur ve su sadece serinlemek için değildir. Hücresel sağlığımız için ve bedensel fonksiyonlarımızın olabilmesi için gereklidir. Yemeden birkaç hafta yaşayabiliriz ama susuz birkaç günde ölebiliriz.

.Su beden fonksiyonlarının olabilmesi için gereklidir.
.Elektrolitler bu kaynakla ne yapılacağını belirlerler.

Örneklersek: Elektrolit seviyesi seyrelirse veya yoğunlaşırsa beynimiz çekebilir yada şişebilir bu da düşünce fonksiyonumuzu engeller. Seyreldiği zaman canımızın istediği gıdalar ihtiyacımız olanlardır. Bedenimiz bizimle konuşmaktadır. Yoğunlaştığı zaman ise idrarla atılır.

1.Terlemek bedenin soğutma sistemidir. İstenilen sonuçları elde etmesi için bedenin suya ihtiyacı vardır. Gazlı içecekler uygun olmaz.
2. Beden ısındığında kan damarları deriye daha fazla kan basmak için genişler. Fakat ter çabuk buharlaşır ve deri kurur ve deri havadaki ısıyı emmeye başlar. Artmış olan kan dolaşımı da ısı emmeye başlar ve vücut ta dolaştıkça vücut ısısını artırır.
3. Kalp atışları ve tansiyon yükselir. Nabız %50-70 hatta daha fazla artabilir.
4. Isı krampları bacaklarınızda ve alt karın bölgenizde oluşmaya başlar. Bu vücut su ve elektrolit seviyenizin düştüğünü gösterir.

Önlemler:

. Yola çıkmadan bir saat önce yeterli miktarda su içiniz. Bunalma halinde birden aşırı su içmeye kalkışmanız, bedenin suyu kullanma kapasitesinin belirli bir oranda olması nedeniyle kanınızı sulandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Su yada spor içecekler iyidir. Kahve, gazoz, kola gibi şekerli sıvıları tercih etmeyiniz. Her şahıs yanında en az 1 litre su taşımalıdır.

. Uzun kollu gömlek ve pantolonlar giyin. Cildiniz, başınız güneş ışınlarına direk temas etmesin. Çok sıcakta tüm bedeninizi ıslatın. Bira içmeyiniz. Bir tanesi dahi sizin görüşünüzü ve karar verme yetinizi olumsuz etkiler.

. 32C derece üzerinde her an güneş çarpması dediğimiz olaya maruz kalabileceğinizi unutmayınız. Bu yüzden bu derecelerin üzerinde güneş altında kalmaktan kaçınınız.


Isı İle İlgili Rahatsızlıkların Dereceleri:

1. Derece Erken Uyarılar: ( Derhal vücudunuzu dıştan serinletin ve bol sıvı için)

. Baş ağrısı
. Yüzde kızarma ve terleme(arkasından kül rengi solgunluk ve terleme)
. Bacak ve mide krampları
. Mide bulantısı
. Baş dönmesi ve halsizlik
. Bitkinlik
. Az miktarda koyu sarı idrar(koyuluk)


2. Derece Yaşam Tehdit Altında: (Ambulans çağırın- kalbe elektroşok gerekebilir)

. Zonklamalı baş ağrısı
. Kırmızı, pancar gibi, kuru cilt(terleme artık olmuyor)
. Vücut ısısı hızla yükselir
. Zihinsel durum değişir(şaşırma, koordinasyon eksikliği, tepkilerde yavaşlama)
. Kusma
. Şiddetli kramplar
. Hızlı ve zayıf nabız atışı
. Hızlı, sığ nefes alma(nefes daralması)


Öncelikle Yapılması Gerekenler:

Kişiyi hemen gölge bir yere almak.
Soğuk su içine koymak, daldırmak. Bu imkan yoksa ıslak bezle baş, boyun ve vücuduna bilhassa eklem yerlerine soğuk kompres uygulamak. Vücudu hortumla ıslatmak.
Kişi ikinci derecede ise su içirmemek.
Tıbbi yetkililer gelmeden asla tıbbi bir madde, ilaç vermemek.
Yüzünü ve/veya bedenini alkollü maddelerle(kolonya vs) ovma kesinlikle yapmamak.


Soğuğa Bağlı Rahatsızlıklar:

Soğuk havada olaşabilecek rahatsızlıklardan başlıcalar şunlardır:

. Hypothermia.
. Soğuk ısırması(Buz yanığı).
. Soğuktan el ve ayaklarda oluşan şişlikler ve kızarıklar.
. Batma sendromu.
. Kar körlüğü.

Bunların her biri sizi zayıflatarak güçten düşürebilecek rahatsızlıklardır.

Hypothermia:
Bu genellikle vücudunuzun iç ısısının çok düşmesi ile oluşan bir durumdur. Sadece soğuktan değil, fırtınalara,yağmur ve yüksek hızdaki rüzgarlara maruz kalmanız da bu duruma sebep olabilir. Genelde 37 derece olan vücut ısısı ürettiğinden çok kayba uğradığında oluşan bir durumdur.
Belirtileri:
Zihinsel faaliyetleriniz zayıflar, adalelerinizde kramplar başlar, kontrol edemediğiniz titremeler olur ve enerjiniz biter.

Buz yanığı:
Canlı hücrelerinizin donması ve kristalleşmesidir. Aşırı soğuk rüzgara direk maruz kalan cilt kısmında buz yanığı yada soğuk ısırması dediğimiz durumun oluşması bir dakikada da olabilir bir anda da. Isı kaybı kan dolaşımının telafi edebileceğinden çok fazla oranda hareketsizlik ve yoğun soğuk tarafından oluşturulur. Parmaklar, kulak ve yüz ilk önce etkilenen yerlerdir.
Belirtileri:
Üşümek, ağrı, yanma ve takiben hissizleşme. Deri renginde solmalar.

Kızarmalar:
Çıplak derinin uzun zaman soğuğa maruz kalmasıyla oluşur.
Belirtileri:
Deri kızarması, yanma, gerilme yada kaşınma. Sonrasında açık iltihaplı ağrılı yaralar dönüşme.

Batma sendromu:
10C ile 0C derece arasındaki derecelerde rutubete maruz kalınması ile oluşan durumdur. Soğuk hava kan damarlarını büzer.
Belirtileri:
Parmaklar, kulaklar ve yüz de şişmeler be beneklenmeler. Deri mavileşir.

Kar körlüğü:
Gözlerinizi yeterince korumadığınızda kar örtüsünden yansıyan güneş ışıkları geçici ama sancılı bir rahatsızlık yaratır.
Belirtileri:
Kan rahatsız olan gözleri kapatır. Gözlerinizi sanki kumla dolmuş gibi hissedersiniz.

Önlemler: Soğuk havada sürüş yaparken gerekli giysileri giymeye dikkat ediniz. Yukarıda verile soğuğa bağlı rahatsızlık belirtilerini bilerek birbirinizi kontrol ediniz. Aşırı sert rüzgarlı soğuk havalarda motor sürüşünden kaçınınız.

Kol Kilitlenmesi(Arm Pump) Sendromu:

16 yaşından büyük her krosçunun karşılaşacağı sinsi bir rahatsızlık olan bu kol kilitlenmesi rahatsızlığına sessiz katil denmektedir. Aşırı zorlanan kollardaki adalelerin şişerek toplayıcı kan damarlarına baskı yapması ve adrenalin fazlalığı sonucu toplar damarlar kollara atardamarlar vasıtasıyla basılan kanı geri toplayamaz duruma gelmektedirler. Bu durumda kollarda meydana gelen aşırı kan toplanması sancılara ve daha ileri safhada kolların aniden felç gibi kilitlenmelerine sebep olmaktadır. Bu rahatsızlık bir kere başladıktan sonra o bölgede yer ederek devamlı nükseder. Ağrısı insanı bağırtacak boyutlarda şiddetlidir. Krosçunun fizik kondisyonunu, motorsuz ve motorla yapılan sürekli ve düzenli egzersiz ve sürüşlerle en üst seviyede tutması bu rahatsızlığın başlamasına önemli bir engeldir. Dağ bisikleti çalışmaları dünya standartlarında bir krosçunun antrenman programında yarıya yakın yer tutmaktadır. Koşu ve yüzme diğer tavsiye edilen çalışmalardır.

Fit olmayan yani aşırı kilolu kişilerin bu rahatsızlığa yakalanma oranları daha yüksektir. Bu yüzden kol ağrılarına dikkat edilmelidir. Isınma hareketleri ve gerinme hareketleri yaptıktan sonra motora binmek, sürüş esnasında düzenli nefes almak, sakin kalmak(kendini sıkmamak), bol sıvı almak, kolları sıkan giysilerden kaçınmak ve normal cadde sürüşlerinde mola vermeden aşırı uzun kullanımlardan kaçınmak gereklidir. Elciklerinde kişinin vücuduna uygun ayarlanmış olması gereklidir. Yukardan aşağı doğru eller omuzlardan kol ve bilek doğrultusunda devam etmeli, elciklerin yere paralel olarak ayarlaması ile kıvrılmamalıdır. Elcikler bu düşey doğrultunun devamı olarak ayarlanmalıdır. Ağrı durumunda kollara masajda faydalı olmaktadır. Kolları dinlendirmek hatta gerekiyorsa sürüşü terk etmek gerektiği belirtilmektedir.

Bu konuyu yazdır


Yazar: Seckin Tunali
12-30-2010, 03:33 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (9)

İnce Noktalar

Usta bir sürücü iseniz genel anlamda motosiklet sürüşte çok fazla maharet gerektiğini bilirsiniz. Eğer sürüş dünyasına yeni giren bir kaç yıllık bir sürücüyseniz – genellikle kendinizi en iyi görmek istersiniz ama acele etmeyin – şu kurallara dikkat etmenizi öneririm.

Öyle bir konumlanın ki dönemece geniş girip dar (kapalı) çıkabilesiniz.

Bir dönemece yaklaşırken yavaşlayın. İndiğiniz hız – yavaşlamanızın derecesi – sizi gazı sabit tutarak tüm dönüşü tamamlamanıza yetecek oranda olsun. Küçük bir miktar gaz artırımı motoru dengede tutar.

Bir dönemeç planınız olsun. Apekse varmadan önce – ya da her bir apekse – dönüşe başlayacağınız noktayı bilin, dönüş boyunca nereye bakacağınızı ve niyetlendiğiniz çıkış noktanızı bilin.

Başınızı gitmek istediğiniz yöne doğru çevirin. Gözleriniz ileride olsun. Yanı başınızdan gelip geçen trafiği peri ferik görüşünüzle kontrol altında tutun. Bunu yaparken objelere odaklanmayın çünkü bakışlarınızı 2 saniyeden fazla bir objeye odaklarsanız muhtemelen onunla kucaklaşırsınız. Burada bir usta tavsiyesi; başınızı gitmek istediğiniz yöne çevirirken çenenizi göğsünüze doğru bastırın. Bu sizin çekim merkezinizi aşağı indirir daha da önemlisi bu şekilde başınızı çevirdiğinizde bedeninizde (kalçalar dâhil) onu takip eder. Bedenin bu otomatik hareketinin size herhangi bir gayret göstermeden sağlayacağı avantaj ise dengenin doğal bir şekilde muhafaza edilmesidir.

Dönüş dansını yapın. Kalçanızı döndürün ve üst bacağınızdan itibaren dış ayağınızla pegi aşağı doğru bastırın (kar kayağındaki gibi). Bu hareketiniz kalçalarınızı dönüş pozisyonuna en en uygun şekilde hazırlar. Çekim merkezinizi aşağı alır ve dönüşün dış tarafına olmak üzere motosiklette ağırlık aktarımı gerçekleşir. Buda yol tutumunu ve kontrolü artırır. Bu arada dış dizinizi yakıt tankına ya da motosikletinize doğru basılı tutun. Yani motorunuzla bir olun. Bir olmaya başladığınızda sizde ustalar kervanına katılmış oldunuz. Kalçalarınızdan itibaren alt bedeniniz bu şekilde motorunuzu tutunca sırtınıza yük binmez. Omuzlarınız, kollarınız, elleriniz ve parmaklarınız sadece motor kumandalarını yönetmek üzere gevşek kalır.

Elciklere kontra verirken omuzlarınızdan güç almayınız. Avuç içlerinizle elcikleri iterken dirseklerinizi kullanınız. Sola dönüş için sol avuç içinizle sol elciği ileri itiniz ve sağa dönüş için sağ avuç içinizle sağ elciği ileri itiniz. Burada ki incelik şudur: Bir el diğerine karşı çalışmayacaktır. Yani sol elciği iterken sağ elciği de gayri ihtiyari itiyor olmamalıyız. Bir diğer usul ise solu ileri iterken sağıda geri çekmektir ama bu epey ustalık ister. Ya da sola dönerken sadece sağı geri çekin. Bu son iki teknik ince bir ayar ve usta bir sürücü ister. Zihniniz o an karışırsa kaza olur. Pek tercih edilmezler. Arazi sürüşlerindeki ve alt süratlerdeki U dönüşlerdeki ters kontra olayı her iki elciğin birden dönüş yönüne doğru aşağıya bastırılmasıyla olur.

Dönüş boyunca ellerinizin ve parmaklarınızın eklem yerleri (boğumları) yukarı bakacak şekilde ve hassas bir yumuşaklıkla elciklere sarılmış olmalıdır. Sabit bir gaz açıklığı muhafaza edilmelidir. Fren ve debriyajla oynanmamalıdır.

Dönemeci yanlış değerlendirdiniz ve uygun sürate inmeden dönüşe başladınız; hassas bir tarzda ayak frenini kullanınız. Spor motor ustaları ayak frenine viraj freni derler. Motoru kontrolünüzde tutar. Ön freni uygulamak kontrol kaybına sebep olabilir bilhassa tekeri kilitleyip kayarsanız. Arka frenin ustaca kullanımı motorun dengesine yardımcı olduğu gibi ilaveten dönüş hattınızı da kapatır. Daha keskin dönersiniz.

Dönemecin çıkışında gaza düzgün bir tarzda basarak hızlı ve temiz bir çıkış yapın. Yol yüzeyi kaygan ise çıkışta gaza fazla yüklenmek arkanın kaymasına sebep olur.

Önemli nokta: Buradaki frenleme şekli durmak için değil ama dönemecin keskinliğine fazla gelen bir hızla girilmiş olunması halinde motorun dönüş yayını daraltmak için verilmiş bir tekniktir. Ani bir engel karşısında durmak ya da çarpışma hızınızı en aza indirmek için yapılan bir uygulama değildir.


Yavaş Dönüş Egzersizleri

Trafiğe kapalı bir alanda, boş bir park yeri, artı (+) şeklinde bir hat çizin. Hattın her kolu 15metre olsun. Yatay hat 15 ve düşey hat 15mt.

Burada tüm yavaş sürüş dönüş tekniklerini sonuna kadar uygulamalısınız.

. Debriyaj kavrama noktasında tutulacak
. Arka fren baskı uygulanıyor olacak
. Baş ve gözleriniz motorunuzu döndürmek istediğiniz yere dönük olacak.

Şimdi burada yapacağımız çalışmanın anahtarı, ön tekeri doğru konumlandırmaktır.

Yanınıza 20 adet kuka ya da işaretlemede kullanabileceğiniz nesneler ve biraz tebeşir alın.

. İşaretlediğiniz hattın dip bacağından girip ilk hamleniz sağa olursa bir seri sol U dönüşler yapıyor olursunuz.

Çalışmamızın adı dört yol ağzı olsun.

Girdiğiniz ayağın sonuna geldiğinizde, sağa dönüş yapacaksınız, ön tekeri olabildiğince sağa alın. Bir kukayı bu ayağın bitiş noktasından 90 cm öteye koyun. Bu dönüş noktanızdır. Ön tekeri bu noktaya yöneltin. Bu noktaya vardığınızda başınızı olabildiğince sola çevirin. Motoru ne kadar yatırsanız U dönüşünüzde o kadar kolay olur. Motor doğrulur doğrulmaz, siz ters yöne gitmeğe başladığınızda, baş ve gözlerinizi sağa çevirin ve bir sonraki dönüş noktanıza bakın. 90 derece dönüş yapmak zordur. Yumurta şekilli U dönüşü yapılır. Burada önemli olan dönüşün en keskin olduğu noktada panikleyip gazı kesmemenizdir. Kafanızı ne kadar hızlı çevirirseniz dönüşünüz o kadar kolay olur.


Dönüşlerde Sollamaya Dair

Sollamada öncelikle şu anlaşılmalıdır: İhtiyaç mı, istek mi? Sizi solamaya sevk eden sebep hangisi?

Sollamak sürücüler arasında artık yapılması zaruri durumlarda gerekliden çok yapılması çok hoş bir şey durumuna girmiştir. Araba sürüyorda olabiliriz. Burada sürücüyü yönlendiren risk faktörünün küçümsenmesidir. Hatalı solamadan dolayı olan ölümcül kazalardan da kimsenin ciddi olarak etkilendiği yok.

Buradaki risklerin başında manevra riskleri gelir. Bir kere solamaya kalktığınız aracın üzerinde hiçbir kontrolünüz yoktur. Düz yolda sollarken bir ihtimak dikkatli bir sürücü sizi aynasından görmektedir ama bir dönemecin ortasında sollayacağınız hemde dönüş manevralarıyla uğraşırken kimin aklına gelir. Karşıdan virajı dönerek gelen bir araçta o noktada bir motosikletin solama yapıyor olabileceğini düşünmez. Çünkü dönemeçlerde sürücü en ileri noktaya değil dönüşe konsantre olur. Hep başkalarını suçlamayalım.

Sigara içen, telefonla konuşan sürücüleride unutmayalım.

Sollarken olabildiğince ilerisini gözlemek esastır. Bu karşıdan gelen trafikten yeterince uzak olup olmadığınızı netleştirmek içindir. Bir aracı mesela 50km/saat hız yapan bir kamyonu sollamak istiyorsunuz, önce ihtiyacınız olan görüntüyü sağlayın. Takip mesafenizi büyütün. Aracın dibine girmeyin gerekiyorsa birkaç yüz metre geride kalın. Geçiş hızınız ne kadar yüksek olursa bir şeyler yanlış gittiğinde durumu kurtarmak da o kadar zor olacaktır. Ayrıca karşıdan gelen araçların hız limitlerini aşmamış olduklarını bilemezsiniz. Varsayımlarla hareket etmeyin. Esasen ağır vasıtaların arkasında rüzgâr türbülanslarıda olur ve motosiklet için tehlikelidir. Bir ağır vasıtaya takribi 70 metreden daha fazla yaklaşmayınız. Buda iki kedigözü arasındaki mesafeden biraz fazladır. Yol kenarlarındaki lambalar ya da kedigözü dediğimiz ışıkla parlayan işaretlerin arası 50 metredir. Karşıdan gelen hız limitni aşmış bir motor ise yaklaşma hızını tahmin etmek çok daha zordur çünkü küçük cisimler olduklarından daha uzakta gibi görünürler. Bazı sürücülerin kullandığı ters konumlanmanın sakıncaları faydasından çoktur ve sadece çok usta sürücülerce uygulanmalıdır. Başlangıç seviyesinde buna kalkışmayınız.

Keskin dönemeçlerde solama yapmayınız. Yakın görüntü alabildiğimiz bu dönemeçlerde eğer siz 70 km/saat ve karşıdan gelen araç 80 km/saat hızla seyrediyorsa kafa kafaya çarpışma hızı 150 km/satir. Bu hızda bir çarpma ölümcüldür. Ayrıca 150 km/saat lik bir yaklaşım hızını insan beyni kesinlikle birkaç yüz metre içinde doğru hesaplayamaz.

Dönüşlerde hızınıza çok dikkat ediniz. Bir dönüşte sollamaya kalktığınızda dönüşün tam ortasında karşıdaki tehlikeyi gördünüz ne yapacaksınız? Gazlayıp sollamayı tamamlamak zorundasınız. Burada solamaya başladığınız anda değil sollamayı tamamladığınız anda daha fazla alana ihtiyacınız var (hız arttığından) ki serbest gördüğünüz alanda durabilesiniz.

Bir diğer faktör yol şartlarıdır. Mazot döküntülerine çok dikkat edin. Bihassa yağmurda çok kaygan olurlar. Kuru havada siyah bir renk yağışlı havada gökkuşağı renklerini yansıtırlar. Mümkünse üzerlerinden geçmeyin çünkü geçtikten sonra da bir müddet tekerleriniz kayganlığını muhafaza edecektir ta ki mazot lastiklerden iyice sıyrılana kadar. Bu arada altınızdaki motorun lastikleri kabak ise yine solamadan evvel iki kere düşünün. Önünüzde viraja giren araçlar fren yapıyorlarsa yada karşı yönden gelip virajdan çıkan araçlar hız kesmişlerse bilin ki keskin bir virajla karşı karşıyasınız.

Son olarak sollamanın risklerini küçümsemeyin. Önceden görmenin, tehlikeyi önceden sezinlemenin önemini iyi bilin. Kör bir dönemeçte sollamaya kalkmak yerine bunu gelecek düzlüğe saklayın ve ilgili yol, trafik işaret ve ikazlarına dikkat edin.

Yeni motorcular eğitim amaçlı olanlar hariç sizden çok usta olan sürücülerle sürüşe kalkıp onlara ayak uydurmağa çalışmayınız. Yaşamınızın değerini bilip bilinçli davranınız.

Bu konuyu yazdır


Yazar: emomen
12-30-2010, 10:54 AM
Forum: Kişisel Raporlar
- Yorumlar (12)

Geçen sene şirketteki arkadaşlarla beraber bir atv turuna çıkalım dedik...
Baylar ve bayanlar hemen gidilecek günü belirledik , planları yapmaya başladık... 20 nin üstünde katılan vardı:+1:

Maltepe kayışdağı yakınlarında bir tesis böyle bir hizmet sunuyor.
Bütün herşey hazırlandı haftasonu mekanda toplandık.
dsc8095o.jpg

Herkes ortama uygun giydirildi:F: annem askeri üniformayı üstümde görünce gözleri doldu... :F::F: bende dayanamadım biraz gözler doldu. asker hissttim kendimi sanki hee :P::P:
dsc8325u.jpg

Herşey tamam eksiğimiz yok çok şükür, gruplara ayrıldık.
Her grup 1 - 1,5 saat kadar gezecekti... Ben 2 gruptaydım ilk grubu beklemek çok can sıkıcıydı:F: anlatmaya gerek yok zaten o tip beklemeleri..

Sıra bizim grupta, işte kendimi dağa taşa vurma zamanı...BF.30

dsc8352.jpg

işte ormana doğru ilerliyoruz
dsc8362.jpg


dsc8507.jpg


dsc8508.jpg

dsc8556.jpg

dsc8563k.jpg

dsc8595q.jpg

[
dsc8599.jpg

Şu tipe bak yaa :D:D
dsc8631.jpg

dsc8628.jpg

Lastiklerin dördünü yerden kesmeyi başardım... Surat ne hale gelmiş.. :F::F:

dsc8693v.jpg
The son..
Gerçekten çok güzel bir gündü, Umarım sizinle beraber yaparız böyle bir organisazyon...

Saygılar.

Bu konuyu yazdır


Yazar: emomen
12-30-2010, 09:17 AM
Forum: Dökümanlar
- Yorumlar (5)

İşinize yarayan binlerce detaylı bilgi ve teorilere buradan ulaşabilirsiniz.

İyi sürücü nasıl olmalıdır?

İyi sürücü zihinsel yoğunlaşma becerisi, denge ve süratle çevre ve olaylara intibak edebilen bir zekâ gibi fiziksel yetilerin yanında sabırlı, öfkesini kontrol edebilen bir irade seviyesine sahip olmalıdır. Motosikletle yaşam doğa sevgisini gerektirir. İzcilik ruhu ister. Yardımlaşmayı bilen, her zaman yolda olabilen ve ne kendisine ne başkasına nede motoruna zarar vermeden davranabilen kişidir. Sürücü yapacağı her hareketin diğer sürücüler ve insanlar üzerinde yapacağı etkiyi düşünmeden hareket etmemelidir. Bu da sadece motosiklet sürüş eğitimi alarak ve/veya uzun yıllar motor sürmekle kazanılamaz. İnsani terbiyeyi de kişinin ailesinden ve yakın çevresinden almış olması gerekir. Yani iyi sürücü olmamız için önce iyi insan olmamız gerekir.

Yaşadığınız gibi de sürersiniz. Çevresiyle irtibat kurma şekli özetle kişiliği, onun sürücülükteki davranışlarının da ne olacağı hakkında bize bir fikir verir.

Eğitim ne demektir?

1. Teknik yeteneklerin öğretilmesi ve geliştirilmesi
(Motoru istediğiniz yere yerleştirmek, istediğiniz yönde hareket ettirmek.)

2. Tavırların düzeltilmesi
(Sabırsızlığınızı yenmek. Saldırganlık/mağduriyet tavrı ve güç mücadelelerinden kaçınmak.)

3. Bilginin geliştirilmesi
(Verdiğiniz kararlar muhtemel tehlikelerin kavranmasıyla mı alınıyor? Değişen yönlerde oluşan durum değerlendirmesiyle mi? Bu değişen durumların sizin için oluşturabileceği risklere göre mi ve tabi oluşan durumları bertaraf edemezseniz başınıza gelebilecek olumsuz durumlara göre mi?)

Motosiklet kullanmak herhalükarda yaşamsal risk taşıyan bir faaliyettir. Kendi bilgilerim doğrultusunda yazdığım yazılara ve güvenilirliği kanıtlanmış yabancı kaynaklı yayınlardan yaptığım çeviri ve derlemelere hata olmaması için elimden geldiğince özen gösterdim. Buna rağmen ziyaretçi arkadaşlarımızın okuduklarını uygularken dikkatli davranmalarını ve aldıkları riskin sorumluluğunun kendilerine ait olduğunu hatırlamalarını önemle rica ederim. ( Alpaslan Kuzucan )

Selamlar.

Bu konuyu yazdır


Yazar: VeYSeL
12-29-2010, 09:26 AM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (11)

Çoğu arkadaşımız Kros ile Enduro arasında ki farkları karıştırıyor, bende bir yerde okuduğum yazıyı sizlerle paylaşıyorum..

Donald_Duck Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Kros (cross yazmiyoruz) motosikleti ve enduro ayni motordur, bazi aksesuar farkliliklari vardir.


Kros motorlari sadece arazide kullanilmak uzere detaylandirilirlar. Arazi tipi disli lastikleri asfaltta tutunmaz. Ayna, far, sinyal, gostergeler, yan destek, orta sehpa, yolcu basamaklari, bagaj -canta, on cam vb. arazi icin luks sayilabilecek, motor dusunce kirilip dokulebilecek hic bir aksesuari yoktur.

Trafige cikamazlar, dolayisi ile plakaya ihtiyaclari da yoktur. Parkura kamyon yada treyler ile tasinip, yeristan-geziden sonra sonra garaja ceklirler. Arazide tas, agac vb. cisimlere carpmamalari icin olabildigince yukseltilmislerdir. Suspansiyor ayarlari da serttir. Herhangi bir konfor saglayacak ozellikleri yoktur. Selesi one arkaya rahatca kaymayi saglayacak sekilde tek parcadir ve yere ulasmasi kolay olsun diye de son derece incedir.

Ornegin CRF 450R Motokros makinesi (motokros a MX de denir, aklinizda bulunsun)
Honda_SRF450R_06_2007_1024x768.jpg

Ayni motoru, trafige cikacak sekilde ve konfor aksesuarlari ile donatirsaniz bu bir "enduro" olur.

Ornegin yine ayni motor Honda CRF450X Enduro
010.jpg
Aralarinda hemen hic fark olmadigina dikkatinizi cekerim. Aslinda tek fark "plaka takilarak trafige cikabilecek hale getirilmis olmasi" dir.

Bunlarin disinda bir ucuncu (hep karistirilir) segment vardir, buna da "enduro-turing" denir, ki bu motor toprak yollar vb. hafif arazi + asfalt / stabilize yollar icin dusunulmus, uzun yollara dayanikli, dik oturusu ve genis selesi ile konforlu, yol motorlarina gore yuksek, MX e gore yumusak suspansiyonludur.

Ornegin Suzuki VStorm
suzuki_dl650_angle_hb_gobi_tn.jpg

ayrıca Benim motorum olan Yamaha XT 660R için de bazı arkadaşlar görüntüsüne aldanıp kros olduğunu idda etmektedir, ancak araziye yatkın Enduro dur..
Yamaha_XT660R_09_1024x768.jpg

Bu konuyu yazdır


Yazar: Demir
12-28-2010, 01:23 PM
Forum: Moto Kafe
- Yorumlar (26)

Ercan'ın makineyi bilirsiniz, bana hep çok uzak gelirdi "asla düşünmem" derdim yönetici izin verirmi bilmem ama verdiğim linkteki macerayı görünce nasıl heveslendim bilemezsiniz.

http://www.motosiklet.net/forum/etkinlik...filmi.html

insanın canı çekiyor,,,

Sevgiler....

Bu konuyu yazdır


Yazar: ŞENER
12-28-2010, 08:56 AM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (17)

Günaydınlarrr:çiçek:

Benzine zammm gelmiş hayırlı olsun:uf:

Dün akşam bazı şirketler tarafından bayilere bildirilen zamlar, bugünden itibaren pompa fiyatlarına yansıtılacak. Yeni zamla birlikte İstanbul Anadolu yakasında 1 litre benzinin (95) fiyatı 3,87 liradan 3,91 liraya; 97 oktan benzinin fiyatı ise 3,91 liradan 3,98 liraya çıktı.

Bu konuyu yazdır


Yazar: cros
12-27-2010, 10:44 PM
Forum: Genel Muhabbet
- Yorumlar (4)

video için tıklayınız...


Keşke orda olsaydım diyebileceğim bir video daha özellikle araziyi son derece değerlendirmişler helal olsun..

Bu konuyu yazdır